D­H­A­ ­Y­U­R­T­ ­B­Ü­L­T­E­N­İ­ ­4­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

D­H­A­ ­Y­U­R­T­ ­B­Ü­L­T­E­N­İ­ ­4­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ MALATYA'da, polisin yol kontrolü sırasında durdurduğu araçta yapılan aramada, yakıt deposunda 28 kilo C-4 plastik patlayıcı ile düzenek ele geçirildi.

Malatya'da 28 kilo patlayıcı ele geçirildi

Taha AYHAN/MALATYA, (DHA) - MALATYA'da, polisin yol kontrolü sırasında durdurduğu araçta yapılan aramada, yakıt deposunda 28 kilo C-4 plastik patlayıcı ile düzenek ele geçirildi. Sürücü A.R.U. (39), gözaltına alındı.

Malatya- Elazığ yolu üzerinde polis tarafından oluşturulan kontrol noktasına, İstanbul plakalı araçla gelen A.R.U., şüphe üzerine durduruldu. Yapılan aramada, aracın yakıt deposunda, bomba yapımında kullanılan düzenek parçaları ile 28 kilo C-4 plastik patlayıcı bulundu. Patlayıcı ve düzeneğe el koyulurken, sürücü A.R.U. gözaltına alındı. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı.

======================================

Kira yüksek olunca karakol kapatıldı

İZMİT(Kocaeli), (DHA) - İZMİT İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı olarak faaliyet gösteren Kuruçeşme Polis Merkezi, kirası yüksek olduğu için yeni bir yer bulunana kadar kapatıldı.

İzmit Kuruçeşme bölgesinde yaklaşık 45 bin nüfusun yaşadığı 7 mahallede yaşanan asayiş olaylarına müdahale eden Kuruçeşme Polis Merkezi, SGK'nın 3 yıllık kira talebinin çok yüksek olması sebebiyle taşındı. Yaklaşık 20 yıl önce Kuruçeşme Doğan Mahallesi'nde bulunan İzmit Belediyesi'ne ait binanın zemin katının bir kısmı, karakol olarak kullanılması amacıyla emniyet müdürlüğüne tahsis edilmişti. 3 yıl önce İzmit Belediyesi'nin borçlarından ötürü içerisinde karakolun da bulunduğu bina borçlara karşılık olarak SGK'ya devredildi.

AYLIK 5 BİN TL KİRA BEDELİ
Devir işlemlerinin tamamlanmasının ardından SGK aylık 5 bin TL kira bedeli belirleyerek, Emniyet Genel Müdürlüğü'nden devir tarihi olan 2015 yılından itibaren 3 yıllık toplu kira bedeli olarak yaklaşık 180 bin TL talep etti. Kira bedelini yüksek bulan Emniyet Genel Müdürlüğü ise geçmişe dönük 3 yıllık kira bedelinin ödenmesinin ardından karakolun bölge içerisinde taşınmasını uygun gördü. Şu an polis merkezi olarak kullanılan bina boşaltılırken, Kuruçeşme Polis Merkezi'nin yürüttüğü işlemler, karakol için yeni bir yer bulunana kadar en yakın karakol olan Sümer Polis Merkezi tarafından yürütülecek.

18 KİŞİLİK EKİP TAKVİYE OLARAK GÖREV YAPACAK
İzmit İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün karakol olarak kullanılacak yeni bina arayışı devam ediyor. Kuruçeşme Polis Merkezi için yeni bir yer bulunana dek 3 resmi ve 6 bekçi ekibinden oluşan 18 kişilik bir ekip bölgede takviye olarak görev yapacak. Kuruçeşme Polis Merkezi tarafından yürütülen resmi işlemler ise geçici olarak Sümer Polis Merkezi tarafından yürütülecek.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Karakoldan görüntüler
-Detay
HABER: Dinçer AKBİR-KAMERA: Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli),(DHA)

======================================

Kutsal dağı 300 yıldır terk etmeyen ilkel ailenin dramatik öyküsü

TUNCELİ, Bingöl ve Erzincan il sınırlarının kesiştiği 2 bin 500 rakımlı kutsal kabul edilen Hoşan Dağı'nın zirvesine yakın bir yamaçta bir ailenin ilginç yaşam öyküsü, insanı hayrete düşürüyor. 80 yaşındaki Hüseyin Teşar, eşi Emine ve 5 çocuğu ile izole bir şekilde mağara gibi evde ilkel şartlarda yaşıyor. Burada dünyaya geldiğini ve 80 yıldır ayrılmadığını belirten Hüseyin Taşer, akrabası olan Emine Taşer ile evliliğinden 10 çocuklarının dünyaya geldiğini söyledi. 5 çocuğundan 30 yıldır haber alamadığı belirten baba Taşer, diğer 5 çocuğunun ise yanlarından hiç bir zaman ayrılmadığını kaydetti. Teşar ailesinde hiçbir fert okula gitmezken, çocukların, insanlarla konuşamadıkları için konuşma yetilerini yitirip kendi aralarında geliştirdikleri işaret dili ile anlaşabildiği gözlendi. Hüseyin Teşar, "Türkçe bile bilmiyorlar. Televizyon bile izlemediler, hayatları boyunca kendileri dışında insan yüzü bile görmediler" dedi.

Erzincan sınırları içerisinde bulunan Tunceli ile Bingöl sınırlarındaki Hoşan Dağı, Aleviler için kutsal sayılan bir dağ olarak biliniyor. O dağda, mağaraya benzer bir yapıyı ev olarak kullanılan Teşar ailesi, 80 yıldır kesintsizi yaşamlarını sürdürüyor. Ailenin reisi Hüseyin Teşar, yaşadığı mağara evi, dedelerinin döneminde kaldığı, 300 yıldır burada yaşamın sürdüğü ve önemlisi Hoşan Dağı'nın aleviler için kutsal sayılmasından ötürü hiç bir zaman burayı terk etmediğini ve ölene dek burada yaşamlarını sürdürmeye kararlı olduğunu söyledi.

Bölgede gezi yapan Tuncelili dağcılar İsmail Ateş ve Haydar Çetinkaya, Teşer ailesinin, 2 bin 500 rakımlı dağda yaşadığını fark ederek, gördüklerini gazetecilerlerle paylaşması üzerine ailenin varlığı ortaya çıkarken, gazeteciler, Erzincan'ın Tercan ilçesine bağlı Konarlı köyündeki Hoşan Dağı'nda yaşayan Teşar ailesiyle görüşmek için dağcılarla çıktıkları yolculuk 3 saat araçla 2 saat ise yürüyerek sürdü.

5 ÇOCUĞUNDAN 30 YILDIR HABER ALAMIYOR
Gazetecileri karşısında görünce şaşkına dönen Hüseyin Teşar, görüşmeyi ikna sonucu zorla kabul ederken, burada neden yaşadığını gazeticilere anlattı. 80 yaşındaki Hüseyin Teşar, dedelerinin de burada yaşam sürdürdüklerini ve Hoşan Dağı'nın aleviler için kutsal oluşundan dolayı burada yaşamlarını sürdürdüklerini ifade ederek, 50 yıl önce Emine Taşar ile yaşadığı mağarada dünya evine girdiğini söyledi. Teşar, 10 çocuğunun olduğunu, çok küçük yaşlarda olan Sezgin, Dogan, Mülkinaz, Cevahir, Yazgül adlı 5 çocuğunun 30 yıl önce, hatırlamadığı kişiler tarafından evlatlık nedeniyle alındığını ve kendilerinden bir daha haber alamadığını ifade etti. Eşi Emine, çocukları Ayten (30), Hüsniye (32) Sis Ali (28) Metin (35) ve Zeynep (37) ile birlikte burada yaşadığını anlatan Teşar, çocuklarının okula gitmediğini, teknolojinin ne olduğunu bilmediklerini söyledi.

'BUGÜNE KADAR DEVLETLE HİÇ GÖRÜŞMEDİK'
Yaşadıkları 2 bin 500 rakımlı Hoşan Dağı'nda geçimlerini sadece besledikleri hayvanlarla sağladığını dile getiren Teşar, "Biz şimdiye kadar hiçbir devlet yetkilisiyle ne konuştuk ne görüştük. Bu ev dedemizden bize kalmış 300 yıllık bir ev. Yaşadığımız ev artık özelliğini yitirmiş yıkılmaya yüz tutmuş taşlar artık birbirinin üzerinde duramaz hale gelmiş. Devlet bize bir ev yapsın burada. Biz yıllardır ilkel şekilde yaşıyoruz. Suyumuzu dışarıdan taşıyarak getiriyoruz, yolumuz yok elektrik yok, televizyon nedir bilmeyiz hiçbir şeyimiz yok buzdolabı yok. Yakın köyleri arada da olsa belki uğruyoruz, bakıyoruz herkesin evi çatısı, suyu eve gelmiş elektrik var, televizyon var bizde hiçbir şey yok. Çocuklarım okuma yazma bilmiyorlar. Türkçe konuşmayı öğrenemediler. 5 çocuğum 30 yıl önce birileri tarafından götürüldü. Hiç birinden haber alamıyorum, öldüler mi, yaşıyorlar m?" dedi.

İHTİYAÇLARINI PARA İLE GİDERMİYORLAR
Teşar ailesi, yıllarca yaşadığı Hoşan Dağı'nda para ile hiç bir zaman alışveriş yapmadığını, kendi ihtiyaçlarını, mağara evlerinde besledikleri keçi, koyun, tavuk gibi hayvanları komşu köylere götürüp, değiş tokuş sistemiyle alışveriş yaptığını söyledi. Teknolojiden tamamen uzak olan ailenin hiçbir ferdi Türkiye'de yaşanan hiçbir olaydan haberdar olmaz iken, 15 Temmuz darbesinden de haberlerinin olmadığı gözlendi. Evde yaşayan çocuklar, Türkiye'de iktidar ve Cumhurbaşkanının kim olduğunu bilmedikleri, evde toz ve çumur içinde yaşayan ailenin en büyük kızı Zeynep, ekmek yapmasını öğrendiği için evin ekmek ihtiyacını, evdeki kurduğu sacın üzerinde yapıyor. Yemek yapmasını bilmeyen aile soğan, patates, yağ ve çökelek dışında hiçbir gıda almazken, zaman zaman besledikleri hayvanları keserek et yediklerini belirtiler.

10 KİLOMETRE UZAKLIKTA KÖYDE GÖRDÜĞÜ GÜNEŞ PANELİ EVİNE YERLEŞTİRDİ
Evde teknolojiye dair tek bir malzeme olarak güneş enerjisi paneli bulunurken, evin tek Türkçe bilen ortanca oğlu Metin Teşar, 10 kilometre uzaklıkta bulanan Konarlı köyünde gördüğü güneş enerji panelinin ne işe yaradığını köylülere sorması üzerine, faydasını olduğunu düşünerek, köylülerden yardım alarak evlerine güneş paneli kurduğunu söyledi. Düşük kapasiteyle kurduğu güneş paneli evlerinin 2 odasını kısmen aydınlatan aile, bu enerjiyi de sadece 6 ay kullanabildiklerini belirtiler.

YAŞAMLARI BOYUNCA SEÇİMLERDE OY KULLANMADILAR
Devletin varlığından habersiz olduğu Teşar ailesi hiç bir zaman seçimlerde oy kullanmadıklarını, hiç bir nüfus sayımına da dahil olmadıklarını ifede etti. Hiç birinin okuma yazması olmayan Teşar ailesi, ilk kez yabancı olarak kendilerini haber yapmaya gelyen gazetecileri gördüklerini belirtirken, evlerine gelen gazetecileri fark eden 3 kız, korkudan saklandıkları görüldü.

HAYVAN DIŞINDA BAŞKA CANLI GÖRMÜYORUZ, DEVLET BİZİ GÖRSÜN
Tezar ailesi, yaşadığı ilkel hayattI anlatan ailenin Türkçe bilen tek evladı Metin Teşar, hayvanlar dışında başka canlı görmediklerini dile getirerek, devletin kendilerinin artık görmesi gerektiği çağırsında bulanarak,
"Biz burada çok zor şartlarda yaşıyoruz. Biz burada sadece hayvanlarımız ile birlikte yaşıyoruz başka canlı göremiyoruz bile. Bu şartlarda yaşamak çok zor. Vicdanı olan bize bir el atsın bize bi yardım etsin bu şartlarda yaşamak artık çok zor. Artık yaşamaya gücümüz yok. Dayanma gücümüz kalmadı ne olur bize birileri yardım etsin"dedi.

'2 BİN 500 RAKIMLI DAĞDA YAŞAMIN OLABİLECEĞİNE İHTİMAL VEREMEDİK'
Teşar ailesini yaptıkları dağ ziyarettinde keşfettiklerini anlatan dağcı İsmail Ateş, ilk görüşte 2 bin 500 rakımlı bir dağda yaşamın çok zoru olduğundan böylesi bir yerde kimsenin yaşamayacağını fakat Teşar ailesinin orada gördügünde şaşırdığını dile getirerek, şunları söyledi:

"Tunceli ve Türkiye'nin her yerinde dağcılık faaliyeti yapıyoruz. Arkadaşım Haydar Çetinkaya ile birlikte Hoşan Dağı'na tırmanış yaparken buradan tesadüfen geçtik. Evi görünce burada yaşamanın olabileceğine ihtimal vermedik. Çünkü, en yakın yerleşim birimi kilometrelerce uzakta ve bu rakımda 2500 rakımda insanların yaşayacağına ihtimal vermedik. Tırmanış sonrası eve geldik insanları gördük. Bizi gördükeri gibi kaçtılar. Zazaca konuşarak aile ile irtibat kurduk. Yaşam şartlarını görünce çok etkilendik. Çok ilkel koşullarda yaşıyorlar. Hiç insan yüzü görmemişler. Adate mağara devrinde yaşıyorlar. Birilerinin bu aileye destek olması gerekiyordu. Gazeteci arkadaşlarla görüşüp, bu durumun duyurulmasını birilerinin bu insanlara yardım etmesini sağlamak için bir çaba içine girdik. Türkiye'nin hiçbir yerinde bu rakımda insan yaşayamaz. İnsan yaşamına elverişli böylesi bir yerde yaşamak."

Görüntü Dökümü:
-Gazetecilerin ve dağcıların eve ulaşma çabaları
-Yolda yürüyüşleri
-Eve varışları
-Evin dıştan görüntüsü
-Ekmek pişirilmesi
-Evin içinden görüntü
-Teşar ailesinden görüntü
-Bölgeden görüntü
-Röportajlar
-Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Ferit DEMİR/TUNCELİ, (DHA)

======================================

Bu ilçe yüksek gerilim 'cambaz'ları yetiştiriyor

ORDU'nun Gölköy ilçesinde 68 yıl önce bir işçinin gittiği Avrupa'da öğrendiği yüksek gerilim hattı işçiliği, ilçedeki diğer erkek nüfusun mesleği haline geldi. Yüksek gerilim hattında çalışan ve sayıları 5 bine ulaşan işçiler, yerden metrelerce yüksekte yıllardır ekmek mücadelesi veriyor. Direkler arasında adeta sirklerdeki 'ip cambazları' gibi korkusuzca hareket eden, tellerin birbirine değmemesi için tel bisikletine binen işçiler ilginç görüntüler oluşturuyor. Seyredenlerin bile yüreklerini hoplatan bu işçiler, tel üzerindeki rahat tavırları ile dikkat çekiyor.

Gölköy ilçesinde yüksek gerilim hattı işçiliği, 1950 yılında İzzet Yiğit'in İtalya'ya çalışmaya gitmesi ile başladı. Ülkede yüksek gerilim hattı direkleri inşa etmeyi ve tel çekmeyi öğrenen Yiğit sayesinde çok sayıda hemşerisi de bu işe girdi. İlçede iş arayan erkek nüfusu zamanla bu işe yöneldi. Yüksek gerilim hattı işçiliği ilçedeki diğer erkek nüfusun da mesleği haline geldi. Yüksek gerilim hattında çalışan ve sayıları 5 bine ulaşan işçiler, yerden metrelerce yüksekte yıllardır ekmek mücadelesi veriyor. Direkler arasında adeta sirklerdeki 'ip cambazları' gibi korkusuzca hareket eden, tellerin birbirine değmemesi için tel bisikletine binen işçiler ilginç görüntüler oluşturuyor. Seyredenlerin bile yüreklerini hoplatan bu işçiler, tel üzerindeki rahat tavırları ile dikkat çekiyor. Gölköylü bir çok kişide ilerlettiği işinde patron oldu. Türkiye'nin yanı sıra, Orta Asya ülkeleri, Irak, Lübnan, Almanya, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ermenistan'da milyon dolarlık projeleri hayata geçiren Gölköylü işadamları, dünyanın bir çok yerinde meslekte ve sektörde söz sahibi olmayı da başardı.

İLÇEDE YAŞAM SÜRESİ 82 YIL AMA...

Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü tarafından yapılan araştırmada, 'Türkiye'nin Yaşlanma Atlası'nın çıkarıldığı, Türkiye'nin en uzun ömürlü ve sağlıklı 10 yeri arasında Gölköy ilçesi de yer alıyor. Türkiye'de en uzun ömürlü insanların yaşadığı Gölköy'de ortalama yaşam süresi 82 yıl olarak belirlendi. Ancak ilçeden ayrılarak yüksek gerilim hattı işlerinde çalışmaya giden işçilerden her yıl 10 ile 15'i genç yaşlarda iş kazalarında hayatlarını kaybediyor.

BELEDİYE BAŞKANI: HER DİREĞİN DİBİNDE BİR GÖLKÖYLÜ GÖRÜRSÜNÜZ

Gölköy Belediye Başkanı Ali Kemal Mert, ilçenin en önemli mesleğinin yüksek gerilim hattı işçiliği olduğunu belirterek, Türkiye'yi Gölköylü işçilerin aydınlattığını söyledi. Türkiye'nin aydınlatma sektörüne damga vuran bir ilçe olduklarını ifade eden Mert, "Aynı anda şantiyelerde 3-5 bin çalışan işçimiz var. Gökyüzünde nerede bir tel görürseniz, yada direğin dibinde mutlaka Gölköylü bulmak mümkündür. Türkiye'nin enerji sektörünün yüzde 80'ini Gölköylü işçilerimiz yapıyorlar. Yurt dışında da yüzde 40'ını yine bizim işçilerimiz yapıyor. İş güvenliğine çok fazla dikkat edilmesine rağmen zaman zaman vefatlar oluyor. Bu yıl iş kazası sonucu vefat eden 15'in üzerindedir. Son bir iki yıldır iş kazasından biraz fazla vefat var. 40-50 yıl önce başlamış bu sektörde ekonomik rahatlık ve işçi maaşları yüksek olduğu için, bir birini desteklemek suretiyle işçiler bu sektöre kayıyor. Bu işte uzmanlar. Dünyada da iş yapıyorlar. Tehlikeli ve zor bir iş" dedi.

'OĞLUMA MESLEĞİ ASLA ÖĞRETMEK İSTEMEM'

26 yıldır enerji hattı sektöründe işçi olarak çalışan, evli ve 1 çocuk babası Burhan Hacet (38), ilk mesleği eniştesinden öğrendiğini belirtti. Hacet, "3-5 ayda işi öğrendim, usta oldum. Bizde yanımızda gidenlere bu işi öğrettik. Türkiye dışında Almanya, Irak, Nijerya gibi yerlerde de çalışan arkadaşlarımız var. İşin zorlukları iş kazaları da var. Kendin ne kadar dikkat etsen de oluyor. 1 oğlum var bu mesleği asla öğretmek istemem, okumasını isterim. Elimizde başka işimiz olsa bu işi hiç seçmeyiz, ama ekmek parası. Yeri geldiğinde iş çok güzel, bu kazalarda olmasa çok daha güzel olacak. İşimiz çok zor ancak alıştık, korku yaşamıyoruz" diye konuştu.

'MECBUR EKMEK PARASI'

Evli ve 2 çocuk babası Gökhan Damar da (23), ailesiyle birlikte elektrik işçiliğinde çalıştığını belirterek "Genelde iş kazası oluyor ama çalışmaya devam ediyorsun. Mecbur ekmek parası. Babamdan, akrabalarımızdan işi gördük öğrendik. Bizde onların yanı sıra giderek alıştık halende devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü

-Yüksek gerilim hattında çalışan işçilerden direkte görüntü DRONE ile

-Elektrik işçilerinden detay görüntü

-Elektrik işçileri çay molasından görüntü

-Gölköy ilçe tabelasından görüntü

-Gölköy'de mezarlardan görüntü

-Yaşam süresi yaş tabelasından görüntü

-Yüksek gerilim direklerinden görüntü (drone)

-Gölköy Belediye Başkanı Ali Kemal Mert ile röportaj

-Elektrik işçileriyle röportaj

-Gölköy'de sokakta vatandaş görüntüsü

-Yaşlılardan görüntü

(SÜRE:4.07 Dk ) (BOYUT: 619 MB)

Haber-Kamera: Nedim KOVAN ORDU - DHA

======================================

Tokat'ta tekstil fabrikası, çalışanlarına yüzde 10 zam yaptı

TOKAT'ın Erbaa ilçesinde bir tekstil fabrikası, son aylarda ülke genelinde yaşanan fiyat artışları sebebiyle çalışanlarının ücretlerine yüzde 10 zam yaptı.
İlçede faaliyet gösteren bir tekstil fabrikasının yönetim kurulu, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun kararını beklemeden 500 çalışanına yüzde 10 zam yaptı. Alınan kararla fabrikada 1603 lira olan en düşük net maaş 1760 liraya yükseldi.
Çalışanlarının evlerine kafaları daha dinç şekilde gitmeleri için böyle bir karar aldıklarını belirten Fabrika Direktörü Mahir Koçali, "Çalışanlarımızın bizim asıl değerimiz olduğunu bildiğimiz için bir çok konuda çalışanımızı mutlu etmeye çalışıyoruz. Yönetim kurulumuzun almış olduğu karar ile birlikte asgari ücret açıklanmadan yüzde 10’luk bir artış gerçekleştirdik. Normal çalışan bir asgari ücretli bin 600 lira para alıyorsa, ona yüzde 10 zam yaparak şuan içinde bulunduğumuz koşullarda daha rahat çalışmalarını, evlerine daha kafaları dinç bir şekilde gitmelerini hedefledik. Ekonomimiz ciddi anlamda rayına oturacak, buna inanıyoruz. Şunu çok iyi biliyoruz ki 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra gece tankların önüne yatan milletimiz ertesi gün üretime devam etti. Biz ürettikçe var olacak, biz ihraç ettikçe var olacak bir toplumuz. Bunu sağlamak için de elimizden gelen çaba ve gayreti gösteriyoruz" dedi.
3 yıldır fabrikada çalışan işçi temsilcisi evli ve bir çocuk annesi Hacer Bekol ise "Ekonomik krizden dolayı bize yüzde 10’luk bir zam yapıldı. Çok mutlu olduk. Sevindik. Firmamız bize hep destek oluyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
-Fabrikadan görüntüler
-İşçilerin görüntüleri
-Fabrika direktörünün konuşması
-İşçi temsilcisinin konuşması

Haber - Kamera: İbrahim UĞUR / ERBAA (TOKAT), (DHA)
(312 mb)


Popular Articles

Latest Articles