B­a­h­ç­e­l­i­:­ ­­T­ü­r­k­ ­a­s­k­e­r­i­ ­t­a­ş­e­r­o­n­ ­o­l­a­m­a­z­­­ ­-­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

B­a­h­ç­e­l­i­:­ ­­T­ü­r­k­ ­a­s­k­e­r­i­ ­t­a­ş­e­r­o­n­ ­o­l­a­m­a­z­­­ ­-­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ Bahçeli, ''PKK'yı tasfiye için Irak'a girmesine izin verilmeyen Türk askerinin, Afganistan'da çarpışmasını istemek AKP'yi, ABD'nin küresel stratejilerinde taşeron olarak görmekle eş anlamdadır'' dedi.

Bahçeli, partisinin Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmesini değerlendirdi.

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, 6 Nisan 2009 tarihinde Obama'nın Mecliste kendisine verdiği ev ödevlerinden bir kısmını yapmış olmanın huzuruyla görüşmeye gittiğini ifade ederek, ''Ermenistan'la ilişkilerin başlatıldığını, Heybeliada Ruhban Okulunun açılması, Patrikliğin' ekümenlik olması için yeşil ışık yakıldığını, sözde açılım denilen yıkım projesini uygulamaya koyduğunu, Irak'ın Kuzeyindeki Peşmerge Reisleriyle kucaklaştığını, Afganistan'a ilave asker desteğinin yerine getirildiğini, Büyük Ortadoğu Projesinin Eşbaşkanı olarak küresel projelerin kılavuzluğunu sürdürüldüğünü'' söyledi.

Türkiye'nin hiçbir temel sorununda ABD'nin desteğini alamadığını, verilen sözlerin bugüne kadar yerine getirilmediğini savunan Bahçeli, ''Beyaz Saraydaki görüşme sonrası yapılan açıklamalar, bu ziyaretin sonuçlarının Türkiye için büyük bir hüsran olduğunu göstermiştir. Bu görüşmenin Türkiye bakımından en hayati konusunun PKK terörüyle mücadelede ABD ile somut ve ciddi işbirliği yapmasının sağlanması olduğu herkesin hem fikir olduğu bir husustur. Ancak bu beklentiler bütünüyle boşa çıkmıştır. Türkiye'nin Irak'ın kuzeyinde yuvalanan terör unsurlarını askeri güçle tasfiye etmesinin önüne set koyan ABD, buna karşılık Barzani'nin istediği gibi Türkiye'yi terör ve etnik bölücülük sorunu için siyasi çözüm süreci başlatmaya zorlamıştır. Başbakanın taşeronluğunu yaptığı ve senaryosunu ABD'nin hazırladığı PKK açılımı, nihayet siyasi gündeme resmen taşınmış ve Türkiye çok karanlık bir döneme sokulmuştur'' diye konuştu.

Afganistan'da bin 750 Türk askerinin bulunduğunu kaydeden Bahçeli, ''PKK'yı tasfiye etmek için Kuzey Irak'a girmesine izin verilmeyen Türk askerinin, Afganistan'da çarpışmasını istemek, AKP'yi, ABD'nin küresel stratejilerinde taşeron olarak görmekle eş anlamdadır'' dedi.

-''HÜKÜMET TAVSİYE''-

Bahçeli, Tokat'ın Reşadiye ilçesinin kırsalında asayiş görevi esnasında Mehmetçiğe yönelik kanlı saldırıyı, nefret ve lanetle karşıladığını söyledi. Hunhar saldırıda, 7 askerin şehit olması ve 3 askerin yaralanmasının milleti derinden üzdüğünü ifade eden Bahçeli, en zor şartlar altında huzur ve güvenliği sağlamak için görev yapan şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına ve silah arkadaşlarına başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar diledi.

''PKK açılımı'' olarak nitelendirdiği ''demokratik açılımı'' Başbakanın, ABD, Peşmerge, İmralı ve Kandil'le tam bir iş birliği ile yürüttüğünü ileri süren Bahçeli, bu açılımla birlikte, etnik bölücülüğün meşru bir siyasi amaç sayılmaya başladığını söyledi.

Bahçeli, Habur'dan dönüş törenleri ile başlayan gelişmelerin ardından, bölücülüğün suç olmaktan çıktığını, açık bir yozlaşma ve meydan okuma yaşanmaya başladığını dile getirerek, hükümetin suskun kaldığını iddia etti.

Biteceği söylenen terörün azdığını, Kandil kadrolarına şehir teröristlerinin dahil olduğunu, kardeşliğin ağır yara aldığını ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Hükümetin girdiği yoldan dönmemesi halinde milli değerlerine açıkça yapılan saldırılar karşısında milletimizin daha fazla sabır göstermesini, daha fazla sakin kalmasını beklemek mümkün olmayacaktır. Hükümeti, sorumluluklarını yerine getirmeye, idari, adli, güvenlik mekanizmalarını tam bir destekle olayların önüne geçmeye davet ediyorum. Temennimiz, ülkemizin sağ salim seçime kadar ulaşabilmesidir. Aksi halde millet ayağa bir kez kalkarsa ortada ne hükümet, ne işbirlikçi lobiler, ne de Kandil şebekeleri kalacaktır. Mardin Nusaybin'de bir erimizin şahadeti ile şehir eşkıyalarının yaktığı otobüste yaralanan lise öğrencisi genç kızımızın vefatının ardından, dün Reşadiye'deki acı kayıplarımızla birlikte yaşanan olaylar son derece vahim ve kaygı veren bir hal almıştır. Bu gelişmelerin tamamının sorumlusu, hükümetin sözde demokratik açılım adını verdiği yıkım projesidir. Ayaklanma provalarının tırmandığı, şahadetlerin arttığı, saldırıların ve huzursuzlukların yoğunlaştığı, kutuplaşmaların yaygınlaştığı bu süreçte benim hükümete tavsiyem şu olacaktır. Gelin girdiğiniz yanlış yoldan bir an önce dönün. Daha fazla tahribata neden olmadan başlattığınız sözde açılımı terk edin. Önce son terörist teslim oluncaya, son terör silahı ele geçinceye kadar PKK ile her şart ve ortamda mücadele edin.

-''POLİSLE İFTİHAR EDİYORUM''-

Bahçeli, 1 Ağustosta yapılan açılım toplantısının üzerinden 4 ay geçtiğini hatırlatarak, ''Aradan geçen dört aydan sonra, hükümetin açılım ortaklarının saldırı hedefinin polis karakolları olması, tam bir zihniyet iflasının ilanı olmuştur. Çok şükür ki önceki gün Gazi mahallesindeki olaylara müdahale eden Çevik Kuvvet Polisi açılım sürecine gereken dersi vermiştir'' dedi.

Polislerin, üzerilerindeki siyasi baskıları yırtıp atarak hep bir ağızdan ''şehitler ölmez vatan bölünmez, Ne mutlu Türküm diyene, 'Akan kan bayrak için'' sloganları attığını belirten Bahçeli, ''Hükümete rağmen canla başla çalışan, asayişi sağlamaya gayret eden ve AKP'nin hilafına, şehide ve bayrağa sahip çıkan Emniyet Teşkilatını kutluyorum, hepsiyle iftihar ediyorum'' diye konuştu.


Popular Articles

Latest Articles