­E­n­e­r­j­i­n­i­ ­B­u­d­a­­d­a­n­ ­a­l­,­ ­n­ü­k­l­e­e­r­ ­s­a­n­t­r­a­l­d­a­n­ ­d­e­ğ­i­l­­ ­-­ ­D­ü­n­y­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­i­

­E­n­e­r­j­i­n­i­ ­B­u­d­a­­d­a­n­ ­a­l­,­ ­n­ü­k­l­e­e­r­ ­s­a­n­t­r­a­l­d­a­n­ ­d­e­ğ­i­l­­ ­-­ ­D­ü­n­y­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­i­ Almanya'da hükümetin nükleer enerjiye devam kararı alması, geçen hafta en çok konuşulan konuların başında geliyordu. Berlin'den Cem Sey'in aktardıkları.

Cem Sey

Berlin, Almanya

Yıllarca birlikte spor yaptığım arkadaşım Heinrich'ten uzun süredir haber almamıştım.

O yüzden, birkaç hafta önce elektronik posta kutumda adını görünce sevindim ve mesajını merakla hemen açtım.

Bir süredir kendini ezoterik felsefeye veren Heinrich'in postası, "enerjini Buda'dan al, nükleer santraldan değil" sözleriyle başlıyordu.

Siyasetle ayda yılda bir ilgilenen Heinrich, Alman hükümetinin ülkedeki nükleer santralların ömrünü uzatma planları karşısında suskunluğunu ve ilgisizliğini koruyamamış, protestoya çağırıyordu.

Aklım, Almanya'ya ilk geldiğim 1980'li yıllara gitti.

O yıllarda Batı Berlin'de hemen hemen her arabada, "Atom Enerjisine Hayır!" yazan pullar yapışıktı.

Almanya'da nükleer enerjiye karşı direniş her geçen gün büyüyor, bu yaygınlaşan hareket, yaklaşık 20 yıl sonra koalisyon ortağı olarak da olsa hükümet koltuklarına oturacak Yeşiller Partisi'ni doğuruyor ve besliyordu.

Yeşiller, 1998 yılında sosyal demokrat Başbakan Gerhard Schröder'le birlikte iktidara geldiğinde seçmenlerinin kendilerinden asıl beklediği icraatı gerçekleştirdi.

O hükümet, Almanya'da nükleer enerjiye son verilmesini kararlaştırdı.

Radikal bir karar değildi alınan.

Hatta nükleer enerji üreticileriyle varılan uzlaşma, Yeşiller Partisi'nin birçok üyesini hayal kırıklığına uğratmıştı.

O kadar ki, kararı onaylaması gereken genel kurulda dönemin Dışişleri Bakanı ve Yeşiller'in saflarından yetişen belki de en yetenekli politikacı Joschka Fischer'in hararetli ve büyüleyici konuşması olmasa, koalisyonun kararı da hiç yasalaşmayacaktı.

O gün varılan uzlaşma, nükleer santralların hemen kapatılmasını değil, ekonomik bakımdan ömürlerinin sonuna vardıklarında fişlerinin nihai olarak çekilmesini öngörüyordu.

Nükleer enerji sanayiiyle içli dışlı oldukları bilinen partiler ve politikacılar ise, birgün kendileri iktidara gelirse bu kararı iptal edeceklerini daha o zaman medyada açıkça ilan etmişti.

Nitekim öyle de oldu.

Hristiyan Demokratlar ve neo-liberaller Başbakan Angela Merkel yönetiminde bir koalisyon kurar kurmaz, bu santrallere tanınan sürenin uzatılması tartışmasını başlattılar.

Onlara göre, nükleer enerji teknolojisi o kadar ilerlemişti ki, artık tamamen temizdi ve çevreye hiçbir zararı yoktu.

Enerji ve gelecek Ayrıca, atom enerjisinden yenilenebilir enerjilere geçildiğinde tüketicilerin enerji masrafı büyüyecekti.

Atom enerjisi radikali, neo-liberal Ekonomi Bakanı Rainer Brüderle ve muhafazakâr Enerji Bakanı Norbert Röttgen, Cuma günü Alman meclisinde, atom santrallarının kapatılmasının ertelendiği, nükleer enerjiye önemli bir yer veren yeni bir enerji konseptini tanıttı ve savundu.

Fakat kavga daha yeni başlıyor.

Muhalefet yeni kararı Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacak.

Muhalefet partilerinin halk desteği bulacağı da şimdiden belli.

Çünkü anketler artık Alman halkının çok büyük bir çoğunluğunun, yeni önlemlerin enerji üreticilerine para kazandırmak için alındığına inandığını gösteriyor.

Zaten Yeşiller'in oy oranları da anketlerde tarihte ilk defa yüzde 20'leri aştı.

Birkaç hafta önce yapılan ilk protesto gösterileri, nükleer enerjiye muhalefet etmek için sosyalistlerle, aşırı muhafazakâr hristiyan grupların bile biraraya gelebileceğini ortaya koydu.

Fazla bir duyuru yapılmadan kısa sürede düzenlenen Berlin'deki bir gösteri yürüyüşüne onbinlerce insan katıldı.

Hükümetin planları ilerledikçe kampanya da büyüyecek kuşkusuz.

Etkili bir kampanya olacağına da hiç kuşku yok.

Çünkü o da tanıdığım bir isim tarafından düzenleniyor.

2008 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde Philadelphia'da Barack Obama'nın seçim kampanyasını örgütleyen genç profesyonel kampanya uzmanı Julius van de Laar, o seçimde geliştirilen en çağdaş ve etkili teknikleri kullanıyor.

Julius van de Laar'ın uzmanlığı ve Yeşiller üye ve sempatizanlarının militanlığı birleştiği için, önümüzdeki aylarda Merkel koalisyonunu engebeli ve ağır bir koşu bekliyor.


Popular Articles

Latest Articles