G­r­u­p­ ­t­o­p­l­a­n­t­ı­s­ı­n­d­a­ ­D­a­v­u­t­o­ğ­l­u­­n­u­n­ ­d­i­l­i­ ­s­ü­r­ç­t­ü­ ­-­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

G­r­u­p­ ­t­o­p­l­a­n­t­ı­s­ı­n­d­a­ ­D­a­v­u­t­o­ğ­l­u­­n­u­n­ ­d­i­l­i­ ­s­ü­r­ç­t­ü­ ­-­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ CHP'yi Gülen Cemaati ile birlikte hareket etmekle suçladığı konuşmasında dili sürçen Başbakan , Pensilvanya yerine Philadelphia dedi.

Başbakan Davutoğlu, partisinin grup toplantısında partililere seslendi. Davutoğlu'nun AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşma işitme engelliler için işaret diline çevrildi.

İşte Davutoğlu’nun konuşmasından satır başları:

Geçtiğimiz günler HDP çarşaflı hanımları tahkir eden bir gösteri yaptı. Hep diyorum yaCHP Türk Baasıdır, HDP Kürt Baasıdır diye. Geçmişte CHP okullarda yapardı bu tür gösterileri adına da çağdaşlık derlerdi. CHP zihniyeti ile HDP zihniyeti aynı anlayışı yansıtır. Güvenlik olmadığı zaman özgürlükler harekete geçirilemez. 3 parti ve arkalarındaki paralel muhalefetin de yapmak istediği Türkiye’yi kaosa sürüklemek. Bize bu düzenlemede tek bir fıkra gösterin ki AB standartlarına aykırı olsun.

“SANDIĞA ÇAĞIRSANA BE ADAM…”

Ama meseleleri o değil. Sandıktan ümitleri olmadığı için iktidara gelmenin tek umudu olarak kaosu, krizi görüyorlar. Geçtiğimiz hafta Kılıçdaroğlu halkı direnmeye çağırdı. Halkı direnmeye çağıracağına sandığa çağırsana be adam. Beyefendinin sanıktan ümidi yok ki. Bu sandıktan hiçbir zaman CHP çıkmadı ki. Ve çıkmayacak da…

"SİYASETÇİ DEĞİL PROVOKATÖR OLURSUN"

Molotof kokteyli alıp da sokağa çıkanların önüne geçersen sen siyasetçi olmaktan çıkar provokatör olursun. İnsanları direnmeye çağırırsan bir. Bu direnme talimatını Pensilvanya’dan alırsan iki. Biz bunun hesabını sorarız arkadaş.

"24 NİSAN YAKLAŞIYOR..."

Kılıçdaroğlu konuşurken paralel çetenin başı ABD’de makale yazıyor. Alın o iki açıklamayı birbirinin tercümesi zannedersiniz. NY Times’ta yayınlanan makalede gayrimüslim azınlıkların haklarının gasp edildiği yazıyor. Neden? Çünkü 24 Nisan yaklaşıyor. Ermeni Yahudi lobisi hareketli. Filistin işgal altında olduğu sürece biz her türlü lobinin karşısında olmaya devam edeceğiz. Lobiler hareket halindeyken NY Times’taki bu makaleyle lobilere işarete fişeği atılıyor.

"PHILADELPHIA İLE PARALEL KONUŞMAK..."

CHP’lilere sesleniyorum. Partinize sahip çıkın. Gerçek cumhuriyetçilik mecliste konuşmaktır. Philadelphia ile paralel konuşmak değildir.

DİLİ SÜRÇTÜ

CHP'yi Gülen Cemaati ile birlikte hareket etmekle suçladığı konuşmasında dili sürçen Başbakan Ahmet Davutoğlu, Pensilvanya yerine Philadelphia dedi. Davutoğlu, CHP'lilere, "Partinize sahip çıkın. Gerçek cumhuriyetçilik mecliste konuşmaktır. Philadelphia ile paralel konuşmak değildir" diye seslendi.

“BUGÜN YENİ BAŞKANLAR SEÇİLDİ”

Yurtta adalet dünyada adalet inşallah. Sosyal adaleti inşa ettik. Türkiye’de 1,2,3 doların altında yaşayan kalmadı. Yargının itibarını tekrar kazanması lazım. Yargının sadece vicdanıyla hareket eden onurlu hakimlerin elinde tekrar itibarını kazanması lazım. Bugün AYM ve Yargıtay’a yeni başkanlar seçildi. Buraya gelmeden iki hukukçumuzu da arayıp tebrik ettim. Ak Parti AYM’ye saygı göstermeseydi bireysel başvuru hakkını AYM’ye vermezdi. Muhalefet partileri 2010 referandumuna hayır dediler. Yani AYM’ye güvenmediklerini gösterdiler. Hiçbir grup yargıyı tekeline alamaz. Hükümet olarak yargının gerçek bağımsızlık ve tarafsızlığı ile yürütme ile ahenkli çalışmasını benimsediğimizi tekrar belirtiyorum. Kudret olmadan devlet olmaz. Kudret ancak merhametle pekişmiş adaletle mümkün olur. En büyük kudret merhamettir merhamet.

DOLARIN YÜKSELİŞİ

Kimse son dönemde kurdaki hareketlilik nedeniyle Türkiye’de bir ekonomik kriz beklemesin. Tüm dünyada ABD dolarının değer kazanması nedeniyle benzer durumlar yaşanıyor. Tüm dünya Türkiye ekonomisinin gücünü takdir ediyor.

“BARBARCA ‘DIŞARI’ DİYE BAĞIRAN ZİHNİYET…”

Benim babam da DP’li olduğu için 28 Mayıs sabahı alıp götürülmüştü. Biz oradaydık şimdi buradayız. Siz neredesiniz. Yargı mensuplarına brifing verildiğinde bugün yargı bağımsızlığından bahsedenler neredesiniz. Halk oyuyla seçilmiş bir hanımefendi Meclis’e geldiğinde tam bir barbarca tutumla ‘dışarı’ diye bağıran zihniyet neredeydiniz. Şimdi başı açık ya da kapalı hanımlar Meclis’e girebiliyor. İşte nezaket bu, işte zarafet bu, işte Meclis’e saygı bu. Şimdi bir anda hepsi parlamenter demokrasiyi savunuyorlar.

“ONLAR BİZİM HEP ARKAMIZDA OLACAKLAR”

Millet iradesi ne derse Türkiye’de sivil bir anayasa çerçevesinde başkanlık sistemi de dahil millet iradesinin gerektirdiği her şeyi yaparız uygularız. Bizim güç kaynağımız millettir. Sayın Bahçeli nefesimiz ensenizde diyor. Doğru bundan rahatsız olmadık. Ben şunu anladım biz nereye gidersek Sayın Bahçeli de oraya gidecek. Sayın Bahçeli bir gerçeği daha işaret ediyor. Onlar hep bizim arkamızda olacaklar. Biz koşarsak yetişemezler ama yürüdüğümüzde arkamızda olacaklar. Öne geçmeye ümitleri yok.

"O KOLTUĞA ÇOCUK OTURSAYDI DAHA DİRAYETLİ DAVRANIRDI"

"23 Nisan çocuğu" dedik ya, 23 Nisan’da başbakanlık koltuğuna çocuk otursaydı daha dirayetli davranırdı. Oturuyorsun da ne kolun kaldı ne kanadın kaldı senin.

Sözde bu yasayı getiriyorlar kamu düzenini korumak üzere. Yasalar sana yetki vermiş. Senin bakanın kalktı, bunları önleyeceği yerde Rıza Zarraf’ın önüne yattı. Davutoğlu nereye yattı? O da abisinin önüne yattı. Ülkede işsizlik var, tık yok. Yoksulluk var, tık yok. Emekli "Geçinemiyorum" diyor, tık yok. Doğu güneydoğuda elini silahını alan yol kesiyor, tık yok. Açık ve net söylüyorum. Biz kendi ülkemizde birinci sınıf demokrasi istiyoruz. Baskı istemiyoruz, şiddet istemiyoruz. Kendi yaşamımızı sürdürmek istiyoruz. Bizim derdimiz bu. En önemlisi kendi ülkemizde huzur istiyoruz. Bırakmışsın bunların tamamını bir köşeye, biz bu yasayı çıkaracağız. Çıkar bakalım ne olacak…

"ERTESİ GÜN YALAN ÇIKIYOR"

Başbakanlık koltuğu o kadar boş ki, adam bir şey diyor, ertesi gün yalan olduğu ortaya çıkıyor. Çıktı dedi ki," il ilçe başkanları mal bildiriminde bulunacak." İçimden dedim ki, "helal olsun valla." "Hemen getirsin, biz de konuştuk kesinlikle destek vereceğiz" dedik. Arkadan abisi dedi ki, "Sen ne yapıyorsun ya, il ilçe başkanı bulamazsın, herkes malı götürüyor" dedi. Ne oldu? tak geri adım attı. Ben sana diyorum zaten sen başbakan değilsin diye. Kalktı, büyük kentlerde imar rantları varmış, bunları vergileyeceğiz. Arkadaşlara dedim ki hemen destek verelim. İki gün sonra, çıktı dedi seçimlerden sonra bakacağız. Bu kişinin başbakanlık yapma iradesi ve gücü yoktur.

Yine ne demişti? Dört bakan yüce divana gidecek. Çağırmış, siz kendiniz talep edin diye. Ne oldu? abi müdahale etti dört bakan yüce divana gitmedi. Siz buna nasıl başbakan diyeceksiniz? Hangi iradeden söz edeceksiniz? Ben senin başbakanlık yapmanı istiyorum, kukla olmanı istemiyorum. Kukla başbakan olmaz diyorum. efendim diyor, bizimle abimin arasını bozmak istiyor kılıçdaroğlu. Yahu sen kendi görevini yap, o kendi görevini yapsın.

Merkez bankasına müdahale ediyor, sen başbakan değil misin? Diyeceksin ki ondan ben sorumluyum, sen kim oluyorsun? Söylüyor mü, söyleyemiyor. Buna galiba manisa’daydı, afiş hazırlanmış. Ustanın çırağı diye. Vallahi çırak bile olamazsın sen. O nedenle merkez bankasından sorumlu başbakan yardımcısı etkisiz eleman konusuna düştü. Başbakan da topal ördek.

Merkez bankasına yapılan müdahalelerin sonunda dolar dün 2,50’yi buldu. Türkiye’nin toplam dış borcu 910 milyar lira, 16 ocak 2015 itibariyle. Dolar dün 2,50 oldu. toplam borcumuz 990 milyar liraya çıktı. Aradaki fark 80 katrilyon lira. Hiç kimse taş atıp kolunu yormadı. Durduk yerde dış borç faturası 80 milyar lira arttı. Özel sektörün 632 milyar lira dış borcu var. dolar çıkınca dış borç 687 milyar liraya çıktı. Toplam 55 milyar lira ek yükün altına girdi bizim sanayicimiz. Ne olacak? Önümüzdeki günlerde zammı göreceksiniz.

Peki bundan kim kazandı? Ben söyleyeyim. Ayakkabı kutusunda dolar saklayanlar köşeyi döndüler, dolar fırladı. İsviçre bankalarında hesabı olanlar köşeyi döndü. Dün açıklandı eminim birinin yüreği perişan olmuştur. Bu vesileyle açıkça söylüyorum. Bir dönem sayın cumhurbaşkanının 8 ayrı hesabı olduğu söylenmişti, gidip başvurması gerekiyordu ama başvurmadı. Biliyorum parayı dolarları seviyordu. Bana yetki ver, avukatına yetki ver. Parasını da ben vereceğim. Bu yürekliliği göster diyorum. bir de bunlar ne diyor, efendim biz faiz lobisiyle mücadele ediyoruz. Maşallah maşallah. Rakamları çıkardık, ufak at da civcivler yesin.

Efendim, 1980 – 2002. 22 yılda türkiye’nin ödediği faiz 135 milyar lira. Faizlerin gecelik 1500’e çıktığı dönemler dahil. 12 yılda ne kadar? 135 milyar değil, 200-300-400 de değil, 598 milyar lira faiz ödendi. Bu parayı kim ödedi? Emekliler ödedi, işsizler ödedi, çiftçiler ödedi, memurlar, sanayiciler ödedi, üretenler ödedi. Bütün fatura buraya çıktı. Emekli diyor ki aldığım aylık az, e az tabi, nasıl versin faiz lobisine veriyor. Asgari ücret düşük, e düşük tabi, faiz lobisine çalışıyorlar.

Emekli kardeşlerime sesleniyorum. Şanlıurfa’daki kardeşlerime sesleniyorum. Önümüzdeki süreç hepimizin yeniden düşüneceği bir süreçtir. Huzurlu bir Türkiye istiyorsak, herkesin işi aşı olsun istiyorsak, artık yeniden düşünmek zorundayız. Birinci sınıf demokrasi içinde yaşamak istiyorsak yeniden düşünmek zorundayız. Emekli kardeşim aylığın mı düşük, taşeronda çalışan kadrolu mu olmak istiyorsun, çiftçi kardeşim ürünün karşılığını mı almak istiyorsun, adresin belli CHP.

(İHA)


Popular Articles

Latest Articles