T­a­r­i­h­i­n­ ­i­z­l­e­r­i­n­i­ ­g­e­l­e­c­e­ğ­e­ ­t­a­ş­ı­y­o­r­l­a­r­

T­a­r­i­h­i­n­ ­i­z­l­e­r­i­n­i­ ­g­e­l­e­c­e­ğ­e­ ­t­a­ş­ı­y­o­r­l­a­r­

Tarihsel bir döneme ait olan ve üretimi günümüzde tamamen durdurulan eşyalar, bugün artık geçmişi yaşatan birer antika olarak koleksiyonerlerin ilgisini bekliyor.

Nadir bulunmaları ya da ait oldukları dönem bu eşyaların değerini etkilerken, özellikle koleksiyonerler antikaların temini için mezat ve antika dükkanlarının yollarını aşındırıyor.

İstanbul’da antika denildiğinde akla ilk olarak özellikle Fatih, Beyoğlu, Şişli ve Kadıköy geliyor ve bu semtlerde hafta sonları kurulan mezatlar yoğun ilgi görüyor.

Koleksiyonerler, mezatların yanı sıra antika dükkanlarını da aradıkları tarihi objeleri bulmak için sık sık ziyaret ediyor.

Tarihin izlerini geleceğe taşıyorlar

Yaşam her zaman tatlı sürprizler barındırır

Orhan Tüfek Kadıköy’de yıllardar hizmet veren antikacılardan.
Asıl mesleği inşaat teknikerliği olan Tüfek’in koleksiyon sevdası çocukluğuna dayanıyor.

Eski obje merakının çocukluğundan geldiğini belirten Orhan Tüfek, koleksiyonculuğa kitap ile başlarken, saat ile devam ettiğini anlatıyor.

Tarihin izlerini geleceğe taşıyorlar

Tüfek, bu meslekte kilit noktanın merak olduğunu savunurken, bir objenin geçmişi ve geleceği arasında bağ kurmayı antikacılığın 'olmazsa olmazı' diye tanımlıyor.

Meslekte en çok her gün yeni bilgiler öğrendiği için mutlu olduğunu söylüyor ve ekliyor:

“Yaşamın altındaki en keyifli duygulardan birisi tatlı sürprizleri yaşayabilmek”.

Tarihin izlerini geleceğe taşıyorlar

Şehrin her sokağı farklı bir duygu barındırıyor

İstanbul gibi bir yerde şehrin içinde tarihi yaşamanın büyük bir şans olduğunun altını çiziyor Orhan Tüfek.

Tarih kokan bir şehirde her sokağın farklı bir hikayesi olduğunu, bu sokak ve caddeleri adımlarken her seferinde farklı duygular yaşadığını söyleyen Tüfek, diğer insanların da şehrin tarihi güzelliklerinin farkına varmalarını tavsiye ediyor.

Tarihin izlerini geleceğe taşıyorlar

Yaşanmışlıkların şehre ve objelere farklı kimlikler kattığını ve tarihin kendisini içine çekmesindeki en önemli faktörün bu olduğunu anlatıyor Orhan Tüfek.

Yaşamın farkındalık olduğunu, farkında olmadan yaşamanın insana keyif vermeyeceğini savunan Tüfek, “Artık yeni şeylerden tat almıyorsanız hayatınızı besleyen en büyük damar kopmuş demektir” diyor.

Kurgu: Ünsel Ayhan Aybek
 

Popular Articles

Latest Articles