S­u­r­i­y­e­:­ ­C­e­n­e­v­r­e­ ­2­­d­e­n­ ­b­e­k­l­e­n­t­i­l­e­r­ ­d­ü­ş­ü­k­ ­-­ ­D­ü­n­y­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­i­

S­u­r­i­y­e­:­ ­C­e­n­e­v­r­e­ ­2­­d­e­n­ ­b­e­k­l­e­n­t­i­l­e­r­ ­d­ü­ş­ü­k­ ­-­ ­D­ü­n­y­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­i­ Suriye rejimi ile muhalefeti, yaklaşık üç yıldır süren iç savaş boyunca ilk kez Cenevre 2 konferansında bir araya geliyorlar. Peki bu görüşmelerden ne beklenebilir?

Paul Wood

BBC Muhabiri, Montrö

Batılı bir yetkiliye göre, Suriye rejimine desteğin kırılgan olduğunu gösteren işaretler var.

Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a desteğin yoğun olduğu Alevi bölgelerde yapılan asker cenazelerinde hükümet karşıtı protestolar düzenlendi.

Batılı istihbarat örgütleri, rejimin üst düzey isimlerinden iltica etmek istedikleri yönünde mesajlar aldıklarını söylüyorlar.

Bu gibi haberler, bazı Batılı hükümetlerin rejimin önemli bazı figürlerinin Cumhurbaşkanı Esad'a sırtlarını dönmeye ve Esadsız bir gelecek için pazarlığa oturmaya hazır olabileceklerini düşünmelerine yol açtı.

Ancak Suriye heyetinin başındaki Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Salı gecesi Montrö'ye geldiğinde hiç de o havada değildi.

Esad kırmızı çizgiVelid Muallim, Suriye devlet haber ajansına yaptığı açıklamada, Beşar Esad'ın geleceği hakkındaki tartışmaların "kırmızı çizgileri" olduğunu söyledi.

"Cumhurbaşkanına kimse dokunamaz." dedi.

Bu görüşmelerin temelini oluşturan nokta, bir siyasi geçiş dönemine ihtiyaç duyulduğunu ilan eden Cenevre 1 bildirisi... Bildiride Esad'ın görevden ayrılması öngörülmüyor.

Muhalefet ise buraya Cumhurbaşkanı Esad'ın gidip gitmeyeceğini değil, ne zaman gideceğini konuşmak üzere geldi.

Bu durumda, İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'in sözleriyle, Montrö'deki görüşmelerin ne kadar mühim olduğunu görmemek zor.Hague, "Önümüzdeki birkaç gün içinde büyük ilerlemeler kaydedilmesini beklemek yanlış olur." diyor.

"Bu konferansa, yapmaya hazır oldukları şeyler konusunda çok farklı fikirlere sahip iki taraf katılıyor."

Diplomatik kanallarWilliam Hague, "Tabii ki beklentiler oldukça düşük. Ama yine de diplomatik kanallar açıldıktan sonra bir şeyler başarılabilir." de diyor.

Bazıları, Cenevre sürecinin başlamış olmasının dahi kendi başına bir başarı olduğunu söylüyor.

Yaklaşık üç yıldır süren iç savaş boyunca, Suriye rejimi ile muhalefeti arasında hiçbir diyalog söz konusu olmamıştı.

Ancak Montrö'de böylesi bir diyalog süreci başlasa bile, görüşmelere katılan muhalefet çatışmaları yürüten silahlı grupları büyük oranda temsil etmiyor.

Kısa bir süre için de olsa bazı Amerikalı yetkililerin konferansa bazı silahlı gruplardan temsilcilerin de katılması yönünde bir beklentileri vardı.

Ancak görünen o ki bu gerçekleşmedi ve ciddi bir sorun da teşkil ediyor.

Sonuçta eğer sokakta çatışan militanlar saygı göstermeyecekse bir anlaşmaya varmanın ne anlamı var?

Bu militanların çoğu sürgündeki politikacıları Suriye yanarken beş yıldızlı otellerde sefa sürmekle suçluyorlar.

Bir komutan bana Suriye Ulusal Koalisyonu'nu kastederek "Onlardan biri buraya gelecek olursa ellerile asarım" demişti.

Ayrıca silahlı grupların çoğu İslamcı nitelikte.

ABD ve İngiltere'nin desteklediği barış sürecinin ana hedefi olan demokrasi için değil, Şeriat için savaşıyorlar.

İçlerinden bazıları El Kaide'yle bağlantılı: El Nusra ve IŞİD gibi. Bu görüşmelerde ne ilerleme kaydedilirse kaydedilsin onlar çatışmaya devam edecekler.

Peki o zaman bu görüşmelerden ne beklenebilir?

İsviçre'de bu hafta bir barış anlaşmasına varılmasını kimse beklemiyor.

Ancak iyimserler kalıcı bir ateşkese varılabileceğini umuyor.

Suriye'nin yaklaşık üç yıldır süren iç savaşında böylesi bir ihtimal hiç söz konusu olmamıştı.


Popular Articles

Latest Articles