2­7­ ­N­i­s­a­n­ ­İ­n­g­i­l­t­e­r­e­ ­b­a­s­ı­n­ ­ö­z­e­t­i­ ­-­ ­D­ü­n­y­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­i­

2­7­ ­N­i­s­a­n­ ­İ­n­g­i­l­t­e­r­e­ ­b­a­s­ı­n­ ­ö­z­e­t­i­ ­-­ ­D­ü­n­y­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­i­ İngiliz gazetelerinde bugün Hillsborough Stadyumu faciası kararı öne çıkıyor. Guardian, dünyadaki saldırılarda sivil ölümlerinin artışına dair veriler aktarırken, FT Türkiye'de milliyetçiliğin sömürüldüğü dolandırıcılık olaylarını mercek altına alıyor.

İngiliz gazetelerinin bugünkü manşetlerinde Hillsborough Stadyumu'nda 1989 yılında 96 futbol taraftarının ezilerek ölmesiyle sonuçlanan felaketle ilgili davada açıklanan karar var.

15 Nisan 1989'da Sheffield'daki Hillsborough Stadyumu'nda Liverpool ile Nottingham Forest takımları arasında oynanan Federasyon Kupası yarı final maçında yaşanan panik sırasında, 96 Liverpool taraftarı ezilerek ölmüş, 766 kişi de yaralanmıştı.

Aileler bu süreç içinde polisin, taraftarları sorumlu göstererek kendi sorumluluğunu örtmeye çalıştığını savunuyorlardı.

Yıllar süren dava, polisin sorumluluğunun tescili ve Liverpool taraftarlarının aklanmasıyla sonuçlandı.

Guardian manşetinde, "27 yıl sonra, adalet" diye yazıyor.

I'ın manşetinde, "96 kişi için adalet - sonunda" ifadesi yer alıyor.

Daily Telegraph, "Karar, aileleri çok sevindirdi" diyor.

Geçen yıl bombalı saldırılarda 33 binden fazla sivil öldüGuardian gazetesi, dünyada son bir yıl içinde gerçekleştirilen bombalı saldırılarda 33 binden fazla sivilin öldüğünü bildiriyor.

Gazete verilerin, Action on Armed Violence adlı sivil toplum kuruluşuna ait olduğunu ve bunların yer aldığı raporun Guardian'a aktarıldığını yazıyor.

Haberde özetle şu bilgiler yer alıyor:

"2015'te patlayıcı maddeler sonucu 33 binden fazla sivil öldü ya da yaralandı. Bu, son beş yıl içinde yüzde 50'den fazlalık bir artış anlamına geliyor.

"Geçen yıl gerçekleştirilen 2000'den fazla saldırıda, toplamda yaklaşık 44 bin kişi patlayıcı maddeler sonucu öldü ya da yaralandı.

"Yalnızca geçen yıl, patlayıcı maddeler sonucu ölenlerin sayısı Türkiye'de yüzde 7 bin 682, Yemen'de yüzde bin 204 arttı. Mısır'da (yüzde 142), Libya'da (yüzde 85), Suriye (yüzde 39) ve Nijerya'da da (yüzde 22) belirgin artışlar yaşandı.

"İntihar saldırılarında ölen ya da yaralanan sivillerin sayısı da keskin bir artış gösterdi. Geçen yıl bu saldırılarda 9205 sivil öldü. Bu, 2014'e kıyasla yüzde 68 oranında bir artış anlamına geliyor.

"El yapımı patlayıcılarla öldürülen ya da yaralanan 16 bin 180 sivilin yarasından fazlası intihar saldırılarının kurbanıydı. Afganistan, Bangladeş, Kamerun, Çad, Çin, Mısır, Fransa, Hindistan, Irak, Kuveyt, Lübnan, Libya, Mali, Nijerya, Pakistan, Suudi Arabistan, Somali, Suriye, Tunus, Türkiye ve Yemen'de intihar saldırıları düzenlendi.

"2015'te intihar saldırılarında ölen ya da yaralananların sayısı, Action on Armed Violence'ın veri toplamaya başladığı 2011 yılına kıyasla, yüzde 78 daha yüksek.

"Geçen yıl günde ortalama 30 sivil silahlı patlayıcılar sonucu yaşamını yitirdi.El yapımı patlayıcılar 16 bin 199, intihar saldırıları 9 bin 205, hava saldırıları 9 bin 200, karadan silahlı saldırılar 7 bin 095 sivilin ölümü veya yaralanmasına neden oldu.

"2015'te devlet eliyle en fazla patlayıcı maddenin kullanıldığı askeri saldırılar, Suudi Arabistan'ın önderliğindeki koalisyon güçlerinin, İngiliz silahlarını da kullandıkları Yemen'deki saldırıları oldu. Bunu Suriye takip etti. İŞİD, bu silahları en fazla kullanan devlet dışı aktör oldu.

"2015'te patlayıcı maddeler sonucu yaşanan sivil ölümlerinin en yüksek oranda gerçekleştiği ülkeler; Suriye, Yemen, Irak, Nijerya ve Afganistan oldu. Bu ülkeleri Pakistan, Ukrayna, Türkiye, Libya ve Mısır takip etti."

Suriye'de patlayıcı silahlar nedeniyle geçen yıl yaklaşık 9000 kişi öldü veya yaralandı. Bu, bir önceki yıla oranla yüzde 40'lık bir artışa tekabül ediyor."

FT: Dolandırıcılar Türklerin milliyetçilik duygularını sömürüyorFinancial Times gazetesi, Türkiye'de son dönemde milliyetçilik duygularını istismar ederek yapılan dolandırıcılıkların arttığını yazdı.

Haber, kalp ve iç hastalıkları profesörü Canan Karatay'ın yaşadığı dolandırıcılık olayının aktarımıyla başlıyor.

Haberin girişinde Türkiye kamuoyunda ünlü bir sağlık profesörünün başına bu olayın gelmesinin durumun yaygınlığına dair fikir verdiği belirtiliyor.

Özetle şu ifadeler yer alıyor haberde:

"Teröristleri yakalamak için yardımınıza ihtiyacımız var. Bu, gizli bir operasyon. Kimseye söylemeyin, kocanıza bile'. Canan Karatay, bu sözlerle hipnotize olduğunu söylüyor. Karatay saatler içinde İstanbul içinde farklı yerlere yönlendirildi, bankadan bankaya gitti ve hesaplarını boşalttı. İzlendiğine ve vatansever bir görevde yer aldığına ikna olmuştu.

"Sonunda yaklaşık 100 bin TL'yi bir plastik poşette bir arabanın altına bıraktı ve arkasına bakmadan gitti. Karatay, Türkiye'de giderek artan milliyetçiliği istismar eden dolandırıcılık faaliyetlerinin kamuoyunda en fazla bilinen mağduru oldu.

"Nasıl kandırıldığı sorulduğunda Karatay şu cevabı verdi: 'Ben devlet için çalıştım, annem devlet için çalıştı. Devletin hiçbir zaman kötü bir şey yapmayacağını düşünerek beynimiz yıkandı. Ülkeye yardım ettiğimden çok emindim. Hiçbir soru sormadım. İtaat ettim."

FT, Türkiye'de bu tür dolandırıcılığın yaklaşık 10 yıldır sürdüğünü ve yetkililere göre bugüne kadar yüz milyonlarca dolarlık dolandırıcılık yapıldığını belirtiyor.

FT, 10 yıldan fazladır dolandırıcılıkla ilgili araştırma yapan ve bununla ilgili bir de kitap yazan emekli polis İsa Altun'la görüşmüş.

Altun, bu kandırılma halini insanlardaki korkuya bağlamış:

"Türk çocuklar küçük yaştan itibaren korkuyla yetiştirilir. Polis korkusu, asker korkusu, mahkeme korkusu, savcı korkusu… Mesele terörizm olduğundaysa herkesin bir şehit tanıdığı vardır ve bu onları duyarlı yapar. Bu, onların devlete yardım etmek istemelerine neden olur."

FT, bir öğretmenin 2010'da, kendisine Ergenekon davasında adının geçtiği belirtilerek, 2014'teyse bir eczacının Gülen Cemaati'nden olduğunun belirlendiğinin söylenerek dolandırıldıklarını yazıyor.Gazete, dolandırıcıların teknoloji yardımıyla çok daha gelişmiş yöntemler kullandıklarını belirtiyor.

FT, devlet ve PKK arasındaki çatışmaların artması ardından, dolandırıcıların son dönemde en çok bu çatışma ortamını kullandığını aktarıyor.

'Türkiye'de son dönemde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil siyasetçilerin destekçilerini daha fazla milliyetçiliğine yönelttiğini' yazan gazete, bunun, bu dolandırıcıların hareket etmesi için bereketli bir ortam yarattığını yazıyor. Yazının sonunda bir ceza hukukçusunun dahi (Erdener Yurtcan) dolandırıldığı aktarılıyor ve onun da Karatay gibi 'teröristlerin' yakalanmasına yardım edildiğini düşündüğü belirtiliyor.


Popular Articles

Latest Articles