C­H­P­ ­G­e­n­e­l­ ­B­a­ş­k­a­n­ı­ ­K­ı­l­ı­ç­d­a­r­o­ğ­l­u­:­ ­H­e­d­e­f­i­m­i­z­,­ ­ü­ç­ ­s­e­ç­i­m­d­e­ ­d­e­ ­b­a­ş­a­r­ı­l­ı­ ­o­l­m­a­k­

C­H­P­ ­G­e­n­e­l­ ­B­a­ş­k­a­n­ı­ ­K­ı­l­ı­ç­d­a­r­o­ğ­l­u­:­ ­H­e­d­e­f­i­m­i­z­,­ ­ü­ç­ ­s­e­ç­i­m­d­e­ ­d­e­ ­b­a­ş­a­r­ı­l­ı­ ­o­l­m­a­k­

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki her üç seçimde de başarılı olmak hedefimizdir. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Anadolu'nun yaşadığı en umutsuz dönemde yaptığı 'Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır' çağrısı bugün bizler için de yol gösterici niteliğindedir" dedi.

Kılıçdaroğlu, bugün Parti Meclisi'ne (PM) sunulacak Merkez Yönetim Kurulu (MYK) raporunun giriş bölümünde yer verilen gündeme ilişkin değerlendirmelerinde, demokratik toplumlarda kuvvetler ayrılığının önemine vurgu yaptı.

"Kuvvetler ayrılığı yoksa hukuk yoktur. Hukukun olmadığı bir ülkede iyi giden başka şeylerin varlığından söz etmek mümkün değildir" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, CHP olarak Türkiye'nin beş temel sorun alanından söz ederken bunun başına daima hukuku koyduklarını anımsattı.

Kemal Kılıçdaroğlu, diğer sorun alanlarını, "Özgürlükçü demokrasi, dış politika, ekonomi, eğitim ve toplumsal barış" olarak açıkladı.

CHP olarak hedeflerinin, beş temel sorun alanının aşıldığı, huzurlu, mutlu bir Türkiye’yi kurmak olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye'de son dönemlerde çağdaş demokrasilerin tersine bir gelişme yaşanmıştır. 16 Nisan 2017 referandumunun hileli sonuçları ile kabul edilmiş sayılan Anayasa değişiklikleri ile fren-denge sisteminin olmadığı, bütün güçlerin tek adam elinde toplandığı bir sisteme geçmenin hukuksal altyapısı oluşturulmuştur. YSK'nın kabul edildiğini saydığı bu Anayasa, gerçekte göstermelik ve tuzak anayasadır. Bu Anayasa ile özgürlüklere tuzak kurulmuştur. Bu nedenle anayasa değişikliklerinin yürürlüğe gireceği 2019 seçimleri tarihi önemdedir. Bu seçimlerden başarı ile çıkmak, hedefimiz olmak yanında tarihsel görevimizdir de."

FETÖ'nün devlet ve toplum hayatından temizlenmesi amacıyla 20 Temmuz 2016’da olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, OHAL'in verdiği yetkilerin ilerleyen zaman içerisinde giderek artan ölçüde amacı dışında kullanıldığını belirtti.

Kılıçdaroğlu, "OHAL sürecinde mağduriyetler yaşanırken FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması konusunda hiçbir çalışma yapılmamış, tam tersine geçmişte FETÖ ile iş birliği yapmış olan iktidar sahipleri kendilerini koruma altına almışlardır." görüşünü paylaştı.

"Toplum derin bölünme çizgileriyle bölünmüş

Mevcut şartları değerlendirdiklerinde toplumun derin bölünme çizgileriyle bölündüğünü gördüklerini aktaran Kılıçdaroğlu, şu görüşlere yer verdi:

"AKP hükümetleri tarafından başlatılan ve özellikle de 2011 yılından bu yana güçlendirilerek sürdürülen politikalar, toplumsal kesimleri dinsel, inançsal, ideolojik, etnik özellikler etrafında kutuplaştırmış ve bu kutuplaşma siyasal hayata, siyasal rekabetin bir unsuru olarak değil, siyasal bölünme olarak yansımıştır.

Bu otoriter anlayış ve baskıcı yönetim çerçevesinde olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleriyle adeta tek adam rejiminin provasının yapıldığı bu dönemde iktidar partisinin tüm eylemleri artık çok net bir biçimde var olma sıkıntılarının olduğunu göstermektedir. Metal yorgunluğu bahanesiyle yerel yönetimlerde yapılan tasfiyeler, apar topar ittifak seçeneğine sarılınması, Afrin operasyonunun iç siyasete alet edilmesi bu çöküşün en büyük göstergeleridir. Siyasi iktidar, sonunun yaklaştığının farkına varmış, bu nedenle halk üzerindeki baskısını artırarak yok oluşun önüne geçmeye çalışmaktadır.

Bütün bunlar, yaşadığımız gerçeklerdir. Ancak saydığımız hususlar umutsuz olmanın değil, demokrasi ve özgürlükler yolunda daha güçlü bir mücadelenin gerekçeleri olacaktır. Demokrasimizin en öncelikli meselesi sivil toplumdaki işgalin sona erdirilerek bireyin özgürlük alanının genişletilmesidir. Halkımızla birlikte bunu başaracağımızdan, bu çerçevede Türkiye'yi önümüzdeki seçimlerde yeni bir Cumhurbaşkanı ile tanıştıracağımızdan hiçbir şekilde kuşku duymuyoruz."

"İstanbul'a ihanet edildi"

Merkez siyasetteki gelişmelere paralel olarak yerel yönetimlerde de olumsuz bir süreç yaşandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Yüzlerce yıllık tarihi ve kültürel zenginliğiyle bize miras kalmış olağanüstü şehirlerimiz, iktidar sahiplerinin rant kapısı haline getirilmiş, iktidar sahiplerinin ifadesiyle bu güzel şehirlere (İstanbul'a) ihanet edilmiştir" değerlendirmesini yaptı.

Birbiriyle ahenk içinde, birbirine saygılı, mimari ve estetik kaygılar gözetilerek oluşturulan kentlerin dokusunun rant hırsıyla bozulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, yerel yönetim politikalarında kötü gidişin durdurulması için önlerinde büyük bir fırsat bulunduğunu aktardı.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Halkımızla yerel yönetimlerde büyük bir değişimi gerçekleştireceğimize inanıyoruz. Yerel seçimlerde göstereceğimiz başarı sonrasında bir Yerel Yönetimler Reform Programı'nı uygulamaya koyacağız" ifadelerini kullandı.

CHP Genel Bakanı Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Ülkemizin içinde bulunduğu süreçte CHP olarak büyük bir görevimiz var. Geçmişte olduğu gibi bugün de yepyeni bir başlangıcı sağlayacak, umutları tazeleyecek, Türkiye’nin aydınlık geleceği hedefimizde toplumun yeniden bir bütün olarak kucaklaşmasını sağlayarak, demokrasiyi, adaleti, özgürlükleri yeniden tesis edecek parti CHP'dir. Ülkemizi huzurlu, mutlu bir geleceğe taşıyacak yeni bir yolculuğun başındayız. Buna inancımız tamdır. CHP olarak halkımızın umutlarını yeniden yeşertecek kadrolara sahibiz. Geride bıraktığımız 'Adalet ve Cesaret' temalı 36'ncı Olağan Kurultayımız ve 19'uncu Olağanüstü Tüzük Kurultayımız sonrasında oluşan kadrolarımız ve yeni tüzüğümüzle önümüzdeki seçimlere enerji dolu bir şekilde ilerliyoruz. Önümüzdeki her üç seçimde de başarılı olmak hedefimizdir. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Anadolu'nun yaşadığı en umutsuz dönemde yaptığı 'Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır' çağrısı bugün bizler için de yol gösterici niteliğindedir. 2019 seçimlerinde de ülkemizi içinde bulunduğu bu karamsar tablodan kurtaracak olan milletimizin takdiri olacaktır.

Bu iktidar, kendi tarihinin en baskıcı döneminde olabilir ama asla en kuvvetli döneminde değildir. Ona güçlü bir programla en enerjik, en bütünsel ve en büyük karşı çıkışı söylem ve pratikte kim getirirse onun ellerinde dağılacaktır. CHP bu karşı çıkışı gerçekleştirecek kadroların olduğu partidir. Milletimizin desteğiyle yürüttüğümüz bu mücadelenin başarıya ulaşacağından hiçbir şekilde kuşku duymuyoruz."

Kaynak: AA

Popular Articles

Latest Articles