T­ü­r­k­i­y­e­­m­i­ ­B­ü­y­ü­k­,­ ­E­m­i­r­d­a­ğ­ ­m­ı­ ­?­

T­ü­r­k­i­y­e­­m­i­ ­B­ü­y­ü­k­,­ ­E­m­i­r­d­a­ğ­ ­m­ı­ ­?­

Brüksel, Türk asıllı Belçikalıların yoğun yaşadığı bir şehir. Bu Türk asıllı nüfus içinde toplu halde Brüksel’in merkezinde bulunan mahallelerde dayanışma içinde organize olan Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesinden gelenlerin sayısı bazı tahminlere göre 40-50 bini buluyor.

Avrupa’daki Türk göçmen grupları arasında aynı bölgeden gelen insanların bu kadar yoğunlaşmasını başka yerde görmediğini söyleyen Sosyolog Ural Manço, “Bu insanlar hem Türklüklerini, hem de bunun üzerinde Emirdağlıklarını yaşatıyorlar.” diyor. Brüksel’deki Türk asıllılar, ülkenin diğer bölgelerindeki göçmenlerden daha toplu halde yaşadıkları için Belçika toplumuyla daha az temasta bulunuyor.

“Emirdağlılar Türkmen geleneklerine çok bağlı”, bu sözler daha önce Emirdağlılar hakkında birçok çalışma yapan Rabia Kaçar’a ait. Kaçar, Brüksel’deki Emirdağ‘lıları birbirine çok yakın, misafirperver, komşularına ve çocuklarına büyük önem veren bir toplum olarak tanımlıyor.

Entelektüel bir kesim oluşuyor

Emirdağlıların toplu halde yaşamaları son 50 yıldır çok tartışıldı. Ancak uzmanlar toplumun hızla değiştiğini, Türk asıllı Belçikalılar arasında entelektüel bir kesimin oluştuğunu belirtiyor.

Avrupa Birliği Konseyi’nde finans kontrolörü olan Murat Çelik değerlerine sahip çıkmaya çalıştığını belirtse de, kendini bir Emirdağlı olarak tanımlamıyor. Başarısını başta ailesinin kendisine verdiği terbiye ve disipline bağlıyor ve sadece çok çalışarak başarıya ulaşıldığının altını çiziyor. Türk mahallelerinde ikamet etmeye devam eden Çelik, kendini Belçika toplumunun bir parçası olarak gördüğünü, hiç bir zaman dışlanmadığını, ırkçılığa maruz kalmadığını söylüyor. Murat Çelik bu konuda : “Kendi başarısızlığımızı ırkçılığa bağlar olduk. Ayrımcılığı kendimizi sorgulayarak karşı tarafa verdiğimiz güvenle giderebiliriz. Öğrenci çalışkan olursa, öğretmen onunla övünür, bakış açısı değişir. Ayrımcılık donanımlı insanı fazla etkilemez.” diyor.

Kendi kalıp Belçikalı olmak zor ama mümkün

Türk asıllı Belçikalıların hayat ile mücadelesi anaokul döneminde başlıyor. Zira evde Türkçe, okulda Fransızca veya Flamanca konuşan çocuklar küçük yaşta kimlik ve aidiyet sorunu yaşıyor. Çocuk her iki tarafa da uyum sağlamaya çalışıyor. Bu zenginliğin farkına varması ve kimlik sorununu aşması halinde genç, kendini geliştirip güçlü bir kimlik ortaya koyabiliyor. Aksi taktirde bu ağır yükü hayatı boyunca taşıyor.

52 derneği birleştiren çatı kuruluşu Fedactio’nun Yüksek İstişare Kurulu Başkanı İsmail Cingöz, “her Belçikalı gibi tüm vazife ve görevlere talip olan donanımlı birer fert olarak bu ülkeye hizmet edebilme potansiyelimizi sürekli olarak en üst seviyeye yükseltmeliyiz. Kendi olarak kalıp Belçikalı olmak zordur ama kesinlikle mümkündür ve zaruridir.” diyor.

Euronews/Gülsüm ALAN

Popular Articles

Latest Articles