B­M­ ­F­i­l­i­s­t­i­n­ ­İ­n­s­a­n­ ­H­a­k­l­a­r­ı­ ­Ö­z­e­l­ ­R­a­p­o­r­t­ö­r­ü­ ­W­i­b­i­s­o­n­o­ ­k­o­n­u­ş­t­u­

B­M­ ­F­i­l­i­s­t­i­n­ ­İ­n­s­a­n­ ­H­a­k­l­a­r­ı­ ­Ö­z­e­l­ ­R­a­p­o­r­t­ö­r­ü­ ­W­i­b­i­s­o­n­o­ ­k­o­n­u­ş­t­u­

Birleşmiş Miletler'in (BM) Filistin topraklarındaki İnsan Hakları Özel Raportörü Makarim Wibisono, görev süresi boyunca işgal altındaki topraklarda faaliyette bulunmasına İsrail makamlarının çıkardığı zorlukları ve Filistin topraklarında tanık olduğu sivil, siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel haklar alanında geniş çaplı ihlalleri anlattı.

Wibisono, görev süresi boyunca yaşadıklarını ve nihayet istifasıyla sonuçlanan süreci, Anadolu Ajansı Analiz Haberler Editörlüğü için kaleme aldığı yazıyla değerlendirdi.

Filistin topraklarında tırmanan şiddet olaylarına paralel olarak sivil, siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel haklar alanında geniş çaplı ihlallere tanık olunduğuna dikkati çeken Wibisono, İsrail’in tutumunu değiştirerek bağımsız uzmanların bölgede çalışmasına izin vermesinin, kendi insan hakları itibarı açısından da önem taşıdığını vurguladı.

Görevinden istifa etmesinin ardından, içinde bir ukde kaldığını belirten Wibisono, "İşgal altındaki Filistin topraklarına giriş çabamın İsrail tarafından resmen reddedilmiş olmasının üzüntüsü, İsrail'in, bu Birleşmiş Milletler direktifiyle işbirliği içinde yeni bir sayfa açma şansını kullanmakta başarısız olmasının üzüntüsü, fakat hepsinden daha çok, İsrail'in hem benim resmi yetkim hem de hoşuna gitmeyen diğer BM yetkilileriyle işbirliği yapmamasından kaynaklanan büyük üzüntü..." ifadelerini kullandı.

Bu durumun, Filistinlilerin İsrail işgali altında her gün yaşadığı insan hakları ihlallerinin süreceğine işaret ettiğini sözlerine ekleyen Wibisono, "Son aylarda, özellikle, Doğu Kudüs dahil, Batı Şeria'daki şiddet dalgası, tünelin sonunda bir ışık görmeye umutsuzca muhtaç olunduğunu göstermektedir" dedi.

Filistinlilerin, özellikle de işgal altında çatışma ortamının içine doğmuş olan genç neslin, gelecek için umuda ihtiyacı olduğunu kaydeden Wibisono, işgal eden güç olarak İsrail'in, barışın hem İsrailliler hem de Filistinliler açısından evvela insan haklarına saygı göstermekle başladığını fark etmesi gerektiğini vurguladı.

Görevde bulunduğu 1,5 sene boyunca Filistinli mağdurlar ve olaylara tanık olanlarla bir araya geldiğini, BM temsilcilerini, Filistinli hükümet yetkililerini, uluslararası ve İsrailli ile Filistinli sivil toplum örgütlerini ve insan hakları savunucularını dinlediğini aktaran Wibisono, durumun düzenli bir şekilde kötüye gitmesinden dolayı derin bir endişe içinde olduğunu dile getirdi.

Wibisono, kaleme aldığı yazısında, yerleşimler, Filistinlilerin maruz bırakıldığı idari gözaltıların, İsrail tarafından tutuklanan ve hapsedilen Filistinlilere - çocuklar dahil - yapılan muamelenin, Duvar ve genişletilmiş hareket kısıtlamalarının, İsrail güvenlik güçlerince aşırı güç kullanımına dair sürekli gelen raporların, çok uzun sürmüş Gazze ablukasının, İsrail'in Hamas ve diğer Filistinli silahlı gruplarla 2014'teki savaştaki askeri operasyonlarının ardından yeniden inşa faaliyetlerinin yavaş ilerliyor olmasının ve uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası savaş hukuku ihlalleri için sorumluluk alınmamasının ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam ettiğini anlattı.

Wibisono, "Bunlar hep işgal altındaki Filistin topraklarındaki durumun ve İsrail'in oradaki politika ve uygulamalarının realitesidir. Bu durumun Filistinli bireyler üzerinde olduğu kadar Filistinli topluluklar ve genel olarak toplum üzerindeki etkisi çok büyüktür ve sivil, siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel hak ihlallerini içermektedir" ifadelerini kullandı.

BM İnsan Hakları Konseyi tarafından 2014’te Özel Raportör olarak tayin edilmesinden çok büyük şeref duyduğunu kaydeden Wibisono, bu yetkiyi kabul etme kararını çok kolay almadığını belirterek, şöyle devam etti:

“O vakit Filistinli mağdurlarla bir araya gelebilmek, olayların tanıklarıyla yüz yüze görüşebilmek ve böylece işgalin etkisini bizzat kendim görebilmek için, onları bulundukları yerlerde ziyaret edebileceğim bilgisine sahip olmasaydım, kararım kolaylıkla başka bir yönde olabilirdi.”

Diplomatik kariyeri boyunca insan haklarını ilerletebilmek için çeşitli yetkilerle çalıştığını dile getiren Wibisono, “İhlalin yaşandığı bölgelere doğrudan erişim ve İsrail'in, verilen yetkiden dolayı benimle belli bir derecede muhatap olacağı umuduyla, yetkimin icaplarını etkili bir şekilde ifa edebileceğime ve yaklaşık yarım asırlık İsrail işgali bağlamında gerçekleşen insan hakları ihlallerinin mağduru olan Filistinlilerin yaşamlarında olumlu bir değişiklik yapabileceğime inandım” dedi.

İşgal altındaki bölgelere erişebilmek için 2014 ve 2015'te yaptığı resmi müracaatlarına hiçbir resmi cevap alamadığını aktaran Wibisono, İsrail'in Cenevre'deki BM Daimi Temsilcisiyle yaptığı görüşmelerin de sonuçsuz kaldığını belirtti.

Bunun son derece politize olmuş bir çatışma olmasına rağmen, merkezinde gerçek hayatlar bulunduğunu dile getiren Wibisono, insan haklarına saygı göstermek dahil, uluslararası hukuka uymanın buradaki temel ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Son raporunu İnsan Hakları Konseyi'ne Mart 2016'da sunacağını kaydeden Wibisono, “İsrail'in bu BM yetkilisine karşı olan duruşunu değiştireceğine ve işbirliği yaparak bağımsız uzmanların işgal altındaki topraklara erişimini engellemeyi bırakacağına dair umudumu koruyorum. Bu, İsrail'in insan hakları konusundaki kendi itibarı için de elzemdir” ifadelerini kullandı.

İnsan Hakları Konseyi tarafından bu bağımsız yetkinin sahibi olarak her kim tayin edilirse güçlü bir sese sahip olmasını ümit ettiğini vurgulayan Wibisono, bu kişinin işgal altındaki Filistin halkının uluslararası toplum tarafından daha etkili bir şekilde korunmasının bir parçası olması gerektiğini belirtti.

- Makarim Wibisono kimdir?

Endonezya'nın Mataram şehrinde 1947 yılında dünyaya gelen Makarim Wibisono, 2014 yılında Birleşmiş Milletler'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki İnsan Hakları Özel Raportörü atandı. Wibisono, Cenevre (2004-2007) ve New York'ta (1997-2000) Birleşmiş Milletler Endonezya Daimi Temsilcisi olarak görev yaptı. Ayrıca Güneydoğu Asya Uluslar Vakfı (ASEAN) İcra Direktörü (2011-2014) ve Asya Pasifik Ekonomi İşbirliği (APEC) Terörle Mücadele Görev Gücü Başkanı (2003-2004) olarak da görev yaptı. 2009 yılından bu yana Cakarta Endonezya Ulusal İnsan Hakları Komisyonu'nda danışmanlık görevini yürütüyor.

(AA)

Popular Articles

Latest Articles