“­1­ ­E­y­l­ü­l­­e­ ­k­a­d­a­r­ ­h­ü­k­ü­m­e­t­i­ ­k­u­r­m­u­ş­ ­o­l­a­c­a­ğ­ı­z­”­

“­1­ ­E­y­l­ü­l­­e­ ­k­a­d­a­r­ ­h­ü­k­ü­m­e­t­i­ ­k­u­r­m­u­ş­ ­o­l­a­c­a­ğ­ı­z­”­

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Arınç, cumhurbaşkanı kesin seçim sonuçlarının Resmi Gazete'de 28 Ağustos'ta, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ant içerek, Cumhurbaşkanlığı görevine başlamasıyla yayımlanması gerektiğini söyledi.

“VEKALET GÖREVİ SAYIN AHMET DAVUTOĞLU'NA”

Arınç, "Sayın Erdoğan'ın yemin ettikten sonra, yeni Başbakan'a, Sayın Davutoğlu'na görevi devredeceği süreye kadar bir vekalet mekanizması işletilecek mi? Sizin vekalet edebileceğiniz veya Sayın Davutoğlu'na doğrudan vekaletin verilebileceğine dair haberler var" sorusu üzerine, şöyle konuştu:

"28 Ağustos'ta ant içme ve devir teslim töreninden sonra yeni hükümeti kuracak kişiye, yani Sayın Ahmet Davutoğlu'na muhtemelen, hem büyük kongreyi yapmadan hem genel başkan seçilmeden ihtiyatlı konuşmamız lazım, dünyanın binbir türlü hali var, arada bir zaman olacak. Bu zamanın çok kısa olacağını düşünüyoruz. Sayın Başbakanımız, Başbakanlık görevini vereceği kişi aynı zamanda bakanımız olduğu için bu süre içindeki vekalet görevini Sayın Ahmet Davutoğlu'na verecektir, çok doğru ve çok haklı olarak. Ama basında bir şeyler yazılıyor, sonra onun üzerinden spekülasyonlar yapılıyor. Sonunda biz böyle bir durumla karşılaşıyoruz. En son yazılan da birisinin aklına gelen bir şey, '15 gün kadar Bülent Arınç vekalet edecek.' Şimdi olmayınca da 'Bak, gördünüz mü? Adamı tamamen sildiler. Bak, o bile Başbakan Vekili olamadı' denilecek. Biz, bunları yıllardan beri biliriz, tanırız. Başka yapacak işi olmayanlar böyle senaryolar üzerine birtakım şeyler üretirler. Yani 24 saatten bile az sürebilecek bir vekalet için esasen, Başbakan olması düşünülen ve kararlaştırılan bir kişinin vekaletinden daha doğal bir şey olamaz. Ben, üzgün değilim. Çok doğru olan yapılıyor, ta baştan bu yana. İnşallah vekalet görevi Sayın Davutoğlu'nda olacaktır. Biz, 28'i akşamı bir görevlendirme bekliyoruz. Ama o gün yurt dışından şu ana kadar 73 devlet başkanı, cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, grupları temsilen kişiler gelecektir. Dışişleri Bakanlığımızın verdiği son bilgiye göre. O güne kadar bunun yüzü geçeceğini tahmin ediyoruz. Akşam yeni Cumhurbaşkanımızın belki bu konuklara yemek ikramı veya bir başka toplantısı da olabilir. Ama 29'undan itibaren yeni başbakanımız, kısmet olursa hükümet kurma görevini almış olacaktır."

ÇÖZÜM SÜRECİ

Arınç, bir gazetecinin, “Cumhurbaşkanlığı seçimi aday belirleme çalışılmaları devam ederken bir yandan da çözüm süreci eş zamanlı olarak sürdürülüyordu. Süreçte başta Beşir Atalay olmak üzere ilgili bakanlardan, hükümetten önemli açıklamalar geldi, eylül ayını işaret ettiler, somut yol haritasını hayata geçmesi için. Bugünkü bu toplantıda bu konu ele alındı mı? Somut yol haritası kapsamında Kandil'e gönderilecek heyetten söz ediliyor. Bu tarzda somut ne gibi gelişmeler bizleri bekliyor” yönündeki soru üzerine, şunları söyledi:

“Sayın Atalay'ın zannediyorum bir hafta kadar önce bir televizyon kanalında yaptığı konuşmayı biz de takip etmiştik. Bugün önemli bir başlık altında hem bugüne kadar yaşananlar, yapılanlar hem de bundan sonra yapılabilecek olanlar konuşuldu. Söyleyebileceğim şudur, biliyorsunuz çözüm süreci konusunda en son attığımız somut adım, galiba 6 maddelik bir çerçeve kanunun çıkarılmasıydı. 6 madde olduğunu hatırlıyorum. Bu çerçeve kanun, bugüne kadar yapılanları kapsayan, bundan sonrasına da yön veren, yol gösteren bir çerçeve kanundur. Sayın Atalay’ın da ifade ettiği gibi bundan sonra somut yol haritasını, neler yapılması gerektiğini belki yine Meclis’e sevk edebileceğimiz, bir kısmını idari tedbirlerle götürebileceğimiz ama gün olarak, tarih olarak süre olarak her birini ayrı ayrı belirleyeceğimiz yeni bir döneme giriyoruz."

“TEAMÜL VAZGEÇİLEBİLİR, TERK EDİLEBİLİR”

Teamülün yazılı hukuk kuralı olmadığına işaret eden Arınç, şöyle dedi:

"Yani adli yılda tören yapılmasına yönelik, bu törende de Yargıtay Başkanı ile birlikte Barolar Birliği Başkanı konuşur şeklinde bir hüküm bulunmamaktadır. Ben de 25 yıllık avukatlık yapmış bir arkadaşınız olarak tabii katıldığım toplantılarda gerek Danıştay'da gerekse Yargıtay'ın törenlerinde mutlaka Barolar Birliğinin Başkanının bulunduğunu ve bir konuşma yaptığını biliyorum. Ancak teamül vazgeçilebilir, terk edilebilir. Yargıtay Başkanımızın buradaki zannediyorum temel sorunu, davetiye gönderilmiş olmasıdır. Davetiye gönderildikten sonra Sayın seçilmiş Cumhurbaşkanımızın daha önce Danıştay'da yaşadığı tatsız olayla ilgili olarak kendisine verilen yetkiyi kötüye kullanan Barolar Birliği Başkanının, yani Danıştay Başkanının 20 dakika konuştuğu bir yerde, neredeyse bir saat 20 dakika konuşmasını ve orada avukatların, yargının sorunu konuşmak yerine, siyasi konulara girmesi, hatta Van depreminden bile bahsedecek noktaya gelmesini yakışıksız olduğunu söylediğini biliyoruz. Hatta bu tepkiyi sözle de bırakmamış ve Danıştay salonundan da ayrılmıştı. Şimdi bu gelişmeler üzerine Başkanlar Kurulunu toplayacağını ifade etmişti, Yargıtay Başkanımız. Biz içerideyken anlıyorum ki bana gelen notlarda oy çoğunluğuyla Barolar Birliği Başkanına yapılan davet geri çekilmeyecektir. Barolar Birliği Başkanının ancak Yargıtay Başkanı kadar konuşması rica edilmiştir. Bunlar kendi içlerindeki sorunlarıdır. Sayın cumhurbaşkanımız, 1 Eylül'de bu törene katılacak mıdır, katılmayacak mıdır onu kendisi açıklama yapar. Bu konuşmasından sonra eğer bir gelişme olduğu takdirde sizler de bizler de öğrenmiş olacağız."

Söz konusu törene hükümetten bir temsilci katılıp katılmayacağıyla ilgili olarak da Arınç, "Adalet Bakanımızın bu tür toplantılara katıldığını biliyoruz. Bizim katılmamız temsilidir ama Adalet Bakanımızın katılması yargının bir parçası olarak en azından onu temsil eden bir siyasi makam olarak bugüne kadar yapıldığını biliyoruz. Ancak herhalde 1 Eylül’e kadar biz yeni başbakanımızla yeni hükümetimizi kurmuş olacağız. Yeni Başbakanımızın bu konudaki davranışını benim şu anda ifade etmem mümkün değil hem de doğru değil" ifadesini kullandı.
 

Popular Articles

Latest Articles