Y­a­r­a­l­ı­l­a­r­ı­ ­a­l­m­a­y­a­ ­ç­a­l­ı­ş­a­n­ ­a­m­b­u­l­a­n­s­l­a­r­a­ ­a­t­e­ş­ ­e­t­m­i­ş­l­e­r­

Y­a­r­a­l­ı­l­a­r­ı­ ­a­l­m­a­y­a­ ­ç­a­l­ı­ş­a­n­ ­a­m­b­u­l­a­n­s­l­a­r­a­ ­a­t­e­ş­ ­e­t­m­i­ş­l­e­r­

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ile şehit yakınları katıldı.

Müşteki beyanlarıyla devam eden duruşmada konuşan gazi Üsame Özkaya, FETÖ'nün darbe girişimi gecesi Genelkurmay Başkanlığı'na giderek darbeye karşı mücadele ettiğini ve burada açılan ateş sonucu yaralandığını bildirdi. Darbecilerden şikayetçi olduğunu ifade eden Özkaya, davaya katılmak istediğini kaydetti.

Abdurrahman Altun da darbe girişiminden haberdar olduktan sonra Genelkurmay bölgesine gittiğini, burada ateş edilmesi sonucu iki ayağından yaralandığını belirtti. Kendisine ateş edenleri karartma yapıldığı için göremediğini iade eden Altun, sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.

Müştekilerden Turan Gökdağ, 15 Temmuz 2016 akşamı savaş uçaklarının alçak uçuşa başlamasından sonra televizyona baktığını, darbe girişimi olduğunu öğrendikten sonra da darbecilerle mücadele etmek için evinden ayrıldığını beyan etti.

Müşteki Gökdağ, "Televizyonda bu bir kalkışmadır açıklamalarını gördükten sonra evimde duramadım. Önce Ankara Emniyeti'nin oraya gittim. Buradaki zırhlı araçları engellemeye çalıştım. Genelkurmay'da durumun daha sıkıntılı olduğunu öğrendikten sonra oraya gittim. Sabah saatlerinde de keskin nişancı tarafından atılan iki kurşunun karnıma isabet etmesi sonucu yaralandım." diye konuştu.

"Yaralıları almaya çalışan ambulanslara ateş ettiler"

Darbe girişimi esnasında gazi olan vatandaşlardan Fehmi Tokçu, darbe girişiminin başlamasından sonra ilk önce Sıhhiye'ye gittiğini, bölgede toplanan vatandaşların darbe girişiminde bulunan tankları durdurmaya çalıştığını anlattı.

Sıhhiye'den sonra Genelkurmay'a giderek darbecilerle mücadele ettiğini anlatan müşteki Tokçu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Genelkurmay'a doğru ilerledim. Daha sonra helikopter atışı yapıldı. Bunun üzerine Genelkurmay'ın arka nizamiyesinden içeri girmeye çalıştık. Bu esnada içeride çatışma vardı. Sırtımda bayrak asılıydı, bizi vurmazlar diye düşündüm ama bu hainler bizlere ateş etti. Yaralıları almaya çalışan ambulanslara da ateş ettiler. Bunlar yaşanırken helikopterler inip inip kalkıyordu. Genelkurmay'a silah getirdiklerini düşündüm. Dışarıya doğru çıkarken bacağı kopmuş bir vatandaş gördüm. Çok kan kaybetmişti, kurtaramadık. Olaylar esnasında ben de yaralandım. Bu hainlerden sonuna kadar şikayetçiyim."

"Vatanımızı savunmak için gittik"

Müşteki Mustafa Ateş, darbe girişimine ilişkin eylemler esnasında yaralanarak gazi olduğunu beyan etti.

Darbecilere karşı kendisi ile birlikte iki amca oğlunun da Genelkurmay'a geldiğini söyleyen Ateş, "Genelkurmay'ın önüne vatanımızı savunmak için gittik. Bu hainler helikopterle bizlere ateş etti. Bir amca oğlum kucağımda şehit oldu, ben ve diğer amca oğlum ise gazi olduk. Hainlerden sonuna kadar şikayetçiyim." dedi.

İbrahim Emrebaş, 15 Temmuz'da darbecilere karşı sokağa çıktığını belirterek, "Meclis kavşağına vardığımda uçaklar ve helikopterler ateş ediyordu. Ben kendimi korumak için köprünün altına gittim. Burası adeta kan gölüydü. Darbecilerden, Cumhurbaşkanımız ve bütün Türk-İslam coğrafyası adına şikayetçiyim." ifadelerini kullandı.

Darbeci yarbaydan helikopterlere ateş edin emri

Müşteki Ahmet Kansız, 15 Temmuz akşamı sosyal medyada çıkan haberler üzerine darbe girişimini öğrendiğini, bunun üzerine evden çıkarak Jandarma Genel Komutanlığı'na gittiğini bildirdi.

Burada yurtta sulh konseyi üyelerinden Ertuğrul Terzi ile karşılaştıklarını anlatan Kansız, "Kendisine yaptığının kanunsuz bir iş olduğunu, vazgeçmesini söyledim. Terzi, 'Dağılın yoksa ateş edeceğiz.' diyerek bizleri göndermeye çalıştı. Biz geri çekilmedik. Bunun üzerine telsizle helikoptere 'ateş edin' emri verdi. Ben o gece omzumdan ve vücudumun çeşitli yerlerinden yaralandım. Sanıklardan şikayetçiyim." diye konuştu.

Osman Sefa Karslı, babası Ali Karslı'nın FETÖ'nün darbe girişimi esnasında TÜRKSAT'ta şehit edildiğini belirterek, sanıklardan şikayetçi oldu.

Duruşmada beyanlarda bulunan 15 Temmuz şehitlerinin yakınları da şikayetçi oldu ve davaya katılma talebinde bulundu.

Öğle arasından sonra müştekilerin beyanlarının alınmasıyla devam edilen duruşmada 15 Temmuz gazisi Muhsin Türkmen, olay akşamı evine giderken geçtiği Yenimahalle'deki MİT yerleşkesi bölgesinde helikopterlerin atış yaptığını gördüğünü, daha sonra konuştuğu oğlundan ve basından darbe girişimini öğrendiğini aktardı.

Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesine gittiğini ifade eden Türkmen, "Tanklar bizi sıkıştırarak köprüden aşağıya atmaya çalıştı. Saat 02.15 sıralarında Genelkurmay'ın önündeki 2 tankın üzerini örterek manevra yapmasını engelledik. Bu esnada helikopter halkı taramaya başladı. Bir taraftan da bombalar atılıyordu. Bombalama esnasında şarapnel parçalarıyla ben de yaralandım. Darbecilerden şikayetçiyim." diye konuştu.

Müşteki Halil Yeşilçimen, darbe girişimini öğrendikten sonra görev yaptığı TÜRKSAT'a gittiğini, bir süre sonra gelen helikopterlerin TÜRKSAT'ı ateş altına aldığını bildirdi. İlerleyen zamanda darbeciler tarafından rehin alındığını ve darbecilerin televizyon yayınlarını kesmelerini istediğini kaydeden Yeşilçimen, darbecilerin isteklerini yerine getirmediklerini söyledi.

Darbecilerden şikayetçi olduğunu belirten Yeşilçimen, davaya müdahillik talebinde bulundu.

Darbecilerden vatandaşa yaylım ateşi

FETÖ'nün darbe girişiminde Jandarma Genel Komutanlığı bölgesinde yaralandığını bildiren Muammer Polat, sanıklar hakkındaki şikayetinin devam ettiğini, davaya katılmak istediğini dile getirdi.

Şehit Bülent Aydın'ın kızı Esra Aydın da davaya katılma talebinde bulunarak darbecilerden şikayetçi olduğunu ifade etti.

Müşteki Hakan İlhan, TÜRKSAT'ta teknisyen olarak çalıştığını, olay akşamında TÜRKSAT'a gelen darbeciler tarafından eşyalarının gasbedildiğini ve rehin alındığını bildirdi.

Darbe girişiminde bulunanlardan şikayetçi olduğunu söyleyen İlhan, davaya müdahillik talebinde bulundu.

Hasan Raşit Yüce, darbe girişiminde oğlunun şehit olduğunu bildirerek davaya katılmak istediğini beyan etti.

Müşteki Emin Baki Sancak, olay gecesi eşi ve çocukları ile sokaklara indiğini, Genelkurmay binası içine girerek darbecilere karşı direndiğini aktardı. Bir süre sonra buradaki vatandaşların yaylım ateşine tutulduğunu kaydeden Sancak, kendisinin de yaralandığını söyleyerek davaya müdahillik talebinde bulundu.

Darbe girişimi gecesi vücuduna isabet eden 9 kurşun ile yaralanan Mesut Zeybek, "Bunun bir darbe olmadığını bir işgal girişimi olduğunu düşünerek sokaklara çıktım. Bir arkadaşım tankların külliyeye yürüdüğünü söyleyince koşarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gittim. Buradaki hainler bizlere karşı ateş edilmesi emrini verdi. Bir süre sonra da helikopterler gelerek toplanan vatandaşlara ateş etti. Sanıklardan şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı söz aldı

Duruşmada, davaya katılma taleplerinin kabul edildiği kişi ve kurumların avukatlarına söz hakkı tanındı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, FETÖ'nün dini ve milli duyguları kullanarak mensuplarını amaçları için robot haline getirdiğini ifade etti.

FETÖ'nün ordu içine sızdırdığı elamanları vasıtasıyla 15 Temmuz 2016'da darbe girişimine kalkıştığını belirten Aydın, vatandaşlar ve vatansever kamu görevlilerinin çabalarıyla Türk tarihinde ilk defa darbecilerin suçüstü yakalandığı ve etkin bir soruşturma sürecinin ardından yargılamaların başlatıldığını dile getirdi.

Darbe girişimi esnasında milli iradeye sahip çıkmak üzere Boğaziçi Köprüsü, Akıncılar Üssü, Genel Kurmay Başkanlığı, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde toplanan halkın üzerine uzun namlulu silahlarla ateş açıldığını anlatan Aydın, çok sayıda sivil vatandaşın yaşamını yitirdiğini, 2 binden fazla vatandaşın yaralandığını kaydetti.

Olaylar esnasında başta TBMM olmak üzere bir çok kamu kurumunun darbecilerce bombalandığını, işlenen suçlara ilişkin elde ciddi delillerin bulunduğunu vurgulayan Aydın, buna rağmen sanıkların ağız birliği yaparak gerçekleri çarpıtmaya çalıştıklarını söyledi.

Aydın, "15 Temmuz gecesinde millet üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır, vatanını ve devletini işgalci darbecilerden korumuştur. Bundan sonra görev bağımsız mahkemelere, yani sizlere düşmektedir. Suçluların mümkün olan en kısa sürede hak ettikleri cezaya çarptırılmaları milletimizin beklentisidir." dedi.

Diğer müdahil avukatlarının da beyanlarının ardından duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.

Kaynak: AA

Popular Articles

Latest Articles