­T­a­ş­n­a­k­ ­ç­e­t­e­l­e­r­i­ ­E­r­m­e­n­i­l­e­r­e­ ­b­i­l­e­ ­z­u­l­m­e­t­t­i­­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

­T­a­ş­n­a­k­ ­ç­e­t­e­l­e­r­i­ ­E­r­m­e­n­i­l­e­r­e­ ­b­i­l­e­ ­z­u­l­m­e­t­t­i­­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ Tuğgeneral Ziya Yergök'ün "Sarıkamış'tan Esarete" adını verdiği hatıraları, Ermeni mezalimi gerçeğini bir kez daha gündeme getirdi.

Tuğgeneral Yergök'ün Bakü'de karşılaştığı Erzurumlu bir Ermeni tüccarın dile getirdikleri, Taşnak çetelerinin sadece Türk halkına değil, Ermeni halkına bile zulmettiklerini ortaya koydu.

Erzurum'da doğan ve uzun yıllar Erzurum'da tüccarlık yapan Vahan Midiciyan, Tuğgeneral Ziya Yergök'e; Ermeni Taşnak çetelerinin zulmünü "Ah o Taşnaklar, vah o Taşnaklar. Bizim ocağımızı söndürdüler" sözleriyle aktarırken, tarihin en somut vesikaları olan bu bilgiler, yine Erzurumlu olan bir komutan Sami Önal tarafından gün yüzüne çıkarıldı.

SARIKAMIŞ'TAN ESARETE

Tuğgeneral Ziya Yergök'ün hatıralarını derleyerek, daha önce hiç görülmemiş fotoğraflarla birlikte "Sarıkamış'tan Esarete" adlı kitapta toplayan Oltu doğumlu Sami Önal, sözde Ermeni soykırımı iddialarının, yine bir Ermeni tarafından yalanlandığını gösteren tarihi kanıtları günümüze ulaştırdı. Askerlikten emekli olduktan sonra sahaflık yapmaya başlayan Sami Önal, Tuğgeneral Yergök'ün hatıralarından faydalanarak hazırladığı eserinde, sözde Ermeni soykırımı iddialarının, baştan sona bir düzmeceden ibaret olduğunu gözler önüne seriyor.

TAŞNAKLAR YÜZÜNDEN ÇOK ACI ÇEKTİK

Aslen Artvin Yusufeli doğumlu olan ancak 6 yaşında ailesiyle birlikte Erzurum'a yerleşen Tuğgeneral Ziya Yergök'ün, "Sarıkamış'tan Esarete 1915,1920" adını verdiği hatıralarında, Bakü'ye göç etmek zorunda kalan Erzurumlu bir Ermeni tüccarın yakınmalarına yer veriliyor. Erzurumlu emekli asker Sami Önal'ın, bu hatıralardan yaptığı derlemeler sonucunda hazırladığı eserde, Erzurumlu Ermeni tüccar Vahan Midiciyan, Ermeni Taşnak çetelerinden bahsederken adeta öfke kusuyor.

İşte Tuğgeneral Yergök'le Ermeni tüccar Midiciyan arasında geçen o tarihi konuşma:

"Bakü'de çok perişanız. Ben buradayım, çoluk çocuk ise, Revanda azap ve işkence içinde inleyip duruyoruz. Ah o Taşnaklar vah o Taşnaklar. Bizim ocağımızı söndürdüler. Servet bizdeydi, refah bizdeydi, ticaret ve zenaat bizdeydi, asker bile vermiyorduk. Türkler gibi Arnavutluk'ta, Arabistan'da, Yemen'de kırılmıyorduk. Ermenilerle Müslümanlar arasında bir iş çıksa, biz kazanıyorduk. Okullarımız açık, okur-yazar olmayanımız pek az olmakla birlikte, Türklerden daha çok Türkçe okuryazarımız vardı. İş bilen her

türlü memurlarımız, yüksek sahiplerimiz vardı. Görünüşte Türkler hakim gibiydiler. Gerçekte ise hakimiyet hemen hemen bizdeydi. Sözün kısası mesut ve bahtiyar milletleri arasında yaşıyorduk. Ama Taşnaklar yüzünden tarifsiz acılar çektik, can verdik. Ah o Taşnaklar, vah o Taşnaklar"

ERMENİ TÜCCARIN TARİHE IŞIK TUTAN İTİRAFI

Erzurumlu Ermeni tüccar Vahan Midiciyan, Tuğgeneral Yergök'e anlattıklarının, dalkavukluk olarak değerlendirilmemesini isteyerek, şöyle devam ediyor:

"Burası Azerbaycan, ne sizin memleketiniz, ne de bizim memleketimiz? Ne sen ikbaldesin, ne de ben sana muhtaç durumdayım. Bu nedenle sözlerim sırf hakikattir, kalbimin en derin ifadesidir. Bir zulüm vardır ve bu zulme sebep teşkil edenler de, Taşnaklardır."

Sami Önal'ın derlemelerinde, Vahan Midiciyan'ın bir teorisyen, tarihçi ya da bir militan olmadığına dikkat çekilerek, kendisinin sade bir Ermeni vatandaşı olduğu belirtiliyor. Taşnakların neden olduğu felaketi ve Ermenilerin toplumsal yaşantılarının nasıl bozulduğunun en somut örneği olarak Midiciyan'ı gösteren Önal, yine Yergök'ün hatıralarına dayandırarak, Vahan'ın çocuklarının Erivan'da kaldıkları ve beyinlerinin yıkandığı bilgisini veriyor.

KİTABIN TEMASI

Tuğgenerel Ziya Yergök'ün anıları, Sarıkamış faciasını ve ardından esarette geçen zorlu 6 yılı kapsıyor. Yaralanıp Ruslara esir düştükten sonra Sibirya kamplarındaki yaşam mücadelesi ve kaçış planları. Dönüş yolunda Bakü'de Mustafa Suphi'nin arkadaşlarıyla karşılaşması ve ardından Batı Cephesi'ne asker sevkıyatında görev alması, kitabın kısaca özeti denilebilir.

Ziya Yergök, tarihe tanıklık eden yaşamını bir roman çekiciliğinde sunarken, savaş yıllarında gözlemlediği asker psikolojisini ve esaret yıllarında tanık olduğu Orta Asya'ya özgü geleneksel yaşam biçimlerini de çarpıcı bir üslupla yansıtıyor. Kitabın yazarı emekli asker ve şuanda sahaflık yapan Sami Önal, Tuğgeneral Ziya'nın bin 800 sayfalık anıları ve yakın çevresinden temin ettiği hatıralar ve fotoğraflar sayesinde kitabı kaleme alırken, kitapta anlatılanlar tamamen Paşa'nın anlattıklarından oluşuyor.

TUĞGENERAL ZİYA YERGÖK KİMDİR?

Ziya Yergök, 1877'de Artvin Yusufeli ilçesine bağlı Aşağı Hod köyünde doğdu. 6 yaşındayken ailesi ile birlikte Erzurum'a taşındı. Burada askeri idadiye geçti. İstanbul Harp Okulu'na girmeye hak kazandı. Harp Okulu'nu bitirince de, Harp Akademisi'nden mezun olup, kurada Erzincan'ı çekti. 1909'da kolağası rütbesine terfi etti ve Erzurum'daki 7. Tümen'e tayin oldu. 1914 yılında 83. Alay Komutanlığı'na atandı ve 1914 yılı ortalarında başlayan Sarıkamış Harekatı'nda görev aldı. 29 Kasım 1914'te Binbaşı Ziya

Yergök'ün alayının Gez köyüne gitmesi emri verildi. Sarıkamış Harekatı'nda Köprüköy Savaşı'nda birliklerine komuta etti. Daha sonra Rus taarruzunun başarıya ulaşmasıyla esir düştü. Önce Semipalatinsk, daha sonra Krasnoyars esir kampında kaldı. 1920 yılında buradan kaçmayı başararak, Doğu Türkistan ve Orta Asya şehirleri üzerinden Türkiye'ye döndü. Türkiye'ye dönünce Kazım Karabekir'in Doğu Ordusu'nda görev aldı. 1926 yılında batıya tayin oldu. Afyon'a 1. Kolordu Divanıharp Başkanı olarak atandı. 30 Ağustos 1930'da Tuğgeneralliğe terfi ederek 1931'de emekli oldu.


Popular Articles

Latest Articles