M­u­h­a­m­m­e­t­­i­n­ ­r­e­k­l­a­m­ ­p­a­n­o­s­u­ ­a­l­t­ı­n­d­a­ ­ö­l­ü­m­ü­n­e­ ­1­5­ ­b­i­n­ ­l­i­r­a­ ­c­e­z­a­ ­(­2­)­ ­-­ ­Y­a­ş­a­m­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­i­

M­u­h­a­m­m­e­t­­i­n­ ­r­e­k­l­a­m­ ­p­a­n­o­s­u­ ­a­l­t­ı­n­d­a­ ­ö­l­ü­m­ü­n­e­ ­1­5­ ­b­i­n­ ­l­i­r­a­ ­c­e­z­a­ ­(­2­)­ ­-­ ­Y­a­ş­a­m­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­i­ ''İNSANIN HAYATI 15 BİN LİRAYSA, O ZAMAN İNSAN İLE HAYVAN ARASINDA FARK YOK' Konya'da 5 yaşındaki Muhammet Emir Karabakan'ın ölümüne neden olan reklam panosunun sahibi Taha Süleyman B.'ye verilen 15 bin TL para cezasına tepki gösteren acılı baba Cemalettin Karabakan, şunları söyledi: ''Bu kararı anlatabilecek tarif ve izah yok. Ateş düştüğü yeri yakar.

''İNSANIN HAYATI 15 BİN LİRAYSA, O ZAMAN İNSAN İLE HAYVAN ARASINDA FARK YOK'
Konya'da 5 yaşındaki Muhammet Emir Karabakan'ın ölümüne neden olan reklam panosunun sahibi Taha Süleyman B.'ye verilen 15 bin TL para cezasına tepki gösteren acılı baba Cemalettin Karabakan, şunları söyledi:
''Bu kararı anlatabilecek tarif ve izah yok. Ateş düştüğü yeri yakar. O günden sonra kaç bayram ve düğün geçirdik ama ne bayramımız eski bayramlar, ne düğünlerimiz eski düğünler, ne evimizin içindeki neşe eski neşe oldu. Sonuçta hayatımız bir eksik kaldı. Büyük bir kusurdan dolayı oğlum ölüyor. Olaydan sonra 'Ben adalete güveniyorum ve adaletin doğru bir karar vereceğine inanıyorum' demiştim. Ne yazık ki, birbuçuk yıl boyunca beklentimizi karşılayacak sonuç çıkmadı. İnandığımız adalet bu değildi. Bir insanın hayatı 15 bin liraysa, o zaman bir insan ile hayvan arasında fark yok. Bizi üzen bir karar oldu. Söyleyecek bir şey bulamıyorum. Benim beklediğim sonuç, inandığım adalet böyle değildi. Ben böyle bir karar çıkacağını bilseydim, şikayetçi olmazdım. 15 bin lira ne demek? Bir insanın hayatı, bir insanın değeri 15 bin lira. Bunun benim nazarımda açıklaması yok. Vicdani tarafta da yok, adalet tarafında da yok.''
'AĞAÇ KESENİ BİLE 60 BİN LİRA PARA CEZASI KESİLİYOR'
''Bir ağaç kesene bile 60 bin lira para cezası kesiliyor ama insan ölüyor 15 bin lira ceza veriliyor" diyen Karabakan, "Benim vicdanım bunu kabul etmiyor. Hayatta olduğum sürece, hak yerini bulana kadar mücadele edeceğim. Oğlumu hiçbir şey geri getiremez. Adamı ömür boyu hapse atsınlar, 30- 40 yıl ceza versinler, böyle bir şeyin olmayacağını biz de biliyorduk. Acımız hiçbir zaman dinmez ama bir nebze hafifletecek, kamuoyunun vicdanını rahatlatacak, insanların adalete bakışı ve güvenini sağlamlaştırılması adına daha iyi bir karar çıkabilirdi. Biz bunu bekliyorduk. İnsan hayatı bu kadar basit olmalı'' diye konuştu.
'İKİZİNE VERİLEN KARARI SÖYLEYEMEDİM
Cemalettin Karabakan, duruşmanın ardından gittiği evinde Muhammet Emir'in şu an 6 yaşında olan ikiz kardeşi Ömer Faruk'un kararı sorduğunu ancak cevap veremediğini anlatarak, şunları kaydetti:
''Karardan sonra eve gittim. İkizi gözümün içine umutla baktı, 'Emir'in intikamını aldım mı? diye sordu. Karşı taraf, cezaevine girdi mi, manasında sordu. 6 yaşında bir çocuğun sorusuna, cevap veremedim. 6 yaşındaki çocuğun beklentisi bile karşı tarafın ceza almasıydı. O çocuk, psikolojik tedavi gördü, kardeşinin ölümünü hala kabullenemedi. Bir tarafının eksik olduğunu biliyor. Mahkemeden bir ceza almadığını duyduğu zaman, 'Bizim intikam alınmadı mı? der. Ben çocuğuma, bunu nasıl izah edeceğim? Oğluma, bizim ülkemizde adalet sistemi bu, insanlar ölse de önemli değil mi diyeceğim. İnsanlar öldüğü zaman bunun hukuki karşılığı olmadığını mı söyleyeceğim veya malımızın ve canımızın güvencesi altında olduğu adaletin böyle bir adalet olduğunu mu söyleyeceğim. Adalete karşı kafasında her zaman soru işareti olmayacak mı? Malımızın, can güvenliğimizin adaletin güvenliği altında olduğunu bu saatten sonra çocuklarıma nasıl izah edeceğim?''
'SUÇLUNUN GELECEĞİ VARSA, OĞLUMUN GELECEĞİ YOK MUYDU?'
Karabakan, şüpheli hakkında verilen 2 yıl 1 ay hapis cezasının, 'sanığın geleceği üzerinde olası etkiler göz önüne alınarak' para cezasına çevrildiğini belirterek, ''Benim oğlumun da bir geleceği vardı. Oğlumun geleceği yok muydu?'' dedi.
Oğlunun geleceğinin elinden alındığını ifade eden Karabakan, ''Oğlum, ölmeseydi belki doktor olacaktı. Belki bir hakim, bir savcı olacaktı ve belki bu adaleti tesis eden kurumun bir parçası olabilirdi. Onun da geleceği vardı ama o geleceği elinden aldılar. Peki benim oğlumun geleceği ne olacak? Bunun hesabını ben kimden soracağım? Suçlunun geleceğini düşünüyorsunuz, ölen kişinin geleceğine dair empati kuramıyoruz. O çocuk da büyüyecekti ,evlenecekti belki olacak çocukları bu ülkeye faydalı birer birey olacaktı. Belki daha iyı konumlara gelip, ülkesine fayda sağlayacak insan olabilirdi. Suçlunun geleceğinin düşünülmesi kadar, ölen kişinin geleceğinin de düşünülmesi gerekiyordu. En önemlisi böyle bir karardan sonra bizim psikolojimizin de düşünülmesi gerekiyordu. Çok umutlu bir şekilde, iyi bir karar çıkacağını beklerken böyle bir karar. Bizi ne kadar etkilediğini de acaba düşünebiliyorlar mı? Bunun empatisini kurabiliyorlar mı? Öfkemizi nasıl kontrol altında tutabileceğimizi düşünüyorlar mı? Çünkü canı yanan benim, o değildi. Onun geleceğini düşünüp, indirim yapıyorsun'' diye konuştu.

​FOTOĞRAFLI


Popular Articles

Latest Articles