G­ü­l­­d­e­n­ ­r­e­f­e­r­a­n­d­u­m­ ­y­o­r­u­m­u­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

G­ü­l­­d­e­n­ ­r­e­f­e­r­a­n­d­u­m­ ­y­o­r­u­m­u­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ Cumhurbaşkanı Gül, Gezi Parkı ile ilgili referandum kararı hakkında açıklamalarda bulundu.

ARTVİN (ANKA) - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Gezi Parkı ile ilgili plebisit yapılmasına ilişkin "Demek ki problemlerimizi konuşarak, tartışarak, diyalog ve hukuk çerçevesi içerisinde çözebilme olgunluğunu gösteriyoruz demektir bu. O bakımdan bu bir kaç gün içindeki bu gelişmeleri memnuniyetle karşılıyorum" dedi.

Temas ve incelemelerini tamamlayarak geceyi geçirdiği Rize'den Artvin'e hareket eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yol üzerindeki Çayeli, Pazar, Ardeşen, Arhavi ve Borçka ilçelerine uğradı.

Yol boyunca yoğun ilgi ve sevgi gösterileriyle karşılanan Cumhurbaşkanı Gül, Çayeli ilçesi girişinde ellerinde Türk bayraklarıyla bekleyen vatandaşları selamladı. İlçenin Eskipazar mevkiindeki Doğal Yaşam Müzesi'ni gezen Gül, buradan Pazar ilçesine geçerek yol kenarında kendisini bekleyen vatandaşları selamladı.

-"HALKA HİTAP"-

Ardından Ardeşen ilçesine giden Cumhurbaşkanı Gül, kendisini bekleyen kalabalık grubu selamlayarak, Ardeşen Hükümet Konağı önünde vatandaşlara hitaben bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Gül konuşmasında, Rize'den Artvin'e geçerken Ardeşen'e uğramamanın olamayacağını ifade ederek, "Her ne kadar Karadeniz Sahil Yolu kestirmeden illeri birbirine bağladıysa da tabii ki gönülleri birbirinden kopartmıyor. Buralar Türkiye'nin en güzel yerleri, yemyeşil yerler. Buraların eminim ki sizler de kıymetini biliyorsunuz. Buralar sadece gelip görüp gitmek için değil Buralarda günlerce kalsam doyulamayacak güzellikler var. Tabii sizlerin sıcaklığı, muhabbeti, bu güzelliklere ayrı güzellikler katıyor" dedi.

Sonra da Artvin'in Arhavi ve Borçka ilçelerine geçen Cumhurbaşkanı Gül'ü vatandaşlar, yoğun ilgi ve sevgi gösterileriyle karşıladı.

-"HİÇBİR ŞEY ASKIDA KALMAYACAK"-

Gül, daha sonra ise Artvin'de valiliği ziyaret etti. Burada basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Gül, bir gazetecinin "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Gezi Parkı temsilcileri ve sanatçılarla görüştü. Buradan bir referanduma gidilebilir kararı çıkmıştı ancak Başbakan az önce açıkladı, "Referandum yok ama plesibite, yani kamu görüşleri almaya gidebiliriz' dedi. Bunları nasıl yorumluyorsunuz" sorusu üzerine "Dediğiniz bu gelişmeler, mahkemeler, Türkiye'nin demokratik standartlarının nasıl çalıştığını, nasıl yüksek olduğunu, Türkiye'nin nasıl bir hukuk devleti olduğunu göstermesi açısından da dikkat çekicidir" ifadesini kullandı.

Projeyle ilgili itirazları olan ve bunu direnerek gösterenlerle hükümetin başı Başbakanın görüşmelerinin güzel bir şey olduğunu vurgulayan Gül, şunları söyledi:

"Bunu doğrusu ben dün de söyledim. Diyalog dediğimiz şey böyle olur. Herkesin birbirini anlaması, itirazlarını anlaması böyle olur. Neticede muhakkak ki bir şekilde nihayete ulaşacaktır. Hiçbir şey askıda kalmayacaktır. Referandum demokratik toplumların başvurduğu araçlardan birisidir. O olabilir. Hukuk yolu hepimizi bağlayıcı bir yoldur. Hukuk yolu, nihai kararların çıktığı bir yoldur. Bunlarla meselenin yürütülüyor olması ve böyle bir tartışmalı bir konunun böyle bir istikamete girmiş olması, sevindiricidir. Bütün dünyada da örnek izlenmesi gerekir. Demek ki problemlerimizi konuşarak, tartışarak, diyalog ve hukuk çerçevesi içerisinde çözebilme olgunluğunu gösteriyoruz demektir bu. O bakımdan memnuniyetle karşılıyorum, bu bir kaç gün içindeki bu gelişmeleri."

-"DEVAMLI İŞGAL KABUL EDİLEMEZ"-

Cumhurbaşkanı Gül, başka bir soru üzerine kamu düzeninin sağlanmasının ayrı bir konu olduğunu ifade ederek, "Barışçı bir şekilde protestoların, itirazların yapılması ayrı bir konudur. Muhakkak ki şiddete başvurmadan itirazlar her zaman yapılabilir. Farklı düşünceler, protestolar her zaman yapılabilir. Bunlar demokrasinin doğası gereğidir ama diğer insanları rahatsız edecek şekilde, çarşıları, caddeleri, ana meydanları, şehrin hayatını felç edecek şekilde, şiddet yanlısı veyahut da şiddete başvurarak yapılan gösterileri tabii ki hiç kimse tasvip etmez. Nihayetinde bunlar kurallara ve kanunlara aykırıdır. Dolayısıyla onların nihayete erdirilmesini sağlamak da hepimizin, hem devlet görevlilerimizin hem de vatandaşlar olarak herkesin görevidir" dedi.

Gül sözlerini şöyle sürdürdü:

"Düşünün ki haftalarca bu tip kuralsız gösterilerin yapıldığı yerlerde iş yeri olan insanlar, bunların borçları, harçları, kiraları var. Bunları hep düşünmek lazım. Veyahut da trafiğin kavşak noktası olan meydanlar var, bütün şehrin kalbi gibi. Oraların tabii ki sürekli olarak devamlı işgal kabul edilemez. Dünyanın hiçbir yerinde bunlara müsaade etmezler ama bu tip şiddete başvurmada ve başkalarını rahatsız etmeden yapılacak protestolar, itirazlar bunlar da tabii ki gayet toleransla karşılanması gereken şeylerdir. Gördüğüm kadarıyla da öyle oldu."

-"DİNLEMEK ÖNCE ÇOK ÖNEMLİ"-

"Başkabakan Gezi heyeti ile görüşme yaptı. İçişleri Bakanına da "24 saat içerisinde bu eylemler bitirilsin' talimatı verdi. Yapılan görüşmelerden nasıl bir sonuç bekleniyor. Bu görüşmelerin sonucu dikkate alınacak mı, eylemlerin sona erdirilmesi konusunda. Yoksa 24 saat içerisinde bir müdahale olabilir mi?" sorusu üzerine Gül, nihayetinde bunların kendisinin karar vereceği konular olmadığını kaydederek, şu yanıtı verdi:

"Bu tip konularla ilgilenen belediyeler var. Türkiye'nin nihayetinde sorumlu olarak hükümet vardır. Hükümetin ilgili bakanları, Başbakan onlarla görüşmeler yapıyorlar. Böyle bir noktaya gelindikten sonra herkesin birbirini dinlemesi çok önemli. Niçin itiraz edildiğinin anlaşılması çok önemli. Bu bakımdan dünkü buluşma, görüşme önemli. Ben de biliyorsunuz bazılarını, bu itirazları yapanları davet ettim. Bazılarıyla ben de görüştüm. Hatta basına haber vermeden de görüştüklerim oldu, bazı önem verdiğim, bu itirazların içerisinde bulunan kişilerle. Dolayısıyla dinlemek önce çok önemli. Dinledikten sonra muhakkak ki sağduyuyla bir orta yol bulunacaktır."

-BAŞKANLIK SİSTEMİ-

Bir gazetecinin "Görev süreniz dolmak üzere, sizi bundan sonra nerede göreceğiz. Başkanlık sistemiyle ilgili ne düşünüyorsunuz" sorusuna da yanıtlayan Gül, "Bunları konuşmak için çok erken. Bunları daha sonra konuşuruz" dedi. Zaman zaman bu konuyla ilgili açıklamalar yaptığını anımsatan Gül, "Demokratik sistem dediğimizde, bu parlamenter olabilir, başkanlık şeklinde olabilir, bu nihayetinde bir tercih konusudur ama önemli olan bizim check balans dediğimiz dengeler vardır. Onların çok iyi olması ve o sistemin demokratik olma niteliğini, hukukun üstünlüğünü koruma niteliğiyle ilgili prensiplerin yerinde olursa o artık yeter. Onun ötesinde hangi sistem olacağı o nihayetle çoğunluğun karar vereceği bir şeydir" ifadelerini kullandı.



Popular Articles

Latest Articles