2­8­ ­Ş­u­b­a­t­ ­d­a­v­a­s­ı­n­d­a­ ­s­o­n­a­ ­d­o­ğ­r­u­

2­8­ ­Ş­u­b­a­t­ ­d­a­v­a­s­ı­n­d­a­ ­s­o­n­a­ ­d­o­ğ­r­u­

"28 Şubat" dönemine ilişkin, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir'in de aralarında bulunduğu 103 sanığın yargılanmasına Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor.

28 Şubat davasının karar haftasında sanıklar son savunmalarını yapıyor. Karadayı ile Bir'in de arasında bulunduğu 60 kişinin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor. Yarın sanık savunmalarıyla duruşmaya devam edilecek. 

28 Şubat süreci nasıl başladı?

28 Şubat Türk demokrasi tarihin en karanlık günlerinden biri olarak tarihe geçti.

28 Şubat, darbeler tarihine bakıldığında yöntemleri ve enstrümanları açısından önceki örneklerine hiç benzememesi nedeniyle postmodern darbe olarak literatürdeki yerini aldı.

Yaşananlar kimine göre “postmodern darbe” kimine göre ise “demokrasiye balans ayarıydı”. 28 Şubat 1997'de Çankaya Köşkü'nde olağanüstü toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan kararlar ile bir anlamda Türkiye'nin ekseni değişti.

Türkiye'yi darbeye götüren süreç 24 Aralık 1995 günü genel seçim sonuçlarının açıklanması ile başladı. Refah Partisi’nin seçimden birinci çıkması koalisyon sürecine alışmış bir Türkiye'nin alışılmamış bir ortama girmesine sebep oldu. Halk, sandık yoluyla sözünü söylemişti ama ne Necmettin Erbakan ne de Refah Partisi için iktidar o kadar kolay olmadı. 

Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın Karargahta koalisyon ortaklarına verdiği güvenlik brifingi ilk gerilimin habercisi oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri "İrtica Türkiye için bir numaralı tehdittir ” dedi. O güne kadar kulislerde fısıltıyla söylenen "darbe" sözcüğü , artık açık açık dile getirilmeye başlandı. Hatta askerin rahatsızlığı dönemin gazete manşetlerinde de yerini aldı.

Ankara'da Sincan Belediyesi'nin düzenlediği Kudüs gecesinde, Filistin’deki olaylarla ilgili bir temsilin sahnelenmesi ertesi gün gazete manşetlerine, “İrtica tehlikesi kapıda” olarak yansıdı.

Sincan'da tank sesleri

4 gün sonra Ankara Sincan’da bu kez tank sesleri duyuldu. İddiaya göre dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik “demokrasiye balans ayarı yaptık” diyerek süreci yorumlamıştı. Sincan’da yürütülen tanklar Türkiye'de yeni bir darbenin kapıda olduğunu gösteriyordu.

Tarihler 28 Şubat 1997'i gösterdiğinde gerginlik büyüdü ve Milli Güvenlik Kurulu toplantısı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başkanlığında toplandı. Masanın bir tarafında koalisyon ortakları Erbakan ve Tansu Çiller, bakanlar, diğer tarafında ise askerler vardı. 9 saatlik MGK toplantısından sonra 18 maddelik bir bildiri yayımlandı.

Sonrasında ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, laiklik karşıtı fiillerin odağı olduğu iddiasıyla Refah Partisi hakkında kapatma davası açtı. 7 aylık sürecin sonunda Refah partisi kapatıldı ve Necmettin Erbakan ile Refah Partisi'nin bazı önemli isimlerine 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirildi.

O dönem büyük yankı uyandıran başörtülüler için üniversitelerde ikna odaları kuruldu. Süreç, “28 Şubat mağdurları” sıfatıyla tanımlanan büyük bir kitle oluşturmuş ve bin yıl sürecek denmişti. Ama sürmedi. Post modern darbe Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nce yürütülen soruşturmaya konu oldu. 15 yıl sonra dönemin aktörleri hesap vermek için hakim karşısına çıktı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakçı davayı yakından takip ediyor

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bir süre "28 Şubat" davasını izleyen  AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ravza Kavakcı; AK Parti İstanbul Milletvekili Fatma Benli ve Konya Milletvekili Hüsnüye Erdoğan ile birlikte Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.

28 Şubat davasında sona doğru

"Adalet yerini bulacak"

Yargılamada savunmaları dinlediklerini ancak bunların gerçeklerle bağlantılı olmadığını ifade eden Kavakcı, 28 Şubat sürecinde insanların hayatlarını alt üst edenlerin adalet karşısında cevaplarını görmeleri temennisinde bulundu.

Kavakcı, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin davaları da takip ettiklerini, bu davaların bir kısmında sonuçların alınmaya başlandığını dile getirerek, "Aynı 28 Şubat darbesinde olduğu gibi FETÖ darbe girişiminde de hainlerin en kısa zamanda adalet karşısında cevaplarını almalarını" temenni etti.

"Zamanında yargılayabilseydik..."

AK Parti İstanbul Milletvekili Benli de "28 Şubat davasının, Türkiye'de bir daha postmodern darbe, e-darbe, modern darbe tarzında darbeleri kimsenin bir daha aklına getiremeyeceğini göstermesi açısından önemli olduğunu" vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:

"Sonuçta eğer 1980 ihtilalini yapan kişileri ya da 1960 ihtilalini yapan insanları zamanında yargılayabilseydik, tüm Türkiye'ye zarar veren eylemlerinden cezalarını çekebilselerdi, ne 1980 darbesindeki ne 28 Şubat darbesindeki acılar yaşanırdı."

Benli, şu anda 28 Şubat'ın müştekisi olan birçok kişinin davayı takip ettiğini bildirerek, "Önemli olan bu davalara daha çok sahip çıkmak ve kimsenin başkasına haksızlık yapmasını engellemek için mücadele etmeye devam etmek" diye konuştu.

Kaynak: AA/TRT Haber

Popular Articles

Latest Articles

Other Articles