D­H­A­ ­Y­U­R­T­ ­B­Ü­L­T­E­N­İ­ ­4­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

D­H­A­ ­Y­U­R­T­ ­B­Ü­L­T­E­N­İ­ ­4­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ 1 - Soma davasında karar açıklanıyor; Can Gürkan'a 15 yıl hapis cezası (EK) 5 TUTUKLU SANIĞIN CEZASI AÇIKLANDI Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5'i tutuklu, 51 sanığın yargılandığı Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada karar açıklanıyor.

1 - Soma davasında karar açıklanıyor; Can Gürkan'a 15 yıl hapis cezası (EK)

5 TUTUKLU SANIĞIN CEZASI AÇIKLANDI

Manisa'nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5'i tutuklu, 51 sanığın yargılandığı Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada karar açıklanıyor. Tutuklu sanıklar Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan 15 yıl, Genel Müdür Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik 18 yıl 9 ay, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı 22 yıl 6 ay, maden mühendisi Ertan Ersoy 18 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edildi.
HÜKMÜN AÇIKLANMASI YARIM KALDI
Mahkeme Başkanı Salih Pehlivanoğlu, tutuklu sanıklar hakkındaki kararı açıkladıktan sonra araya giren mağdur ailelerin avukatları, Cezayı taksirden verdik dediniz değil mi' diye sordu. Mahkeme Başkanı Pehlivanoğlunun Evet taksirden verdik sözleri üzerine avukatlar, Bu karar heyetinize aittir. Biz artık ailelerin yanındayız diyerek yerlerinden kalktı. Avukatlar ailelerin bulunduğu bölüme doğru geçmeye başladı. O andan itibaren salonda kargaşa yaşandı, aileler de tepki gösterdi. Salondaki çevik kuvvet ekipleri önlem aldı. Duruşmaya 10 dakika ara verilip, salon boşaltıldı.

Görüntü Dökümü
-------------
Adliyeden görüntü
Kalabalıktan görüntü

Haber - Kamera Taylan YILDIRIM- İlker KILIÇARSLANAKHİSAR (Manisa), (DHA)

==============

2 - Tren faciasının yasını tutan Uzunköprülülere psikolojik destek verilecek

TEKİRDAĞ'ın Çorlu ilçesinde meydana gelen tren kazasında hayatını kaybeden 24 kişiden 12'sinin memleketi olan Edirne'nin Uzunköprü ilçesi ölenlerin yasını tutuyor. Uzunköprü Belediye Başkanı Enis İşbilen, ilçe halkının tam bir travma yaşadığını ve bunu atlatmaları için psikolojik destek vereceklerini söyledi. Kaza nedeniyle üç gündür yapılamayan tren seferleri ise raylardaki onarımın ardından yeniden başladı.

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında Uzunköprü-Halkalı seferin iyapan yolcu treninin pazar günü raylardan çıkan 5 vagonunun devrilmesi sonucu meydana gele kazada 24 kişi hayatını kaybetmiş, 341 kişi ise yaralanmıştı. Trenin kalkış istasyonu olan Uzunköprü'den faciada aralarında çocuklarında bulunduğu 12 kişi yaşamını yitirdi. Dünyanın en uzun taş köprüsü unvanına sahip olan 62 bin nüfuslu ilçe son iki gündür kaldırılan cenazeler nedeniyle gündeme gelirken, ilçe halkı hayatını kaybedenlerin ardından gözyaşı döküyor, yasını tutuyor.

Uzunköprü Belediye Başkanı Enis İşbilen, ilçede tren kazasının ardından büyük üzüntü yaşandığını ve insanlara hem toplu halde hem de bireysel olarak psikolojik destek verileceğini söyledi. İşbilen, "Elim bir tren kazası sonucu 24 vatandaşımızı kaybettik, bunlardan 12'si Uzunköprülü, iki gündür ilçemizden cenazeleri kaldırıyoruz. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Tren aslında umuttur, insanları ulaştırmak istediği yere insanlara ulaştırır. Bir takım sıkıntılardan dolayı kaza oldu. Olan evlatlarımıza vatandaşlarımıza oldu. Bir sürü gencimiz iş bulmak için fabrikaların olduğu Çerkezköy, Çorlu gibi yerlere gidiyor. Otobüs fiyatları da yüksek olduğu için insanlarımız treni tercih ediyor. Karayollarına göre daha güvenli trenler ama mutlaka bakımlarının yapılması gerekiyor. Uzun bir süre Uzunköprü-Sirkeci hattı kapalıydı, yerel hatlarda İstanbul'da çalışmalar vardı. Bu hatlarda iyileştirme çalışmaları yapıldı. Halkalı'dan Kapıkule'ye kadar açıldı. Uzunköprü olarak imza topladık, insanlarımız istediler. Yollarda tren rayları için çavuşlar olurdu, o işçileri artık çalıştırılmıyor. Bu hatlar hızlı trene konu olacağı konuşuluyor, bu hatlarla olmayacağını düşünüyoruz" dedi.

İhmal varsa araştırılarak ortaya çıkarılması gerektiğini anlatan İşbilen, "İhmal varsa gerekli soruları yargının sorması gerekiyor. İnsanlarda çok büyük bir korku panik yaşandı. İlçede travmayı şiddetli olayı atlatmak güç olacak. Belediye olarak psikologlarla iletişim halindeyiz, travmayı atlatmak için destek sağlayacağız. Toplantı tarzında ve bire bir destek vereceğiz" dedi.

İlçe halkından Recep Paşaoğlu, tren kazasının ardından büyük bir acı yaşadıklarını belirterek, "Yolda bir durum var ki bu kaza oldu. Televizyondan izlerken çok acı yaşadık. Büyük bir acı, 6 yaşında köyümüzde evlat toprağa verdik. Uzunköprü'de 12 cenaze var. Bu acı hiç unutulmaz, çok büyük acı. Allah kimseye göstermesin. Uzunköprü halkı olarak yas tutuyoruz" diye konuştu. İsmet Akla da ihmal varsa ortaya çıkarılması gerektiğini ifade ederek "İlçe halkı olarak çok üzüldük. İnşallah ihmal yoktur, doğal afetlerde yapacak bir şey yok. Çok güzel hizmetler var ama takibinin yapılması lazım. 24 kişi öldü, 12'si Uzunköprü'den herkes çok üzgün ve ölenlerin yasını tutuyoruz" şeklinde konuştu.

TREN SEFERLERİ YENİDEN BAŞLADI
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde devrilen trene 130 kişinin bindiği Uzunköprü tren garı kazanın ardından duran seferlerle birlikte üç gün sessizliğe gömüldü. Hatların bakımlarının yapılmasını ardından seferlerin dün geceden itibaren yeniden başlatıldı.

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde devrilen yolcu treninden Edirne'nin Uzunköprü ilçesinden binen, Ersen Gül, Serhat Şahin, Melek Tuna, Ayşe Başaran, Ergün Kerpiç, Hakan Sel, Oğuz Arda Sel, Özge Nur Dikmen, Gülce Dikmen, Sena Köse, İrfan Kurt, Mavinur Tiflizden, Muratlı ilçesinden Bahar Koçman, Yağmur Laçin, Özcan Cesur, Çorlu ilçesinden Beren ve Derya Kurtuluş, Bihter Bilgin, Meriç ilçesinden Ömer Alperen Can, Pehlivanköy ilçesinden Seyfi Bebil ile Zübeyde Seven, İstanbul'dan Gani Kartal ile Rubize Kartal hayatını kaybetmişti.

Görüntü Dökümü:

-Uzunköprü tren garı

-Raylar ve vagonlar

-Tren garında vatandaşlarla röp.

-Uzunköprü belediye başkanı Enis İşbilen röp.

-Kahvede oturanlarla röp.

-Uzunköprü sokak görüntüsü

-Tarihi taş köprü

-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Can EROK-İdris TİFTİKCİ-Yılmaz BEZGİN/UZUNKÖPRÜ(Edirne),(DHA)-

============

3 - Dünya şampiyonu oldu, tarlada ot biçiyor

Behçet DALMAZ/VAN, (DHA)- TAYLAND'ın başkenti Bangkok'ta geleneksel olarak gerçekleştirilen 2018 Üçüncü Uluslararası Thai Sanatları-Oyunları ve Festivali'ne katılarak 'Jeet Kune Do' branşında altın madalya kazanan üniversite öğrencisi Ferhing Kara (21), tarlada ot biçerek ailesine destek sağlamaya çalışıyor. Dünya Jeet Kune Do 2018 şampiyonasına, kaldığı yurdun verdiği destekle gittiğini belirten 9 Eylül Üniversitesi Özel Eğitim Öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi Kara, 67 ülkeden 2 bin 800 sporcu arasnda 90 kiloda birinci olduğunu, tek isteğinin de milli sporcu olmak olduğunu söyledi.

Terör olaylarından dolayı Hakkari'nin Irak sınırındaki Şemdinli ilçesine bağlı Günyazı köyünden Van'a 30 yıl önce göç eden Kara ailesinin 16 çocuğundan biri olan Ferhing Kara, 2011 yılında Lise eğitimi için gittiği Kocaeli'de Jeet Kune Do sporuyla tanıştı. 7 ay Jeet Kune Do eğitimi gören Kara, daha sonra uluslararası yarışmalara hazırlandı. Kaldığı yurdun verdiği destekle, Güney Asya'da 10 Haziran 2017 tarihinde yapılan ve 12 ülkede 750 sporcunun katıldığı Jeet Kune Do yarışmasına katılıp altın madalya alarak birinci olan Şemdinlili Kara, Tayland'ın başkenti Bangkok'ta 16 Mart 2018 tarihinde geleneksel olarak bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Thai Sanatları-Oyunları ve Festivali'ne de ferdi olarak katıldı. Yarışmadaki tek Türk sporcu olan Kara, Jeet Kune Do branşı +90 kiloda yarıştı. Çıktığı maçlarda rakiplerini bir bir geçen Kara, finalini de kazanarak Jeet Kune Do branşında birinci olarak altın madalya kazanan Türk sporcu oldu. Ancak Kara federasyon adına yarışmaya katılmadığı için aldığı altın madalyanın üzerinde Türkiye Cumhuriyeti bayrağı işlenmedi. Kara, yarışmaya ferdi olarak katıldığı için milli sporculuk belgesi de verilmedi.

DÜNŞA BİRİNCİSİ OLDU, TARLADA OT BİÇİYOR

Üniversite öğrencisi Kara, yaz tatilinde Van'ın Eminpaşa Mahallesi'nde yaşayan ailesinin yanında geçiriyor. Tarlada ot biçerek ailesine maddi destek sağlamaya çalışan Jeet Kune Do 2018 dünya şampiyonu Kara, kaldığı yurdun verdiği destekle gittiğini Güney Asya ve Tayland'daki şampiyonaya katıldığını belirtti. Kara, tarlada beraber çalıştığı kardeşlerine de fırsat buldukçu Jeet Kune Do eğitimi vermeye çalıştığını söyledi.

'TÜRKİYE'NİN İLK DÜNYA JET KUNE DO ŞAMPİYONUYUM'

30 yıl önce Şemdinli ilçesinde terör olayları nedeniyle Van'a göç eden ailesinin yanında kalan Kara, "30 yıldan beri Van'da yaşıyorum.16 kardeşim var. Bir çoğumuz okuyor.2011 depreminden sonra okul okumak için bir dernek aracılığıyla Kocaeliye gittim.Kocaeli'de 2012 yılında bu sporla tanıştım.Tanıştığım ilk andan beri de bu spora aşık oldum.7 yıldır aralıksız yaptığım bu sporda hemen hemen her gün antrenman yapıyorum.Türkiye'yi temsilen iki kez yurtdışındaki yarışmalara katıldım. Güney Asya'da 10 Haziran 2017 tarihinde yapılan ve 12 ülkede 750 sporcunun katıldığı Jeet Kune Do yarışmasında altın madalya alarak birinci oldum.Tayland'ın başkenti Bangkok'ta 16 Mart 2018 tarihinde geleneksel olarak bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Thai Sanatları-Oyunları ve Festivali'ne katıldım ve burada düzenlenen dünya 1'inci Jeet Kune Do şampiyonasına katıldım.67 ülkeden 2 bin 800 sporcu arasında altın madalya alarak dünya birincisi olan tek Türk sporcu oldum" dedi.

MİLLİ SPORCU OLMAK İSTİYORUM

Yurtdışındaki şampiyonalarda aldığı kupaları ve belgelerini gösteren Jeet Kune Do Dünya Şampiyonu Kara,"Güney Asya şampiyonasında edindiğim dostlarım Türkiye'yi desteklediler. Bu beni çok etkilemişti. Bu insanlar Srilankalıydı.Belki ömürleri boyunca Türkiye'yi göremeyecek insanlar.Ama sanki onların vatandaşıymışım gibi, onların kardeşiymişim gibi arkamda 'Türkiye' diye bağırıyorlardı.Srikanka'da benim öğrencisini yendiğim antrenör, bana dünya şampiyonasında antrenörlük yaptı. Benim içimi dağlayan en önemli husus, almış olduğum madalyanın üzerinde bir çok ülkenin bayrağı var.Yalnızca bizim bayrağımız yok.Yenmiş olduğum ülkelerin bile bayrağı var, ama Türkiye'nin bayrağı yok.Neden? Tayland Cumhuriyeti bize turnuvaya katılmak için davetiye gönderdiğinde turnavaya henüz 7 ay vardı. Federasyondan destek almadığmız için ve Tayland devletine 'geleceğiz' demediğimiz için turnuvada kazanılan madalyalarda Türkiye bayrağı işlenmedi.Biz turnuvanın başladığı ikinci günü Taylanda gidebildik. Şampiyon olmama rağmen, kendi ülkemin bayrağının olmadığı bir madalya taşıyorum. Bu beni çok üzdü. Ülkemizin ve yöneticilerimiz bu konuya ilgi göstermesini çok istiyorum. Çünkü, ben orda tek başıma Türkiye bayrağını dalgalandırdım. Yetkililerden tek isteğim bana milli sporculuk verilmesi" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------------------------
-Kardeşleriyle birlikte tarlada çalışan dünya şampiyonu Ferhing Kara
-Kara,topladığı otları ot savurma makinesine atarken
-Detaylar
-Kara'nın aldığı madalyalar
-Detaylar
-Ferhig kara ile röportaj
-Detaylar
-Kara, madalyalarını gösterirken
-Kara,özel bir spor salonunda antrenman yaparken
-Detaylar
-Kara ile röportaj
-Kara'nın aldığı belgeler ve madalyalar
-Dünya şampiyonluğu madalyasını gösteren Kara
-Bir sporcu ile çalışma yaparken
-Genel ve detaylar

HD -

==================

4 - Lavanta tarlaları 150 bin ziyaretçi bekliyor

ISPARTA'nın Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak köyünde lavanta tarlaları mor renge büründü. İnsanların eşsiz manzarayı görmek için akın ettiği köye, bu yıl 150 bin dolayında ziyaretçi bekleniyor.
Kuyucak köyünde, 1975 yılında Fransa'dan getirilen 30 kök fideyle üretimine başlanan ve son 4 yıla kadar sadece aromatik bitki olarak değerlendirilen lavanta, sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarla 2014'te turizm açısından popüler hale geldi. Sadece Fransa'nın Provence bölgesinde görülebilen bu doğal güzelliğin Isparta'da da olduğunu duyan fotoğraf sanatçıları, doğaseverler köye akın etmeye başladı. Gün geçtikçe adını duyuran Kuyucak köyündeki lavanta tarlaları, evlenecek çiftlerin de düğün fotoğrafı çektirdiği mekan oldu.
Lavantaya yönelik ziyaretçi akınını değerlendiren köy halkı, lavantadan üretilen bal, gelin tacı, kurutulmuş lavanta çiçeği, sabun, parfüm çeşitleri ve lavanta yağı gibi birçok ürünün yer aldığı stantlarını sabah erken saatte açarak hava kararıncaya kadar satış yapıyor.
HEDEF 150 BİN ZİYARETÇİ
Kafeterya tarzı işletmelerin de açıldığı köyde en ilgi çeken yer ise lavanta bahçeleri. Fotoğraf çekmek isteyen ziyaretçilerden ücret alınmıyor. Ağaç malzemeden yapılmış seyir terasından lavanta bahçesini izlemek, bahçe içerisinde gezinti yapmak serbest. Burada uyulması gereken tek şart ise çiçek koparmamak. Bahçe içerisinde küçük bir alan dinlenme yeri ve çay bahçesi olarak ayrılmış. Buz gibi yayık ayranı, gözleme, lavanta çayı ve dondurmasıyla diğer soğuk içecekler servis ediliyor. Geçen yıl 140 bin turist ağırlayan Kuyucak köyünde bu yıl rakamın 150 bin dolayında olması bekleniyor.
Lavanta bahçelerine düğün çekimi için gelen çiftlerden Saadet ve Nuh Köse, en mutlu günlerini bu güzel manzarada ölümsüzleştirmek istediklerini söyledi. Çift, herkesin bu güzelliği görmesini arzu ettiklerini anlattı.
'KÖYLERİN BOŞALMAMASI İÇİN BU TÜR DEĞERLERİ KORUMALIYIZ'
Yeni evlenecek Aslı Bozdoğan ile Yusuf Yerli çifti de Karaman'dan geldiklerini ve çok memnun kaldıklarını aktardı. Karaman Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Yusuf Yerli, "Üniversitede turizmle ilgili bir bölümde görev yapıyorum. Turizmci olarak alternatif turizmin geliştiğini görmek beni mutlu etti. Köylerin boşalmaması için bu tür değerleri korumalıyız" diye konuştu.
Aslı Bozdoğan da "Gördüğüm en güzel manzara iyi ki gelmişiz" dedi.
Türkiye'nin her yerinden ziyaretçi akınına uğrayan Kuyucak'a gelen ikizler Eda ve Seda Mert de "Geldik şimdi de gidesimiz gelmiyor" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Lavanta bahçelerinden detaylar
- Gelinlik ve damatlıkla gelen Saadet-Nuh Köse çiftiyle röportaj
- Gelinlik ve damatlıkla gelen Yusuf Yerli ve Aslı Bozdoğan çiftiyle röportaj
- İkizler Eda ve Seda Mert ile röportaj

HABER- KAMERA: Nurettin ARKAN/ISPARTA, (DHA)

================

5 - 240 hayvanın yumurtası bu merkezde sergileniyor

AFYONKARAHİSAR'da Türkiye'nin ilk Yumurta ve Sanatları Merkezi'nde, 240 ırka ait 340 yumurta sergilenmeye başladı. Kanatlı hayvan, vahşi hayvan ve balık türlerinin yumurtalarından oluşan, aralarında 10 sanatçının yaptığı 100 yumurtanın da yer aldığı merkezin en dikkat çekeni ise köpekbalığı yumurtası oldu.
Dünyada 5 ülkede bulunan yumurta sanatları merkezlerinden 6'ncısı Türkiye'nin en fazla yumurta üretiminin yapıldığı Afyonkarahisar'da açıldı. Özel sektör ve devlet işbirliğinde hayırsever Mehmet Kumartaşlı'nın desteğiyle yaptırılan merkeze Mehmet Kumartaşlı'nın babası İsmail Kumartaşlı adı verildi. İsmail Kumartaşlı Yumurta Sanatları Merkezi'nde 340 yumurta sergilenmeye başladı. Kanatlı hayvan, vahşi hayvan ve balık türlerinden oluşan 240 ırka ait yumurtaların yanı sıra 10 sanatçı tarafından özel olarak hazırlanan 100 yumurta da merkezde yerini aldı. Bu 100 yumurta dışındakilerin belirli aralıklarla veteriner incelemesinin ardından değiştirildiği merkezde en dikkat çeken yumurta ise köpekbalığı yumurtası oldu.
AMAÇ YUMURTA SANATINI ÖNE ÇIKARMAK
İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır, Afyonkarahisar'da yaklaşık 20 milyon tavukla 18 milyona varan yumurta üretimi yapıldığını söyledi. Tanır, "Dolayısıyla Afyonkarahisar'ın bu yönünün öne çıkarılması son derece önemliydi. Yumurta soframızı süslediği kadar yumurta sanatları da hayatımıza renk katıyor. Biz iki boyutu ele almış olduk. Biri yumurtaya dikkati çekmek diğeri de yumurta sanatını burada öne çıkarmak. Şunu söyleyebiliriz ki bir sanatkâr yumurtanın içerisini boşalttıktan sonra onu kurumaya bırakıyor. Sağlam kalan yumurtaların içerisini doldurarak, aynen bir dişçinin dişin üzerinde yaptığı operasyon gibi yumurta üzerinde bir çalışma yaparak yumurtaya şekil vermeye çalışıyor ve veriyor da. Kimisine bakıyorsunuz boyama şeklinde görüyorsunuz kimisi de yumurta oyma sanatı olarak öne çıkıyor" dedi.
10 USTANIN 100 ESERİ VAR
Yumurta sanatıyla uğraşan 10 ustanın 100 eserinin müzede yer aldığını aktaran Tanır, "10 ustanın 100 eserini aldık ve burada sergileyerek ziyaretçilerin ilgisine sunuyoruz. Burada Kültür ve Turizm Bakanlığı kültür ve sanatı destekleyici bir görev üstleniyor. Sponsorluğunu da hayırsever iş insanı Mehmet Kumartaşlı Bey yaptı. Biz kendisine teşekkür ediyoruz. Devlet- özel sektör işbirliği kapsamında bu müzeyi gerçekleştirmiş olduk. Gayemiz halkımızın sahip çıktığı bir müzeyi toplumumuza kazandırmak. Türkiye'nin ilk Yumurta ve Sanatları Merkezi, Afyonkarahisar'da. Buraya müze formatında hazırladık" diye konuştu.
Tavuk yumurtasının yanı sıra diğer kuş türlerinin de yumurtalarının müzede yer aldığını vurgulayan Tanır, şunları söyledi:
"Deve kuşu yumurtasına yapılmış bir desenleme ya da bir kaz yumurtasına yapılmış oyma son derece önemlidir. Bizim buradaki çalışmalarımızın her birinin ayrı değere sahip olduğunu ifade etmek istiyorum. Yumurta boyutuna baktığımızda ipek böceği yumurtasından, çekirge yumurtasından, deve kuşu yumurtasından köpekbalığı yumurtasına varıncaya kadar çeşitli ırkların yumurtaları mevcuttur. Biz her birinin kıymetli olduğunu buraya gelen ziyaretçilerin ilgisine bırakmak istiyoruz. Önemli olanı kendileri belirlesinler."
EN İLGİNÇ OLANI KÖPEKBALIĞI YUMURTASI
Müzenin en ilginç yumurtasının köpekbalığı yumurtası olduğunu anlatan Müdür Tanır, "Buradaki en ilginç yumurtalardan birisi köpekbalığı yumurtasıdır diyebilirim. İstanbul'dan getirdik. Dolayısıyla buraya gelenler tavuk yumurtalarını, güvercin yumurtalarını, kaz yumurtalarını ve yılan yumurtasından tutun da diğer canlıların yumurtalarını gördükten sonrada köpekbalığı yumurtasını görünce daha da heyecanlanıyor. Dolayısıyla dünyadan 240 ırka ait yumurtanın burada bulunması da bu müzenin ayrı bir zenginliği olarak ifade edebiliriz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Müzenin girişinden detay
- Müzeyi ziyaret eden insanlardan detay
- Müzedeki yumurtalardan detay
- Yumurtalarla fotoğraf çekinen insanlardan detay
- İl Müdürü Tanır röp

HABER- KAMERA: Satılmış AKKAŞ/AFYONKARAHİSAR, (DHA)

=====================

6 - 'Can evi'nde koruma ve tedavi altına alınan köpekler sağlıklarına kavuştu

EDİRNE'nin İpsala ilçesinde belediyeye ait sokak hayvanları barınma evinde olumsuz şartlarda kalan ve gelen tepkiler üzerine Keşan Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği'ne ait 'Can evi' olarak adlandırılan barınağa nakledilen köpekler sağlıklarına kavuştu. Keşan Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği Başkanı Sevinç Cebeci, sağlığına kavuşan köpeklerin bir bölümünün kısırlaştırılıp sahiplendirildiğini veya sokağa salındığını, hastalığı devam edenlerin ise tedavilerinin sürdüğünü söyledi.

İpsala Belediyesi'ne ait sokak hayvanları barınma evinde sağlıksız koşullarda bakılan köpeklerin görüntüleri, hayvanseverlerin tepkisi üzerine Doğa Koruma ve Milli Parklar Edirne Şube Müdürlüğü ekiplerince, Keşan Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği'ne ait 'Can evi' olarak adlandırılan barınağa nakledildi. Tutanak karşılığı yediemin olarak barınağa teslim edilen köpekler, ayrı ve kulübeler bulunan bir alana konularak veterinerler tarafından sağlık kontrolünden geçirildikten sonra aşılandı ve tedavilerine başlandı. Sağlığına kavuşan köpeklerin bir bölümünün kısırlaştırılıp sahiplendirilirken, bazıları ise İpsala'ya götürülerek sokağa salındı. Hastalığı devam eden köpeklerin tedavileri ise barınakta, veteriner hekimler gözetiminde sürdürülüyor.

DERNEK BAŞKANI CEBECİ 'ONLAR İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ'
Keşan Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği Başkanı Sevinç Cebeci, İpsala'da gerekli şartları taşımadığı için kapatılmasına rağmen sağlıksız ortamda bakılmaya devam edilen 21 köpeğin 'can evi'ne getirildiğini belirterek, Hepsi uyuzlu, çok zor durumda olan köpeklerdi. Biz bunların tedavilerini yaptırdık. Uyuzlarımızın tüyleri çıkmaya başladı. Bazı köpeklerimizi ise Sokak Hayvanlarını Koruma Yaşatma Rehabilitasyon ve Eğitim Derneği'ne gönderdik. Orada tedavi altına alındılar. Şu anda durumları çok iyi. Keşan Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü'nce de köpekler kısırlaştırıldı. Halen iyileşmemiş, uyuzları ağır olan köpeklerimiz var. Onların tedavileri sürüyor. Onlar için elimizden geleni yapıyoruz dedi.

'CANLAR, HEPİMİZİN CANLARI'
Sevinç Cebeci, dernek olarak Keşan'la sınırlı kalamadıklarını ve çevre ilçelerden gelen köpekleri de 'can evi'ne aldıklarını ifade ederek, şunları söyledi Buraya atılan yada getirilen canlarımıza da 'hayır' diyemiyoruz. Türkiye'deki tüm hayvanlar bizim için can. Ama Keşan'da bu kadar işimiz varken, diğer ilçelerin de kendi köpeklerine sahip çıkmaları gerekiyor. Bu hem vatandaşlarımızın hem de devletimizin görevi. Destek bekliyoruz. Canlar, hepimizin canları

Öte yandan İpsala Belediyesi tarafından yeni barınak inşa edilmesi için yer satın alınarak, proje hazırlandığı ve yakın zamanda inşasına başlanacağı kaydedildi.

Görüntü Dökümü
----------------------
-Sağlığına kavuşan köpekler
-Köpeklerle oynayanlar
-Köpeklerin beslenmeleri
-Barınak bakımının yapılması
-Barınak genel gör.
-Barınağa getirilen yavru köpekler
-Keşan Sokak Hayvanlarını Koruma Derneği Başkanı Sevinç Cebeci röp.
-Detaylar
-Arşiv görüntüler - (17 Nisan'dan)

Haber-Kamera Ünsal YÜCELKEŞAN(Edirne),(DHA)-
(SÜRE 04.47 - BOYUT 536 MB)

===============

7 - Mardinli şef birkez daha dünyanın en iyi 10 şefi arasına girdi

MARDİNLİ şef ve sosyal girişimci Ebru Baybara Demir, dünyanın en önemli mutfak kültürü yarışması Basque Culinary World Prize'da (Bask Dünya Aşçılık Ödülleri) ikinci kez finale kalan 10 şeften biri olan ilk Türk oldu. Baybara Demir, 28 Temmuz’da sonucu açıklanacak yarışmada birinci olması halinde kazanacağı para ödülüyle Mardin’de istihdama ve zengin mutfak kültürünün kayıt altına alınmasına katkı sağlayacak bir gastronomi enstütüsünün kurulması için kullanacağını söyledi.

Mardinli şef ve sosyal girişimci Ebru Baybara Demir, dünyanın en itibarlı mutfak kültürü yarışması Bask Dünya Aşçılık Ödülleri’nde, dünyaca ünlü 140 şef arasında ikinci kez ilk 10’a kalarak finalist oldu. İlk kez Türkiye’den geçen yıl yine kendisinin finale kaldığı yarışmada, mutfak kültürü ile toplumsal fayda sağlayan şefler ödüllendiriliyor. 100 bin Euro’luk ödül ise şefin bizzat dahil olduğu bir sosyal sorumluluk projesinin hayata geçirilmesinde kullanılıyor.

Ebru Baybara Demir, Bask Dünya Aşçılık Ödülleri’ne, eğitmen şefliğini yürüttüğü UNHCR ve Harran Kaymakamlığı tarafından aday gösterildi. Proje kapsamında bölge kadınlarının ve Suriyeli mültecilerin daha insani koşullarda çalışabilmeleri ve hakettikleri imkanlara kavuşabilmeleri için eğitimler verildi. Yarışmada kazanan şef, 28 Temmuz’da İtalya’da ilan edilecek.

Baybara Demir, Uluslararası arenada Türk mutfağı ve Türk gastronomisinin adının geçmesini sağladığı için mutlu olduğunu dile getirdi. İkinci kez finale kalan ilk Türk şef olmaktan ötürü gurur duyduğunu belirten Demir, "İlk 10 şef arasında yer almak inanılmaz bir duygu. Tarif edilemez bir gurur bu. Basque Culınary World Prıze ödülüne ikinci kez aday gösterildim ve ikinci kez dünyanın ilk onunda olmaktan gurur duyuyorum. Tarif edilemez bir duygu bu. Geçen süreçte yanımda olan herkese ve muhteşem ekibime kalpten teşekkür ediyorum. En güzel, en tatlı yorgunluklar şimdi başlıyor. 24 Temmuz 2018 tarihinde birincilik ödülünün kazananı belli olacak. Her şey kadınlar için, çocuklar için, daha yaşanabilir Türkiye için ve Mardinim için" dedi.

ÖDÜL GELİRSE GASTRONOMİ OKULU KURACAK
Baybara Demir, 100 bin euroluk ödüle layık bulunması halinde, yörede kalıcı bir Gastronomi Okulu kurarak, istihdama ve zengin mutfak kültürünün kayıt altına alınmasına katkı sağlamayı hedeflediğini ifade ederek, "Aciliyetine yürekten inandığım ve çözümüne katkı sunmak istediğim konular var: Bölgemizde işsizlik TÜİK raporlarına göre yüzde 30 civarında. Bu soruna 100 bin kayıt dışı Suriyeli eklenince sorunun çözümü için ivedilikle çalışmak gerekiyor. Bölgenin dinamikleri içerisinde en önemli sorun, işsizlik ve belirsizlikten ötürü yaşanan göç. İkincisi kültür kaybı. Suriyeliler beraberinde getirdikleri kültürü aktaracak mecra bulamadıklarından bu zengin kültür zamanla yok olma tehlikesi içinde. Biz her iki halkın kültürel zenginliğini harmanlayıp birbirlerine aktarmalarını sağlayarak onların en iyi bildikleri yemek işini ekonomik anlamda ayakta durabilecekleri bir iş modeli haline getirmeyi istiyoruz. Bu nedenle, bölgede bir Gastronomi Okulu kurup bunu profesyonel eğitimlerle desteklemeyi, insanları istihdama katmayı planlıyoruz. Yani eğer ödül bölgemize gelirse Gastronomi Okulu’nun finansmanı ve zengin mutfak kültürünün kayıt altına alınarak gelecek kuşaklara aktarılması sağlanacak" diye konuştu.

Mardinli, Şanlıurfalı ve Suriyeli mülteci kadınların bu proje sayesinde dünya çapında bir aşçı olabilme şansı yakaladığını hatırlatan Baybara Demir, "Dünyanın önde gelen mutfak enstitüsü Basque Culinary Center’ın her sene mutfaktaki yeteneğini ve yaratıcılığını, toplum yararına sosyal sorumluluk projeleriyle birleştiren şefleri taçlandırdığı, dünyanın en prestijli şef yarışmalarından biri olan Bask Dünya Aşçılık Ödülleri’nde finale kalan ilk Türk şef olmanın gururunu yaşıyorum. Beni en çok mutlu eden, ödülün kendisinden çok, elimi uzatıp hayatlarına dokunmak ve değiştirmek için çabaladığım Mardinli, Urfalı ve Suriyeli mülteci kadınların bu proje sayesinde dünya çapında tanınma ve çabaları ile aşçılığı meslek edinebilmesi için destek alma şansına sahip olmaları" şeklinde konuştu.

Evli ve 3 çocuk annesi olmasına rağmen böyle bir işle uğraşmanın kendisine engel olmadığını belirten Ebru Baybara Demir, evliliğin ve çocukların kariyerine engel olmadığını söyledi.

Görüntü Sıralaması
Atölye mutfağından görüntü
Yemek yapması
Kadınlara eğitim vermesi
Yanında çalışan kadınlardan görüntüsü
Yapılan röportajlar
Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Nezir GÜNEŞ/MARDİN, (DHA)-

============

8 - Gaziantep'te, 'Antep Fıstığı Müzesi' açılacak

GAZİANTEP Büyükşehir Belediyesi, Antep fıstığının nasıl yetiştiğini gösteren, dış tasarımına fıstık şekli verilen, dünyanın ilk Fıstık Müzesi'ni hizmete açacak.
Gaziantep Fıstık Park içerisinde bulunan Fıstık Müzesi’nde yaş, kuru, kabuklu, kabuksuz olmak üzere fıstığın birçok çeşidi ile fıstıktan elde edilen ürünler sergilenecek ve fıstık hakkında bilgiler yer alacak. Bal mumundan yapılan hareketli heykellerle doğal fıstık toplama ortamının oluşturulduğu müzede, Antep fıstığının hikâyesi, Fıstık Müzesi'yle anlatılacak. Fıstık Müzesi'ni gezen Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, lezzetin başkenti Gaziantep'i Gaziantep yapan ana damarın fıstık olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
"Fıstığın insanlık tarihi kadar bir geçmişi var, bu işin sırrı toprak, güneş, toprağın kalitesi ve emektir. Büyük bir mücadeleyle ortaya çıkan fıstığın büyük bir hikâyesi var. Bu coğrafyanın getirdiği nimetleri daha güçlü bir biçimde geleceğe taşımamız gerekiyor. Fıstık, bizim en önemli ürünümüz, lezzetimiz, ekonomimiz, bölgenin parlayan bir yıldızıdır. Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı olarak, fıstığın aşılamasından gübrelenmesine fıstık ağacının zararlı hayvanlarla mücadelesine kadar her noktasında çalıştık. Hem üreticinin, hem tüketicinin, hem de fıstığa dayalı sanayinin yanında güçlü bir şekilde yer alıyoruz. Müzede fıstık nasıl kırılıyor, kadınların kılık kıyafetiyle yüzlerdeki samimiyeti, ihlası Anadolu kadının güzelliğini gösteren bir güzellik var, Gaziantep’in bir kültürü yaşatılacak. Yerellik, özgünlük bizi farklı kılıyor."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
- Fıstık Müzesi
- Müzenin gezilmesi
- Fatma Şahin ile röp.
- Genel ve detay görüntüler
(KJ: Haber-Kamera: Mustafa KANLI-GAZİANTEP-DHA)
297 MB

============

9 - 13 çiftçiyi dolandıran şüpheli yakalandı

GAZİANTEP'te, internet üzerinden iletişime geçtiği çeşitli illerden 13 çiftçiyi, ürünlerini alma bahanesiyle 330 bin lira dolandırdığı öne sürülen K.Ç., polisin operasyonuyla yakalandı. K.Ç.'nin çiftçilere kendisini Müfit Hoca olarak tanıttığı belirlendi.
Gaziantep'te, K.Ç., ürünlerini internet üzerinden satışa çıkaran farklı kentteki çiftçilerle iletişim kurdu. Kendisini 'Müfit Hoca' olarak tanıtan K.Ç., telefonda sohbet ettiği çiftçilerin kısa sürede güvenini kazandı. K.Ç., bu kişilerle ürünleri için pazarlık yaptı. Çiftçilerden ürünleri istediği adrese göndermesini isteyen K.Ç., parayı ise teslim alınca vereceğini söyledi.
?K.Ç., benzer yöntemle ikna ettiği 13 çiftçinin toplamda 330 bin 480 liralık ürünlerini teslim aldı, ancak ödemelerini yaptı. Çiftçiler paralarını alamayınca, dolandırıldıklarını anlayıp, polise şikayette bulundu.
Çalışma başlatan Asayiş Şubesi Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, adresinin belirlediği K.Ç.'yi düzenlenen operasyonla evinde gözaltına aldı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından şüpheli, 'dolandırıcılık' suçlamasıyla adliyeye sevk edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
- Gözaltına alınan şüpheli
- Polislerin arasındaki şüpheli
- Genel ve detay görüntüler

Haber: Hasan KIRMIZITAŞ - Kamera: GAZİANTEP-(DHA)

=============

10- Plaj modasını tanıttılar

ÜNLÜ moda tasarımcısı Mehmet Gündem, 2018 Plaj Kıyafetleri Koleksiyonu'nu Muğla'nın Bodrum ilçesinde düzenlediği defile ile tanıttı.

Bodrum'un Göltürkbükü Mahallesi'ndeki bir beach club'ta modacı Mehmet Gündem, 'Awakenıng (Uyanış)' teması ile hazırladığı 2018 Plaj Kıyafetleri Koleksiyonu'nu beğeniye sundu. Defilede yer alan kıyafetleri Sema Şimşek, Bilge Kara, Tuğba Karaca, Zeliha Çal, Yağmur Ayaz, Açelya Kartal, Asya Öztürk, Müge İskender, Ola Zaremba, Rukiye Gül, Marina Federenko, Özge Nur Ücel gibi tanınmış ünlü modeller, Asil Çağıl'ın koreografiyle sahnede yer alarak tanıttı. Tasarımcı Mehmet Gündem, koleksiyonunda cesur, canlı renklerin yanı sıra şık vualler, penang şifonlar, swarovsky kristallerin minimalizeye bir başkaldırıyı çağrıştırdığını ifade etti. Her tasarımın birer adet üretildiği defilede 27 parça kıyafet tanıtıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Defileden görüntü

-Defileyi izleyenlerden görüntü

(KJ: Haber-Kamera: Nilüfer DEMİR / BODRUM (Muğla), (DHA)

=================

11 - Tabiat varlığı Yüzen Adalar'ın çehresi değişiyor

YERLİ ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Bingöl'ün Solhan İlçesi'ndeki Turnalar Gölü üzerinde bulunan birbirinden bağımsız olarak yüzebilen Yüzen Adalar'ın çehresi değişiyor. Bingöl Kültür ve Turizm Müdürü Kasım Barman, Solhan Kaymakamlığı ile Fırat Kalkınma Ajansı'nın hazırladığı proje ile Yüzen Adalar'ın çevre düzenlemesi yapılacağını ifade ederek, "Çok güzel çevre düzenlemeleri yapılacak. Yüzen Ada 'Tabiat Varlığı' olarak geçtiği için Çevre Şehircilik Bakanlığı ilgilenecek. Projeyle gelen ziyaretçilerin daha iyi şartlarda ağırlanması sağlanacak" dedi.

Yaz aylarının gelmesi ile birlikte Bingöl'e 45 kilometker uzaklıkta bulunan Solhan ilçesi'ne bağlı Hazarşah köyünde bulunan sıradışı bir tabiat olayına sahne olan Yüzen Adalar'a yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oldu. Krater gölü olduğu değerlendirilen 38 hektarlık Turnalar Gölü, üç tarafı dağlarla çevrili olup düz arazi üzerinde bulunuyor. Gölde toprak parçalarının ayrılmasıyla oluşan, birbirinden ve zeminden bağımsız 3 adacık bulunuyor. Adacıklar itilerek hareket etmekle birlikte, rüzgar etkisiyle de hareket edebiliyor.

ÇEVRE DÜZENLENMESİ HAZIRLIKLARI BAŞLADI
Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla bir süre önce çevre düzenlemesi yapılan Yüzen Adaları, hem görmek hem de piknik yapmak için yurtiçi ve yurtdışından 2018 yılının ilk 6 ayında 8 bin 500'e yakın kişinin geldiği öğrenildi. Yıllık ortalama 20 bine yakın ziyaretçiyi kabul eden Yüzen Adalar için birtakım çalışmaların da yapılacağı, yeni çevre düzenlemeleri ile ziyaretçilerin daha iyi imkanlarla karşılanacağı öğrenildi. Bingöl Kültür ve Turizm Müdürü Kasım Barman, Solhan Kaymakamlığı Fırat Kalkınma Ajansı (FKA) aracılığı ile projenin hazırlandığını belirterek, proje kapsamında çevre düzenlenmesi yapılacağın söyledi. Barman, "Çok güzel çevre düzenlemeleri yapılacak. Yüzen Ada tabiat varlığı olarak geçtiği için Çevre Şehircilik Bakanlığı ilgilenecek. Projeyle gelen ziyaretçilerin daha iyi şartlarda ağırlanması sağlanacak" dedi.

Malatya'dan gelerek ilk kez Yüzen Adaları gördüğünü anlatan Mahmut Tektaş, "Malatya'dan buraya gezmeye geldim. Bingöl'e gelmişken, ailem ile beraber Yüzen Adaları gelip görmek istedik. İlk defa geldim, burası gerçekten çok güzel. Yüzen Adalar kısmı harika bir görünüme sahip. Bunun dışında Bingöl temiz havası, doğal güzellikleri ile de müthiş bir yer, herkese gelmelerini tavsiye ediyorum" diye konuştu.

Diyarbakır'dan gelen Mehmet Tayyip Genç ise, bölgede terör olaylarının olmadığını ve ziyaretçilerin güvenli bir şekilde burayı ziyaret edebileceklerini belirterek, "Daha önce birkaç kez de ziyaret ettik. Ziyaret edilmesi gereken bir yer. Doğa harikası bir şey. Bölgemizi için bulunmaz bir nimettir. Burası gerçekten hem doğa bakımından çok güzel, hem de insanları misafirperverdir. Burayı tanıtmamız lazım, bölgemiz açısından çok faydalı bir yerdir. Dünyada eşi benzeri olmayan bir yerdir. Adalar sabit değil, sürekli yüzüyor. Ülkemizdeki güzle yerlerden bir tanesidir. Terör olayları eskisi gibi değil, güvenlik açısından da bir sıkıntı yok. Herkes rahat bir şekilde buraya gelip ziyaret edebilir"dedi.

Görüntü Dökümü:
-Yüzen Ada'dan detaylar
-Adaların yüzdürülmesi
-Röportajlar
-Genel ve detay görüntüler
-Yüzen Adalar'ın Drone ile çekilen görüntüleri

Haber-Kamera: Aziz ÖNAL-Mesut BUDRAÇ, BİNGÖL (DHA)

=================

12 - Yem fabrikasında yangın çıktı, 2 işçi ve itfaiye eri yaralandı

BURDUR'un Çeltikçi ilçesindeki yem fabrikasında çıkan yangında 2 işçiyle 1 itfaiye eri yaralandı. 6 saatte söndürülen yangın büyük çaplı maddi hasara yol açtı.
Çeltikçi ilçesindeki özel bir firmaya ait yem fabrikasında saat 00.30 sıralarında iddiaya göre kaynak yapılırken meydana gelen patlama sonrası yangın çıktı. Büyüyen yangına Burdur, Bucak, Ağlasun ve Çeltikçi'den itfaiye ekipleri müdahale etti. Burdur Orman İşletme Müdürlüğü'ne ait 3 su tankeri de itfaiye araçlarına su takviyesi için hazır tutuldu. 2 saatte kontrol altına alınan yangın, 6 saat sonra tamamen söndürülebildi. Yangında fabrikanın 8 katında büyük çapta maddi hasar meydana geldi.
Yangın nedeniyle 2 işçi yaralandı. İşçiler sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından Bucak Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Yangın söndürme çalışmaları sırasında Bucak itfaiyesinde görevli bir itfaiye erinin de elinde yanık oluştu. İtfaiye eri de hastanede tedaviye alındı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Yangın çıkan fabrikanın dıştan görünüşü
HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)

==============

13 - Niğde Belediyesi GES projesiyle ayda 100 bin TL gelir elde ediyor

NİĞDE Belediyesi tarafından kurulan Güneş Enerji Sistesi (GES), 999 kWe güce sahip proje ile aylık 100 bin TL gelir elde ediyor.

Sarıköprü mevkiine kurulan Güneş Enerji santralinde 4 bin 400 panel ile elde edilen enerji özel şirketlere satılarak belediyeye gelir olarak aktarılıyor. Lisansız olarak 1 megawatt ile kurulan Enerji Santralini, belediyenin hakkı olan 5 megawatta kadar çıkarıp yeni santraller kuracaklarını ifade eden Niğde Belediye Başkanı Rifat Özkan, "Yatırımımız enerji santrali ama güneş enerjisiyle çalışan bir sistem kısa adı GES diye tabir ettiğimiz bu sistemleri lisanssız olarak sadece belediyelere tahsis etti TEİAŞ. Bizde Niğde Belediyesi olarak bu tahsisi duyar duymaz hemen faaliyete geçtik. İlk etapta 1 megavat olan bu panelleri faaliyete geçirdik. Aşağı yukarı 1.5 yıldır üzerinde çalışılıyor. Bugünkü değerlerle 5 milyon lira civarında belediyemizin kendi bütçesinden para harcadık. Amacımız sadece bu 1 megavat değil, 1 megavatı yaptıktan sonra biz tekrar 5 megavatı da lisanssız olarak kullanım hakkı elde ediyoruz. Bu yeni yaptıracağımız arıtma tesisini de 1 megavatlık güneş enerji sistemi kuracağız. Arkasından da yine 3 megavatlık enerji sistemi kurma hakkını kazanmış oluyoruz bu tesisi kurmakla" dedi.

Çevre kirliliğinin önüne geçilmesinde önemli olduğunu vurgulayan Özkan, "Artık hiçbir çevreyi kirletmeden ek yatırım yapmadan şu gördüğümüz enerji her ay 100 bin lira civarında bize gelir sağlayacak. Zaten biz enerjiyi de çok tüketen bir belediyeyiz. Cazibeli olmadığı için su pompalarıyla içme suyumuzun sağlanmasında çok enerji tüketiyoruz. O bakımdan enerjinin kıymetini Niğde Belediyesi olacak çok iyi biliyoruz. Yatırımlarımızı da o yönde gayet çabuk olarak yapıyoruz. Bu güneş enerjisiyle çalışan elektrik santralimiz Niğde’mize, Niğde Belediyemize ve vatandaşlarımıza hayırlı olsun."

Görüntü Dökümü

------------------------

-Güneş panellerinden görüntü
-Başkanın açıklaması
-Detay görüntüler

Süre: 03'08" Boyut:209MB

Haber-Kamera: Ali KADI/NİĞDE,(DHA)

==========

14 - Otomobilin 10 metre yüksekten apartmanın bahçesine düştü

KARABÜK,(DHA) - KARABÜK'te, sürücüsünün kontrolünü kaybettiği otomobil, yaklaşık 10 metre yükseklikten apartman bahçesine düştü. Yaralanan sürücü tedavi altına alındı.

Kaza, sabah saatlerinde Kartaltepe Mahallesi Recep Sami Yazıcı Sokak'ta meydana geldi. İnfaz koruma memuru Muzaffer Güdüş (24) idaresindeki 78 AP 523 plakalı otomobil, rampa aşağıya yolda ilerlerken sürücünün kontrolünü kaybetmesi sonucu yol kenarında park halindeki bir otomobile ardından da metal korkuluklara çarptıktan sonra yaklaşık 10 metre yükseklikten apartman bahçesine düştü. Apartman duvarına çarparak ters devrilen otomobilde sıkışan Muzaffer Güdüş, gürültü üzerine dışarıya çıkan apartman sakinlerinin haber vermesiyle gelen itfaiye ekiplerinin çalışmasıyla kurtarıldı. Sağlık ekibinin ilk müdahalesinin ardından Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Muzaffer Güdüş'ün hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Kaza yeri
-Polisin incelemeleri

Haber-Kamera:Bülent DİKTEPE/KARABÜK,(DHA

336 MB


Popular Articles

Latest Articles