“­K­e­n­d­i­l­e­r­i­n­d­e­n­ ­o­l­m­a­y­a­n­l­a­r­ı­ ­d­i­n­l­e­y­e­c­e­k­ ­k­a­d­a­r­ ­h­a­i­n­l­e­r­”­

“­K­e­n­d­i­l­e­r­i­n­d­e­n­ ­o­l­m­a­y­a­n­l­a­r­ı­ ­d­i­n­l­e­y­e­c­e­k­ ­k­a­d­a­r­ ­h­a­i­n­l­e­r­”­

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep'in Halife Ömer'in fethine mazhar olmuş bir şehir olduğunu belirterek, şöyle devam etti: 

"Gaziantep, seninle iftihar ediyoruz. Tarihinle, kültürünle, senin türkülerinle, senin yemeklerinle, senin Evliya Çelebi'nin söylediği gibi, 'tatlı yediği için tatlı dillerinle' iftihar ediyoruz." 

"SİZ MONTAJINI DEĞİL, GERÇEĞİNİ YAPACAKSINIZ” 

Alanda asılı bir pankarta yazılı "Asıl montajı 30 Mart'ta Gaziantep yapacak" yazısını okuyan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Siz montajını değil, gerçeğini yapacaksınız. Rabbim sizlerden razı olsun, şu coşkunuzdan, ahde vefanızdan razı olsun. 30 Mart seçimleri Türkiye için, milletimiz için, bölgemiz için, Gaziantep için, demokrasimiz için hayırlara vesile olsun. Siz, bizi hiç yalnız bırakmadınız. Yola çıktığımızdan bu yana hep beraber yürüdük." 

Başbakan Erdoğan, Gaziantep'in sanayisi, ticareti, hoşgörüsü ve kardeşliğiyle örnek bir şehir olduğunu, sığınmacılara ensar olmasıyla, yardımlaşmasıyla emsal teşkil ettiğini anlatarak, "Siz fitneye boyun eğmediniz, çalıştınız, gayret ettiniz, emek verdiniz ve Gaziantep'i bugünlere taşıdınız. Onun için size ne kadar teşekkür edilse azdır.” diye konuştu. 

“KALKINMANIZDAN RAHATSIZ OLDULAR” 

Bir dönem Gaziantep'in büyümesinden, kalkınmasından, sanayide, ticarette öne çıkılmasından rahatsız olanların bulunduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: 

“Sırtını devlete dayayan, ucuz kredilerle beslenen, üretimi değil rantı tercih edenler sizin büyümenizden, kalkınmanızdan rahatsız oldular. İşte 28 Şubat'ı bunun için yaptılar. 28 Şubat'ı, sizin sanayinizdeki büyümenizi, ticaretteki, istihdamdaki, ihracatınızdaki büyümenizi engellemek için yaptılar. 28 Şubat'ı, hanım kardeşlerim sizin başörtünüzü yasaklamak için yaptılar. Genç kardeşlerim, imam hatiplilerin, meslek liselilerin katsayıyla engellenmesi için yaptılar.” 

“ÖZ YURDUNDA GARİPSİN” 

Başbakan Erdoğan, kendilerinden önce imam hatiplerin orta kısmını kapatıldığını ve kat sayı getirilerek, "başörtüsüyle imam hatibe giremezsin" dendiğini anımsattı. "Bir imam hatiplinin okula başörtüyle girmesinden daha doğal ne olabilir?" diye soran Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: 

"Ama bunu bile engellemeye kalktılar. Bu çileyi benim kızlarım da çekti. Kızlarımı da sokmuyorlardı, üniversiteye sokmadılar, mecburen yurt dışına gönderdik. Amerika'da, düşünebiliyor musunuz başörtüsü ile orada okuyabildi. Ama kendi ülkemde okuyamadı. Ben bunu yabancı ülkelerin devlet başkanlarına, başbakanlarına söylediğim zaman şaşırıyorlardı. 'Nasıl olur bu iş, siz halkı Müslüman bir ülke değil misiniz?' Maalesef öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya. Sabrettik, sabrettiniz, ama sabreden derviş muradına ermiş. Ne oldu? Şimdi orta kısımlar açıldı mı? Artık kat sayı kalktı mı? Başörtüsüyle okullarımıza gidiyor muyuz? Üniversiteye, parlamentoya, devlet dairelerine giriyor muyuz? Ne oldu? Türkiye bölündü mü? Tam aksine normalleşti. Bak şimdi benim başı açık, kapalı kızım hepsi el ele omuz omuza yürüyorlar."  

“ANAYASA MAHKEMESİNE GÖTÜREN O” 

Geçen günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "başörtü meselesini ben çözdüm." şeklinde bir açıklama yaptığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Dürüst ol, dürüst. Bu Kılıçdaroğlu'nda takiye, yalan, iftira, fitne, fesat hepsi var. Öyle ki MHP ve biz, birlikte üniversitelere başörtülü girme noktasında adımı attığımızda bu konuyu Anayasa Mahkemesine götüren o. Daha sonra milletvekili Danıştay'a götürdü oradan da ret aldı." dedi.  

Bu sorunun anayasa referandumunda çözüldüğünü bildiren Erdoğan, şunları söyledi: 

"Referandumda CHP, MHP, BDP 'hayır' dedi. Yüzde 58'le millet referandumda 'evet' dedi. İş orada çözüldü, işte siz sahip çıktınız, 'böyle olacak' dediniz böyle oldu, çünkü AK Parti'nin rotasını millet çizdi. Şimdi birisi bakıyorsun 'ben Kürtlerin', birisi çıkıyor 'ben Türklerin partisiyim.' Birisi çıkıyor CHP, 'ben de kumsalların partisiyim.' Biz ne diyoruz? Biz 77 milyonun, biz 780 bin kilometrekarenin partisiyiz." 

“HEP BİRLİKTE TÜRKİYE'YİZ” 

“Tek devlet” dediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Yolculuğumuz bu. Ve şimdi diyorum ki biriz, iriyiz, diriyiz, kardeşiz, hep birlikte Türkiye'yiz. Bunu böyle bileceğiz.” değerlendirmesini yaptı. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: 

“Ne yaptılar, Gezi eylemleri yaptılar. 17 Aralık ve 25 Aralık darbe girişimi yaptılar. Sanmayın ki bunların derdi, ağaçtır, çevredir. Sanmayın ki bunların derdi yolsuzluktur, rüşvettir, bunların derdi sizsiniz. Bunlar sizin iktidarınızdan, bunlar sizin iradenizden, demokrasiye sahip çıkmanızdan rahatsız oldular. Siz Başbakanınıza, hükümetinize, partinize sahip çıktığınız, siz çözüm sürecine, kardeşliğe sahip çıktığınız için rahatsız oldular. Ama artık bu devir kapandı, şimdi yeni bir devir var. Artık bir normalleşme süreci yaşıyoruz. Bu normalleşme süreci biliyorum onları ciddi manada yine rahatsız edecek. Benim özellikle imam hatipli, meslek liseli kardeşlerimden yavrularımdan isteğim şudur, sen okuduğun için üniversiteye gidebildiğin için rahatsız olanlara karşı, sizin başarınız en büyük cevaptır.”  

“ELİNE, DİLİNE DURSUN”

Başbakan Erdoğan, 79 yılda yapılan bölünmüş yol miktarının 6 bin 100 kilometre olduğunu, 11 yıllık dönemde ise 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını hatırlattı. Yaptıkları icraatlara karşı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "yolsuzluk” dediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Eline, diline dursun be. Diyor ki 'Hırsızdan Başbakan olmaz.' Doğru, 4 yıldır genel başkansın, 3 tane seçime girdin. Bu millet seni ne yaptı? Gömdü, gömdü. Niye? Bu millet seni SSK'dan iyi tanıyor. SSK'nın genel müdürüyken yaptıklarından iyi tanıyor. Hastane kapılarında benim vatandaşlarımı nasıl süründürdüğünü çok iyi biliyor. Hastanelerin eczanelerinden ilacımızı alamıyorduk. Niye? Orada senin gibi bir genel müdür vardı da onun için. Şimdi benim vatandaşım istediği hastaneye gidiyor mu? İstediği eczaneden ilaçlarını alıyor mu? Mesele o."  

“ULUSAL GÜVENLİĞİMİZİ HEDEF ALDILAR”  

Başbakan Erdoğan, birilerinin maşası haline gelen bir Pensilvanya olayının ortaya çıktığını dile getirerek, CHP ve MHP'nin Pensilvanya'nın maşası olduğunu söyledi. Kimin kiminle ittifak yaptığına dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Erdoğan, CHP ve MHP'nin şu anda Pensilvanya ile ittifak yaptığını, Pensilvanya'nın CHP ve MHP'ye kaset, montaj servis ettiğini, partileri adeta maşa olarak kullandığını dile getirdi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Yaşadığımız hadiseler, sadece AK Parti'yi, sadece hükümeti, sadece beni, arkadaşlarımı ilgilendiren meseleler değil. Yaşadığımız hadiseler, Türkiye'yi, devletimizi, ulusal güvenliğimizi hedef alıyor. Kardeşlerim, bir başbakanın telefonları dinlenemez, kriptolu denilen, güvenli hat denilen telefonları hiç dinleyemez. Mahkeme, başbakanın telefonlarının dinlenmesi ile ilgili karar alamaz ama bunlar bunu yaptılar. Montaj da yaptılar, dinleme de yaptılar. Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı ile bakanlarım ile yaptığım görüşmeleri dinleyecek kadar bunlar alçak, bunlar adi, bunlar karakter itibari ile bu kadar bozuk. Bu bir casusluktur, bu bir ajanlıktır, bu milli güvenliğe meydan okumaktır. Bu içeriden yapılıyorsa kesinlikle, apaçık vatana ihanettir. Bunlar sadece bizi dinlemiyor, kendi yanlarındaki yol arkadaşlarının telefonlarını dinleyecek kadar haysiyetsizler. Hakim, savcıları dinleyecek kadar alçaklar. Kendilerinden olmayan polisi, askeri, bürokratı dinleyecek kadar hainler. Onun için ben, polis kardeşlerime sesleniyorum, Silahlı Kuvvetlerdeki kardeşlerime sesleniyorum, kesinlikle bunlara bulaşmayanları tenzih ederek sesleniyorum. 'Aman dikkat' diyorum. Hatta şu anda ittifak yaptıkları malum partiler, onları da dinliyorlar, dinlediler, bunlar ikiyüzlüdür, güvenilmezdir ama görüyorsunuz CHP, bu illegal dinlemelere sesini çıkarmıyor, MHP sesini çıkarmıyor, diyet ödüyorlar, bedel ödüyorlar. Şantaja ve tehdide boyun eğiyorlar. CHP'nin genel müdürü, zaten kasetle geldi, şu anda da kaset siyaseti yapıyor."

“SİZİN DUALARINIZ BİZE YETER”

"Pensilvanya'daki zat"ın bir röportajında, "Ben, bir kere oy kullandım. Hazreti Cebrail parti kursa, ona bile oy vermem." dediğini aktaran Erdoğan, "Bizde meleklere iman var. Sen, bunu nasıl söylersin? Hazreti Cebrail'in işi gücü yok da parti mi kuracak? Bu nasıl benzetme? Şu anda görüyoruz ki siyaseti çok seviyorsun. Bu kadar sevdiğine göre dön, vatanına gel. Partini de kur, partinin de başına geç, o zaman senin boyunun ölçüsünü bu millet verir. Gel bakalım, niye gelmiyorsun." ifadesini kullandı.  

Bunların evlerinden çocukların atıldığını anlatan Erdoğan, çünkü geceleri beddua seansları yapıldığını söyledi. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: "Sizin dualarınız bize yeter. Sizin teheccüdlerdeki dualarınız bize yeter. Suriye'deki mazlumların duaları bize yeter. Filistin'deki mağdurların duaları bize yeter. Mısır'daki kardeşlerimizin duaları bize yeter. Dünyanın her yerinden gelen dualar bize yeter."

Popular Articles

Latest Articles