Türkiye’de Nevruz kutlamaları sırasında meydana gelen şiddet olaylar, yurt dışında yankılamayı sürdürüyor.
İngiliz haftalık dergi The Economist, son sayısında “İsyan Günleri” başlığı ile yer verdiği haberde ”Yeni protesto dalgası, Türkiye’nin kendi Kürtleri'ni yatıştırmaktan ne kadar uzak olduğunu gösteriyor” eleştirisine yer verdi.
İngiliz dergi, haberin başında PKK liderlerinden Murat Karayılan’ın “Askere gitmeyi, Türkçe konuşmayı, vergi vermeyi artık sonlandırmalıyız” yönündeki sözlerini yansıtırken Karayılan’ın bu çağrısının yeni kanlı çatışmalardan sonra geldiğine dikkat çekti.
Kargaşanın, hükümetin Nevruz’un 18 Mart Pazar günü kutlanması yasağına meydan okuyarak onbinlerce Kürt'ün, İstanbul ve Diyarbakır sokaklarında Nevruz’u kutlamak üzere toplanması üzerine patlak verdiğini yazan dergi, bir Kürt politikacısı ve bir Türk polisinin öldüğünü, yüzlerce Kürt'ün gözaltına alındığını, helikopterler ve zırhlı araçların desteğindeki polisin kalabalıkları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullanırken birçok kişinin de yaralandığını kaydetti.
Dergi, Başbakan Erdoğan’ın ise, BDP’yi sorumlu tuttuğunu, BDP’nin ise, hükümetin geçen yıl Nevruz kutlamalarının hafta sonunda yapılmasına izin verdiğini söylerek yanıt verdiğini belirtikten sonra geçen yaza kadar AKP’nin PKK ile Oslo’da “gizli görüşmeler” yaptığına, Abdullah Öcalan ile de görüşüldüğüne dikkat çekti.
-“HÜKÜMET HALKIN VERDİĞİ YETKİYİ REFORM İÇİN KULLANMADI”-
Hükümetin, devlete ait ilk Kürtçe Tv kanalının faaliyete geçmesini sağlayan “Kürt açılımı”nın PKK’nın 28 yıllık isyanına son veren bir anlaşma ile taçlandırılmasını öngördüğü öne sürülen haberde “Binlerce Kürt'ü cezaevine gönderen PKK karşıtı” baskınlara rağmen AKP’nin Haziran seçiminde Güneydoğu'daki oyların yarısını elde ettiği vurgulanarak şöyle devam edildi:
“Ancak halkın verdiği bu yetkiyi reform yolunda ilerlemek için kullanmak yerine hükümet, tersini yaptı ve Kuzey Irak’daki Kürtler'in kontrolündeki üslere karşı baskınlar düzenledi ve dayanağı zayıf, ‘terörist’ suçlama ile binlerce Kürt’a daha gözaltına aldı. Seçilmiş belediye başkanları, doktorlar ve çayçılar bile cezaevine gönderildi.”
Economist, ortaya atılan “hükümetin yeni taktiği, Kürt gençleri ajan olmayı zorlamaktır” iddiasını da aktardığı haberinde iki genç Kürt'ün Diyarbakır’daki bir mahkemede verdikleri bu yöndeki ifadelerine de dikkat çektikten sonra şu yorumu da yaptı:
“Hükümetin daha geniş stratejisinin, Sayın Erdoğan’ın uzun bir süreden beri yapmaya söz verdiği yeni bir demokratik Anayasa'yı hazırlamadan önce Kürtleri boyun eğmeye zorlamak olduğu gibi görünüyor. Ancak yine devlet okullarında seçimli Kürtçe dersini getirilmekten söz ediliyor. Sayın Erdoğan’ın kudretlerinden biri, uçurum kenarından geri çekilme becerisidir. Destekçilerinin bazıları yeni bir barış görüşmeleri ve reformları planlanmakta olduğunu söylüyorlar.”
Buna karşın Economist “Maalesef Kürt milliyetçilere yönelik baskılar, BDP’nin, AK Parti’nin baştan beri samimi olmadığı yönündeki abartılı iddiasına güç kattı” dediği haberinde Güneydoğu Sanayici ve İşadamları ve Derneği Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu’nun “Türkler ile Kürtler arasındaki bağlar hiçbir zaman o kadar gerilmemişti, kırılma noktasına yakınız” sözlerine de yer verdi.
Daha büyük bir riskin de 2 milyon Kürt'ün yaşadığı tahmin edilen Suriye’de olduğunu da savunan dergi, Suriyeli Kürtler'in, PKK gücünün üçte birini oluşturduğuna inanıldığını belirterek “Sayın Erdoğan ile Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad arasında artık geri çevrilmez çatlak, Sayın Esad’ın PKK ile dostluğunu canlandırmış olabilir” diye yazdı. Haberde şunlar kaydedildi:
“Irak’ın Erbil’deki Kürtler ile Bağdat’taki Şiilerin liderliğindeki merkez hükümet arasındaki büyümen anlaşmazlıklar da başka bir kaygı. Üst düzey bir Batılı diplomat ‘er veya geç, bağımsız bir Kürdistan’ın ortaya çıkması kaçınılmaz’ diyor. Ne olursa olsun. Türkiye, Kürtler'e daha iyi bir anlaşma sunmalıdır.”
ANKA