B­e­y­i­n­ ­g­ö­r­ü­n­t­ü­s­ü­ ­s­u­ç­l­u­y­u­ ­e­l­e­ ­v­e­r­e­c­e­k­

B­e­y­i­n­ ­g­ö­r­ü­n­t­ü­s­ü­ ­s­u­ç­l­u­y­u­ ­e­l­e­ ­v­e­r­e­c­e­k­

Yakın zamanda beyindeki sinir faaliyetlerine bakılarak bir insanın ne çalmış olduğunu bulmak mümkün olabilecek.

1 Haziran'da ABD'de düzenlenen Dünya Bilim Festivali’ndeki panelde, Eylül ayında yayınlanması planlanan 'Brains on Trial with Alan Alda' adlı belgeselin konusu tartışıldı. Belgesele göre bilim adamları, yakın bir gelecekte mahkemelerde zanlıların suçlu olup olmadığına beyin taramalarıyla karar verecek.

Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) bir kişinin suçlu olup olmadığını belirlemek için kullanılabilecek umut verici bir yöntem. Bu teknoloji, kan akışındaki değişiklikleri farkederek beynin hangi bölgesinin aktif olduğunu gösteriyor.

Belgeselin bir bölümünde, Alda adlı denek fMRI deneyine katılıyor. Bir çekmeceden araştırmacıya ne 'çaldığını' söylemeden yüzük veya saati alması isteniyor. Daha sonra Alda MRI taramasına giriyor ve çaldığı nesne hakkında yalan söylemesi isteniyor. Tarama sonucunda araştırmacı Alda’nın yalan söylediğini rahatlıkla anlıyor çünkü yalan söylediği andaki beyin aktivitesi, normal anlardaki beyin aktivitesinden farklı olarak beliriyor.

Bilim adamları beyin taramalarıyla bir insanın yalan söylediğini yüzde 70 ile 90 doğruluk oranıyla buluyor.

Belgeselde yapılan deneyde beyin taramalarının kullanıldığı varsayılan durumda bile, insanların sistemi alt etme ihtimali üzerinde duruluyor. Farahany, Wagner’ın fMRI taramalarıyla kişinin bir resme olan yakınlığını ölçtüğü deneylere katıldı. Wagner, bir suçlunun suçunu gizlemek için yapabileceği gibi, Farahany’dan sistemi kasten kandırmaya çalışmasını istedi.

Farahany oldukça başarılı oldu ve Wagner resimlerle Farahany’nin yakınlığını sadece yüzde 70 oranında doğru bilebildi.

Bu sonuca rağmen beyin taramalarının görgü tanığı şahitliklerinde çok yararlı olabileceğini belirten Farahany, “Teknoloji günümüzde kullanılan bir çok yöntemden daha güvenilir ve doğruluğu her geçen gün insanların düşündüğünden çok daha hızlı şekilde artıyor” dedi.

Sinirbilimindeki gelişmeler, suçlu ve suç işleme potansiyeline sahip bireylerin beyinleri hakkında bilgiler veriyor.

Çalışmalar ruh hastası bireylerin beyinlerinin, sağlıklı beyinlerden farklı olduğunu da gösterdi. Beynin duygusal merkezi limbik sistem, ruh hastalığı tehşisi konmuş bireylerde daha az yoğun. Bu tip bulgular, suçluların beyinlerindeki zayıflıkları kendi hareketlerinin nedeni olarak göstermesine ve “Beni değil, beynimi suçlayın” demesine neden oluyor. Sinirbilimciler insanları neyin suçlu yaptığını araştırmaya devam ederken, bu araştırmaların toplum tarafından nasıl kullanılacağı bilinmiyor . 

Popular Articles

Latest Articles