F­E­T­Ö­­n­ü­n­ ­A­t­a­t­ü­r­k­ ­H­a­v­a­l­i­m­a­n­ı­­n­ı­ ­i­ş­g­a­l­ ­g­i­r­i­ş­i­m­i­ ­d­a­v­a­s­ı­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

F­E­T­Ö­­n­ü­n­ ­A­t­a­t­ü­r­k­ ­H­a­v­a­l­i­m­a­n­ı­­n­ı­ ­i­ş­g­a­l­ ­g­i­r­i­ş­i­m­i­ ­d­a­v­a­s­ı­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ Darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'nı işgal girişiminde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin, 95'i tutuklu 159 sanığın yargılanmasına sanık savunmalarıyla devam edildi - Hava Harp Okulu Kurmay Başkanı Albay Barbaros Akça'nın makam şoförü tutuksuz sanık Ahmet Elvan Yıldırım: - "Barbaros Akça, 5. Filo’ya gitmiş. Yanına gittim. Filodan 10-15 sivil çıktı. Bunları orada bekleyen helikoptere bindirdi" - Sanık Yıldırım, Zeytinburnu sahil yolunda polisin kendilerini durdurması üzerine, Akça'nın polise silah doğrulttuğunu söyledi

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Atatürk Havalimanı'nı işgal girişiminde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesine ilişkin, 95'i tutuklu 159 sanığın yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri'deki Alibey Spor Salonunda yapılan duruşmada, tutuksuz sanıklardan Ahmet Elvan Yıldırım, olay tarihinde sözleşmeli er olarak, kurmay başkanı Barbaros Akça’nın makam şoförlüğünü yaptığını söyledi.

Olay günü Akça’nın emri üzerine, kendisini VIP’e götürdüğünü, burada bir toplantı yapıldığını ve sonradan generallerin de katıldığını dile getiren sanık Yıldırım, "Toplantıya kurmay albay Zeki Gerehan'ın da katıldığını gördüm. Toplantıdan sonra generallerle makam araçlarıyla bir yere gittiler. Akça, tek araçla gideceklerini söyleyerek, bana ve postacısına istirahat etmemizi emretti. Koğuşuma gittim bir süre sonra Akça aradı. Aracı alıp okula gitmemi istedi. Gittim ancak orada yoktu. Destek Bölük Komutanlığı’nda bekledim. Oradan da çıkıp lojmana götürdüm." dedi.

Lojmanın önünde beklerken Akça’nın emriyle VIP’e gittiğini belirten sanık Yıldırım, şöyle devam etti:

"Baktım herkes orada toplanmış. Sordum ne oluyor diye. Tatbikat varmış. Akça’nın emri üzerine başçavuş Aslan Özkan’ı da alarak 5. Filo’ya gittim. Oradan su aldık. Aslan Özkan’ı geri VIP’e bıraktım. Kurmay başkanı havalimanında canlı bomba olduğunu, polise desteğe gideceğimizi söylüyordu. Okulun içinden havalimanına geçtik. Uçakların olduğu bir yere çıktık. Küçük beyaz bir araba vardı. Akça, onu durdurmamı istedi. Aracın önünü kesemedim. Sağ tarafa doğru gittiler, Araçtakiler inip kaçtı. Ben aracın başında bekledim. Bir süre sonra Akça, ‘Destek VIP’e gidelim’ dedi. Yolda Aslan Özkan’ı gördük. Aslan yukarıdaki yolcuların foto çektiğini söyleyince Akça, bir asker görevlendirilmesini, buna izin verilmemesini istedi. Araçtan indik. Silah sesi duyduk. Hemen direksiyonun altına yattım. Biraz bekledim bir şey olmadı. Barbaros Akça’nın tüfekle camı kırdığını, binbaşı Mustafa Serbest'in arkaya 3 el ateş ettiğini gördüm. Serbest,'Komutanım 3 öğrencimiz yaralıymış' dedi. Akça duymadı mı duymazdan mı geldi bilmiyorum. Sonra telefonu çaldı. Telefondaki kişiye 'Ne yapayım Yusuf ?' dedi. Sanırım bu kişi Yusuf Özdemir'di. Limandan çıktı. Sahil yolundan gidiyorduk. Zeytinburnu'nda polis bizi durdurdu. Akça, araçtan inip polislere silah doğrulttu. Oradaki polislerden darbe olduğunu öğrendim. Olay günü üzerimde silahım yoktu. Beraatimi istiyorum."

Yıldırım’ın ardından savunması alınan tutuksuz sanık sözleşmeli er Adem Sürer ise şu ifadeleri kullandı:

"O sabah içtiması alındıktan sonra okullar bölgesinde rutin işlerimi yaptım. Destek bölgesine çıkış yapıp 15.00-18.00 silahhane önü nöbetime başladım. Nöbet tutarken astsubay Cem Birlik ve birkaç er arkadaş ellerinde kasalarla geldiler. İçinde ne olduğunu bilmiyordum. Silahhaneden içeri girdiler. Bir süre sonra ben de içeri girdim. Şarjörlere mühimmat bastıklarını gördüm. Akşam yat içtimasından sonra astsubay Emrah Yurtbaş bizi kaldırdı. Silahhaneye gidip silah almamızı söyledi ve bize şarjör verdi. Yurtbaş içtima yaptıktan sonra, VIP bölgesine gideceğimizi söyledi. Otobüslere bindirildik. VIP bölgesinde araç ve uçak bakım ambarlarının orada bizi sıraya koyup beklettiler. 3 tane helikopter indi. Bir süre sonra da beyaz renkli bir helikopter indi. Albay Yusuf Özdemir transit araç istedi. İnenleri o araca bindirdi ama nereye gönderdi bilmiyorum. Bir anda, komutanlardan biri havaya ateş etti.

Otobüsle havalimanına doğru gitmeye başladık. İner inmez limanda dağılmamız istendi. Dağıldık ancak Yusuf albay sonra bizi tekrar topladı. Bizi 4. kapıdan geçirdi. Açık bir alana vardık. Burada bize U şekli aldırdı. 'Türklere çıkış yasak, yabancılara giriş çıkış serbest' dedi. Pasaport kontrolü yapan polislerin başına 2'şer er koydu. Ben de bunlardan biriydim. Bir müddet sonra bir kadın 'Bomba' diye bağırdı. Yusuf albay, kendisini takip etmemizi söyledi. Peşinden gittik ama halk arkamızdan gelmeye başladı. Sinirlilerdi. Yusuf albayın emniyet müdürüyle konuştuğunu gördüm. Halk çok kalabalıklaşınca büfe gibi bir yere sığındık. Sonra da teslim olduk."

Duruşmada savunma yapan diğer tutuksuz sanık erler de beraatlerini ve haklarındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasını istediler. Bir sanık avukatı ise sanık erlerin dosyasının ana dosyadan ayrılarak yargılama yapılmasını talep etti.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarının alınmasıyla devam edilecek.


Popular Articles

Latest Articles