B­D­P­’­d­e­n­ ­Ş­a­h­i­n­’­e­ ­j­e­t­ ­y­a­n­ı­t­ ­-­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

B­D­P­’­d­e­n­ ­Ş­a­h­i­n­’­e­ ­j­e­t­ ­y­a­n­ı­t­ ­-­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ Buldan “Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’de Kürtlerin ve Türklerin bir arada yaşama imkanları yok” diye konuştu.

ANKARA (ANKA) - BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un sözlerine destek veren TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’e “Hiç kimsenin bize milletvekili olduğumuzu hatırlatma hakkının olmadığını düşünüyoruz” karşılığını verdi.

BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’la birlikte TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin son 30 yılda değişmeyen temel sorununun insan hakları ve özgürlüklere dayalı bir demokratik düzeni inşa edememesi olduğunu savundu. Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu’nun hak ve özgürlükler alanını sınırlayan düzenlemeler olduğunu kaydeden Buldan, bir soru önergesine Adalet Bakanı Sadullah Ergin tarafından verilen yanıt hakkında bilgi verdi. Buna göre TCK’nın 220/7’nci hükmü kapsamında 2007 yılında 211 dava açıldığını, bin 25 kişinin sanık olarak yargılandığını, 2009 yılında ise dava sayısı 141’e düşmüş olmasına rağmen sanık sayısının artarak bin 480 olduğunu dile getiren Buldan, şunları söyledi:

“2002-2009 yıllarında toplam 74 bin 597 eylem ve etkinlik gerçekleştirilmiş, bunlardan 10 bin 658’ine kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle müdahale edilmiştir. 2007-2008-2009 yıllarında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 9 bin 270 demokratik eylem ve etkinlik gerçekleştirildiği ifade edilmiş, ancak müdahale edilen toplantı ve gösteri sayısı ile müdahale sonucu gözaltına alınan kişi sayısı ne yazık ki verilmemiştir. 2007 yılında Ceza Mahkemelerinde 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ettiği gerekçesiyle 552 dava açılmış, 3 bin 294 kişi sanık olarak yargılanmıştır. Yine hak ve özgürlükler önündeki engeller ile demokrasi çıtasını her geçen gün yurttaş lehine geliştirdiğini iddia eden bir hükümetin iktidarda olduğu 2008 yılında ise, 2911 sayılı kanun kapsamında açılan 635 dava sayısı ve yargılanan 3 bin 778 sanık sayısı ile iddia edilenin aksine artış gösteren bir tablo ortaya koymuştur.”

-“BAŞBAKAN’I KENDİ ÜLKESİNDEKİ ÇOCUKLARIN SESİNİ DUYMAYA ÇAĞIRIYORUZ”-

Buldan, taş atan çocuklar sorununu da gündeme getirdi. Terörle Mücadele Kanunu’na muhalefet ettikleri gerekçesiyle onlarca çocuğun gözaltına alındığını, işkence gördüğünü belirten Buldan, 2002 yılında Terörle Mücadele Kanunu ile ilgili açılan dava sayısının 472, sanık olarak yargılanan çocuk sayısının da 27 olmasına rağmen, 2008 yılında 2 bin 643 dava açıldığını ve 496 çocuğun yargılandığını söyledi. Buldan “Terörle Mücadele Kanunu’nun 7’nci maddesi uyarınca, 2007 yılında açılan, geçen yıldan kalan ve bozularak gelen 2 bin 933 davada sanık olarak yargılanan çocuk sayısı 141 iken, 2009 yılında açılan, geçen yıldan kalan ve bozularak gelen 3 bin 375 davada sanık olarak yargılanan çocuk sayısının 754’e çıkması kanundan kaynaklı mağduriyetlerin ulaşmış olduğu vahameti ortaya koymaktadır. İsrail baskısı altında acı çeken Gazze’li çocuklar için ünlü Şair Nazım Hikmet’in Çocuklara kıymayın efendiler dizeleri ile dünyaya seslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı, yaşları ve aldıkları cezalar ile hafızalarımızda yer eden, uzak bir coğrafyada değil, kendi ülkesinde yaşayan çocukların da sesini bir nebze olsun duymaya çağırıyoruz. Unutulmamalıdır ki; insan hakları ihlali alanında yaşanan her gelişme Türkiye’nin ve AKP hükümetinin demokrasi karnesine işlenmektedir” diye konuştu.

-“KİMSENİN BİZE MİLLETVEKİLİ OLDUĞUMUZU HATIRLATMA HAKKI YOK”-

Buldan, basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Buldan, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un BDP’lilere yönelik sözlerine destek veren açıklamalarına ilişkin bir soruya “3 yıldır buradayız. Bu süre içinde her önüne gelen bize milletvekili olduğumuzu hatırlattı. Evet, biz milletvekiliyiz ve halkımızın yanındayız. Bundan sonra da halkımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Yaşanan operasyonlar, ölümler karşısında biz halkımızı terk edip burada farklı konularla ilgilenme hakkına sahip değiliz. Çünkü bizi buraya gönderen halk, bizden beklenti içindedir. Bize oy veren her bir insanımızın taziyesinde de acısında da düğününde de sevincinde de yanında olmak zorundayız. Çünkü biz halkımıza bir söz verdik. Vermiş olduğumuz söz doğrultusunda buradayız. Dolayısıyla hiç kimsenin milletvekili olduğumuzu hatırlatma hakkının olmadığını düşünüyoruz” karşılığını verdi.

-“KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN TÜRKLERLE KÜRTLER BİRARADA YAŞAYAMAZ”-

Buldan bir başka soru üzerine de Kürtlerle Türklerin birlikte yaşama hakkına mutlaka sahip olması gerektiğini ifade ederek, “Ama bu şekilde değil. Kürtlerin talep ettiği bazı talepler vardır. Bu haklar mutlaka ama mutlaka verilmesi gereken haklardır. Öncelikle, sorunun adını çok doğru koymak gerekiyor. Türkiye'de yaşanan bir Kürt sorunu vardır. Bu Kürt sorunu çözülmeden Türkiye'de ne Kürtlerin ne de Türklerin bir arada yaşamasına imkanları yoktur. Öncelikle operasyonların durması gerekiyor. Operasyonlar devam ettiği sürece zaten biz bu sorunun adını koymayı da başaramayız. Operasyonlar durmalı. Ortak yaşam, toplumsal barış için bunun gerekli olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

ANKA


Popular Articles

Latest Articles