D­H­A­ ­Y­U­R­T­ ­B­Ü­L­T­E­N­İ­-­2­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

D­H­A­ ­Y­U­R­T­ ­B­Ü­L­T­E­N­İ­-­2­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­ 1)RUS ASKERİ KURTARMA GEMİSİ ÇANAKKALE BOĞAZI'NDAN GEÇTİ ÇANAKKALE Boğazı'ndan geçen Rus Donanması'na ait Kashtan sınıfı 'KIL-158' borda numaralı askeri kurtarma gemisi, Akdeniz'e doğru yol aldı.

1)RUS ASKERİ KURTARMA GEMİSİ ÇANAKKALE BOĞAZI'NDAN GEÇTİ

ÇANAKKALE Boğazı'ndan geçen Rus Donanması'na ait Kashtan sınıfı 'KIL-158' borda numaralı askeri kurtarma gemisi, Akdeniz'e doğru yol aldı. Marmara Denizi'nden bugün saat 06.00'da Çanakkale Boğazı'na giriş yapan Rus Donanması'na ait Kashtan sınıfı 'KIL-158' borda numaralı askeri kurtarma gemisi, boğazın manevra yapılması en güç noktası olan Nara Burnu'nu döndükten sonra saat 08.30 sıralarında Çanakkale önlerine geldi. Kilitbahir köyü dağında bulunan 'Dur Yolcu' yazısı ile Kilitbahir Kalesi'nin önünden geçen gemi, Akdeniz'e doğru yol aldı.

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Çanakkale Boğazı'ndan geçen Rus askeri kurtarma gemisinden genel ve detay görüntü.

Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ÇANAKKALE, (DHA)

=================================================

2)ADANA'DA TERÖR OPERASYONU: 24 GÖZALTI

ADANA'da terör örgütü PKK propagandası yaptığı ve örgüte elemen temin ettiği öne sürülen 24 kişi, sabah yapılan operasyonla gözaltına alındı. Adana'da terör örgütü PKK'nın propagandasını yaptığı iddia edilen 26 kişi ile örgüte eleman temin ettiği ileri sürülen 2 Suriyelinin yakalanması için Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından sabahın ilk saatlerin operasyon düzenlendi. Özel Harekat, Güvenlik, Asayiş şubeleri ile ilçe emniyet müdürlüklerine bağlı ekiplerin katılımıyla Adana'da 27, Şanlıurfa'da da bir adrese baskın yapıldı. Direnişin yaşanabileceği evlerin demir kapılarını koç başlarıyla kırarak giren ekipler, 24 kişiyi gözaltına alırken, yaptıkları aramada ise bir ruhsatsız av tüfeği, 3 kurusıkı tabanca, silahlara ait mühimmat, 25 cep telefonu, 1 laptop, 1 harddisk ve çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildi. Sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

Görüntü Dökümü
-------------------------
- Zırhlı aracın operasyon yerine gidişi
- Özel harekatçıların operasyon yapılacak binaya girişi
- Şüphelinin bulunduğu daireye güvenlik güçlerinin girmesi
- Şüphelinin binadan çıkarılışı ve polis aracına bindirilmesi

SÜRE: 00' 58' BOYUT: 107 MB
Haber-Kamera: Gökhan KESKİNCİ/ADANA,(DHA)

==============================================

3)TARİHİ SARNICIN HALİ İÇLER ACISI

KANUNİ Sultan Süleyman'ın 1522 yılında Rodos seferi sırasında karadan giden askerlerin ve atların geçiş güzergahlarında su ihtiyacının karşılanması için yaptırdığı sarnıçlardan esinlenen köylülerce inşa ettirilen 350 yıllık sarnıcın hali, görenlerin yüreğini burktu. Duvarının bir bölümü yıkılan tarihi yapının restore edilmesi için çağrı yapıldı. Kanuni Sultan Süleyman'ın 1522 yılında Rodos seferi öncesinde ordusunun ve atların su ihtiyacını karşılamak için Muğla yöresine yaptırdığı sarnıçlar, varlıklarını koruyor. Mimar Sinan tarafından inşa edilen neredeyse 500 yıllık olan sarnıçlar, Muğla'da ıssız dağ başlarında, yol kenarlarında ve ova diplerinde, yıllarca susuzların sığınağı oldu. Fethiye'den Bafa Gölü'ne, Bodrum'dan Denizli-Tavas'a kadar uzanan bir coğrafyada yaygın olan sarnıçlar, kültür mirası olarak bugüne kadar taşındı. Muğla bölgesindeki sarnıçların sayısının 280'e yakın olduğu belirtildi.
Bölgedeki bu tarihi yapılara, geçmiş dönemde köylüler de yenilerini ekledi. Köylüler, Mimar Sinan'ın eserlerinden esinlenip çeşitli bölgelere sarnıçlar inşa etti. Menteşe-Göktepe yolu üzerinde köylülerce inşa edilen 350 yıllık bir sarnıcın son hali ise üzdü. Kültür hazinesi olan tarihi yapının duvarının yıkıldığı görüldü. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Namık Açıkgöz, sarnıçların her birinin ayrı ayrı bir kültürel değeri olduğu için zamanın, coğrafyanın ve iklimin insafına terk edilmemesi gerektiğini, insan eliyle restore edilerek, gelecek kuşaklara miras olarak bırakılması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Açıkgöz, "Kubbeler 'ters eğilim' tekniği ile örülür. Kubbe eteklerine açılan dolgu delikleriyle yağmur suları sarnıçta birikir. Sarnıçta kubbelerden akan sular biriktirilir. Akan su ile doldurulmaz. Sarnıcın bölümleri arasında istinat duvarı, kubbe-tonoz, kilit taşı, su dolgu delikleri, kapı-alınlık, kitabe, engel duvarı, kaplık, iç merdiven, hazne ve yalak bulunur. Sarnıçların yapımında kum ve kireç karışımı harç, dere taşı veya kırma taş, kesme taş veya mermer, yağlı çamur bulunur. Muğla, Türkiye'de sarnıçların yoğun olduğu bölgelerden birisidir. Sarnıçlar kubbeli, bazıları da tonozlu veya konik şekillidir. Sarnıçların her biri ayrı ayrı bir kültürel değeri olduğu için, zamanın, coğrafyanın ve iklimin insafına terk edilmemesi gerekiyor. İnsan eliyle restore edilerek; gelecek kuşaklara bir miras olarak bırakılmalıdır" dedi.

Görüntü Dökümü
-------------------------
- Duvarları yıkılan sarnıçtan genel ve detay görüntü
- Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Namık Açıkgöz ile röportaj
Haber- Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA, (DHA)

====================================================

(ÖZEL HABER)

4)ÇILDIR GÖLÜ'NUN BUZU ÇÖZÜLMEYE BAŞLADI

KIŞIN yüzeyi yaklaşık 1 metre buzla kaplanan Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük ikinci gölü olan Çıldır Gölü'nün buzları çözülmeye başladı. Sandallarına binerek kürek çekmeye başlayan balıkçılarda vira bismillah diyerek ağlarını sulara bırakmaya başladı.
Denizden 1959 metre yükseklikteki Kars ile Ardahan illeri arasındaki Çıldır Gölü'nün yüzeyi Aralık ayında hava sıcaklığının geceleri sıfırın altında 20-30 dereceye kadar düşmesi nedeniyle kıyıdan başlayan buzlanma kısa sürede 123 bin metrekare alana yayıldı. Çıldır Gölü'nde balık avlamak isteyenler buz kalınlığının 1 metreye kadar ulaşması nedeniyle küçük delekler açarak Eskimo usulü avlanabiliyor. Kış boyu yüzeyi tamamen buzla kaplanan Çıldır Gölünde festivaller düzenleniyor. Yüzlerce kişinin üzarine çıktığı, otomobillerin dirift attığı ve atlı kızaklarla gezinti yapıldığı Göl bu yıl geç de olsa havaların ısnması ile birlikte Nisan'nın sonlarında çözülmeye başladı. Yüzeyi erimeye başlayan Çıldır Gölü'nün içerisinde dev buz kalıntılarının bulunduğunu söyleyen balıkçı Atanur Dursun, "Kars ile Ardahan illerinin arasında bulunan ve deniz seviyesinden 1959 metre yüksekliğindeki Çıldır Gölü erimeye başlayınca bende ilk kez teknemle balığa çıktım. Gölün yüzeyi Aralık'ta donmaya başlar ve Mart sonlarına doğru açılırdı. Göl geçtiğimiz yıla göre bu yıl 1 ay geç çözülmeye başladı. Çıldır Gölü her mevsim ayrı bir güzellik içeriyor. Şu an birbirinden ayrılan dev buz tabakaları var. Bunlara dikkat ediyoruz. Titanik'te olduğu gibi buz dağlarına çarpıp batmak istemiyoruz" diye konuştu

Görüntü Dökümü
--------------------
-Çıldır gölün eriyen buzlardan görüntü
-Buzla kaplı gölden genel ve detaylar
-Balıkçının teknesinde hazırlık yapması
-Balıkçı ile röp
-Balıkçının teknesiyle göle açılması
-Büyük bir kısmı buzla kaplı gölde yüzen kuşlar
-Gölden genel ve detaylar
-Balıkçının ağına takılan balıkları çıkarması

Haber-Kamera: Suat İNCEDERE / ÇILDIR, (ADAHAN), (DHA

====================================================

5)ÇOCUK İSTİSMARINA TEPKİ İÇİN MAÇA AĞIZLARINI BANTLAYARAK ÇIKTILAR

ERZURUM, Atatürk Üniversitesi'nde bahar şenlikleri kapsamında düzenlenen futbol turnuvasında İletişim Fakültesi takımı çocuk istismarını protesto etti. Oltu Meslek Yüksekokulu (MYO) ile oynanan maça, ağızlarını bantlayarak çıkan İletişim Fakültesi Futbol takımı "Çocuklar bizim geleceğimiz toplumun onlara sahip çıkması gerekiyor" dedi.İstanbul'da yaşanan çocuğa istismar olayı Atatürk Üniversitesi'nin düzenlediği futbol turnuvasında protesto edildi. İletişim Fakültesi futbol takımı kampüsteki stadyumda oynanacak Oltu MYO maçı öncesi İstanbul'da yaşanan çocuk istismarına yeşil sahada tepki gösterdi. Yusuf Uğurlu, Ahmet Kotan ve Ela Kotan hakem üçlüsünün görev aldığı maça 'Çocuklar Susar, Sen Susma, Geleceğine Sahip Çık' pankartıyla çıkan öğrenciler ağızlarını da bantladı. Oltu MYO takımının da destek verdiği öğrenciler, maç başlayana kadar ağızlarındaki bantları çıkarmadı. İletişim Fakültesi takımının idarecisi Dr. Öğretim Üyesi Ayhan Doğan, çocuk istismarına tepki ve farkındalık oluşturmak için maçların tamamına pankartla çıkacaklarını söyledi. 'Çocuklar Susar, Sen Susma, Geleceğine Sahip Çık' yazılı pankartın önemli bir mesaj içerdiğini ifade eden Doğan, "Çocuklar bizim yarınımız, bu ülkenin yarını. Çocuklarımıza sahip çıkmamız lazım. Bu işe tevessül eden insanlara hayvan denmesi bile yanlış. Bugüne kadar bir boğanın, ya da köpeğin yavrulara istismarda bulunduğunu görmedik. Bunlara hayvan demek te yanlış. Çocuklarımız korumamız lazım. Farkındalığı artırmak adına maçlarımıza bu pankarta çıkacağız" diye konuştu.
İletişim Fakültesi takımı oyuncularından Burak Kurt, takım olarak açtıkları pankartla verdikleri mesajın herkese ulaşması temennisinde bulundu.

Görüntü Dökümü
------------------------
-Takım oyuncularının ısınma çalışmaları
-İletişim Fakültesi takımından görüntü
-Pankartın görüntüsü
-Hakemler ve diğer takım
-İletişim fakültesi takımının sahaya pankartla çıkması
-Ağızları bantlı olan oyuncular ve pankartın görüntüsü
-Oltu MYO ve hakemlerin destek vermesi
-Pankartlı selamlama
-Kadın hakemin görüntüsü
-Maçtan detaylar
-Dr. Öğretim Üyesi Ayhan Doğan ile röp
-Futbolculardan Furkan Kurt ile röp

Haber: Salih TEKİN - Kamera: Zafer KUMRU / ERZURUM, (DHA)

===========================================================

6)RİSKLİ İŞ YERLERİNDE KORUNAKLI ORTAM OLUŞTURABİLMEK İÇİN KURŞUN GEÇİRMEZ MERMER ÜRETTİ

Bursa'da, sıradan mermer üretimine son vermek isteyen İskender Burukhamzaoğlu, yapmış olduğu çalışmalar sonrasında kurşun geçirmez mermer üretti. Kalınlığı 2 santimetre olan kurşun geçirmez mermeri, para transferlerinin yoğun olduğu iş yerlerinde güvenli ortam oluşturabilmek için ürettiğini söyleyen Burukhamzaoğlu, " Duvarı oniks mermerinin vermiş olduğu sıcaklıkla dekore edip çelik kasa edasında korunaklı bir ortam oluşturulabilir" dedi.Yaklaşık 30 yıldır mermercilik yapan İskender Burukhamzaoğlu (47), kuyumcu soygunları, banka soygunları ve çeşitli saldırılara karşı iç mekanlarda korunaklı ortam oluşturabilmek için çeşitli çalışmalar yaptı. Mermeri saydam ve ince bir hale getirerek güvenli bir ortam oluşturabilmek için araştırmalar yapan Burukhamzaoğlu, 3 yıllık bir araştırmanın ardından kurşun geçirmez mermer üretti. 2 santimetrelik plaka halinde üretmiş olduğu kurşun geçirmez mermeri ilk etapta ofis masası olarak tasarlayan Burukhamzaoğlu, talep gelmesi halinde kamu kurum ve kuruluşlarında, para alışverişlerinin yoğun olduğu banka ve kuyumcu gibi işyerlerinde kurşun geçirmez mermer sayesinde güvenli alanlar oluşturabileceğini dile getirdi.
'NOTER HUZURUNDA SİLAH ATIŞI GERÇEKLEŞTİRDİK'
Sıradan mermer üretiminden vazgeçerek kurşun geçirmez mermer ürettiğini belirten Burukhamzaoğlu, "Mermer ticari anlamda herkesin sıradan kullandığı bir ürün. Uygulama alanları çok farklı değil. Zemin, duvar uygulamaları, banyo, mutfak tezgahları gibi bir çok alanda kullanılıyor. Oniks sahamızı edindikten sonra biz bu mermere farklı alanlarda kullanılabilir mi diye bakınca, kurşun geçirmez özelliği katabilir miyiz diye düşündük. Bir kaç arkadaşımızla yaptığımız bilgi alışverişleriyle mermerin arkasına bir kaç farklı ürünü de oluşturunca kurşun geçirmez özelliği kazanabileceğini savunduk. Yaptığımız çalışmalar sonucunda ürünü plaka haline getirdik. Noter huzurunda silah atışlarını gerçekleştirdik" dedi.
KORUNAKLI VE DEKORATİF
Kurşun geçirmez mermerden ilk etapta ofis masası yaptığını söyleyen Burukhamzaoğlu, "Çeşitli fuarlarda ışık geçirir kurşun geçirmez masamızı sergiledik. Güzel tepkiler aldık. Büyük bir ihtiyaç değil ama görsel anlamda oniks mermerinin de vermiş olduğu görsel sıcaklıkla korunaklı bir alan oluşmuş oluyor. Bizim düşüncemiz, kuyumculuk kendine göre zor bir zanaat. Kendine göre vitrin değerleri olması gereken bir meslek dalı. Risk içeren bir konu. Bu tarz meslek gruplarına korunaklı, dekoratif, müşterinin gözüne sıcak gelebilecek bir vitrin ve masa oluşumu yapılabilir. Maliyete katlanılabilmesi durumunda dükkanın mermerle kaplanması da söz konusu. Amacımız, para alışverişinin olduğu bir alanda yetkiliyi korunaklı ortama alabilmek. Aklımıza gelen konulardan bir diğeri risk içeren alanlarda, kamu kuruluşlarının resepsiyon girişlerinde, tehdit içerikli alanlarda, vatandaşlarımızında rahatsız olmayacağı görsel anlamda bir değer çıkarılabilir" ifadelerini kullandı.
'ÇELİK KASA GİBİ'
Kurşun geçirmez mermer sayesinde hem dekoratif hem de çelik kasa sayılabilecek korunaklı alanlar oluşturulabileceğini söyleyen Burukhamzaoğlu, "Kullanım alanları itibariyle banka, galeri ve ofislerin ara bölmeleri kurşun geçirmez mermerle kaplanabilir. Bunlar çoğaltılabilir. Banka kendine göre tedbiri alıyor fakat olasılıklar itibariyle memurundan sade vatandaşına kadar bir ara bölme oluşturulup dekoratif korunaklı alanlar katılabilir. Duvarı oniks mermerinin vermiş olduğu sıcaklıkla dekore edip çelik kasa edasında korunaklı bir ortam oluşturulabilir" dedi. Mermerin kalınlığının 2 santimetre olduğunu dile getiren Burukhamzaoğlu, "Oniks mermerini 2 santime kadar işlemek kolay değil ama biz bunu başardık. Ürünümüz daha da inceltilebilir fakat incelmesi riski artırır. Ürünümüzün metrekare fiyatı 4 bin lirayı buluyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-----------------------
-Mermer fabrkasından detaylar
-Çalışan işçilerden detaylar
-Kurşun geçirmez mermere poligonda atış yapılması
-İskender Burukhamzaoğlu röportajı

Süre: 05.55 Boyut: 663 MB
Haber-Kamera: Semih ŞAHİN/BURSA, (DHA)

======================================================

7)KOYUN SÜRÜLERİ, YAYLA YOLUNDA

ERZİNCAN'da ilkbaharın gelmesi ile birlikte koyun sürüleri, yaylalara çıkarılmaya başladı.Yaklaşık bir hafta sürecek yolculuğun ardından sürüler yaz aylarını Munzur Dağı yaylalarında geçirecekler.
Erzincan'ın Kemah ilçesi'de hayvancılık yapan Sedat ve Vedat Altunel Kardeşler havaların ısınmasıyla birlikte kendilerine ait 700 koyun ile birlikte Munzur Yaylaları'na ulaşabilmek için yola çıktılar. Sabah erken saatlerinde göç yoluna başlayan koyun sürüsü yaklaşık 1 hafta sürecek yürüyüşün ardından yaz aylarını geçirecekleri Munzur Dağı eteklerindeki yaylalara ulaşacaklar. Yolculuk sırasında bir anda çıktıkları karayolunu kaplayan yüzlerce koyun araç sürücülerinin şaşkın bakışları arasında ilerlerken renkli görüntüler oluşturdu. Sürü sahibi Sedat Altunel, kış aylarını ilçe merkezinde geçirdiklerini, ilkbaharın gelmesi birlikte sürüyü yaylaya çıkardıklarını söyledi.
Ağabeyi Vedat Altunel ise, iki günlük yolculuğun ardından Munzur Dağı eteklerine ulaşacaklarını belirterek, "Oradan devam ederek, bir hafta sonunda yaylalara ulaşacağız. Yaz aylarını yaylalarda geçirdikten sonra tekrar geri döneceğiz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-----------------------
-Koyun sürüsünün yolda ilerlemesinden görüntü
-Koyunlardan görüntü
-Koyunların geçmesini bekleyen araçlardan görüntü
-Sürü sahiplerinin açıklamaları

Haber-Kamera: Coşkun MENEK / ERZİNCAN, (DHA)

====================================================

8)URLA'DA YETİŞMEZ DENİLEN ÇİLEK GEÇİM KAYNAĞI OLDU

İZMİR'in Urla ilçesinde, kadınlar belediyenin hayata geçirdiği çilek üretimi projesiyle istihdama dahil edildi. İlk zamanlar 'Urla'da yetişmez' denilerek dikilmeyen çilek, artık katma değeri yüksek bir ürün haline dönüştü. 3 yıl önce yalnızca 3 üretici kadın ile başlayan projeden şimdi 43 kadın faydalanıyor. İlçede kurulan pazarlarda satılan organik çilekler, birçok evin geçimini sağlıyor. Üretici kadınlar, üründen memnun kalan tüketicinin, sipariş vermeye başladığını söyledi.
İzmir'de Urla Belediyesi, ilçede kadın istihdamını arttırmak ve parçalanmış tarım arazilerini değerlendirmek için proje hazırladı. Proje kapsamında Urla'da yaşayan çiftçi kadınlara, çilek fideleri dağıtıldı. 3 yıl önce başlayan projenin ilk yılında yalnızca 3 kadın başvuruda bulundu. Çiftçi kadınlar çilek üretiminden memnun kalınca, ikinci yıl ilçedeki birçok kadın, projeden faydalanmak istediklerini belirtti. 3 kişiyle başlayan proje, şimdi 43 üretici kadın ile devam ediyor.
Urla Belediyesi Tarım Birim Sorumlusu Pelin Şendağ, ilçede küçük ve parçalanmış tarım arazilerinde katma değeri yüksek ürünler yetiştirerek bu alanları değerledirmek ve kadınlara istihdam alanları yaratmak için formül ararken, böyle bir proje hayata geçirdiklerini söyledi. Urla'da çileğin yetişmesinin zor olacağını düşünenlerin, ilk etapta bu çalışmaya temkinli yaklaştıklarını belirten Pelin Şendağ, "Çünkü çilek Urla'da yetişen bir bitki değil ama biz projede ısrarcı olduk. Kısa sürede çilekten beklenilen verim ve ekonomik girdi istenilen ölçüde sağlandı" dedi.

'HEDEFİMİZE ULAŞTIK'

Projeden faydalanmak isteyen kadınların belediyeye başvuruda bulunduklarını, ardından başvuru yapan üreticilerin toprak analizlerinin yapıldığını ve toprağı çilek yetiştirmeye uygun olan kadınlara fide verildiğini belirten Şendağ, "Biz, talepleri alıyoruz. Çilek için başvuru yapan kadınların Urla'da ikamet etme zorunlulukları var, ayrıca çiftçi olmaları gerekiyor. Gelir durumlarına da bakılıyor. Düşük gelirli olan kadınlar, projeden faydalanıyor" diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin de projeye destek verdiğini ve hedeflerine ulaştıklarını belirten Şendağ, bundan sonra farklı ürünler yetiştirmek için yeni çalışmalar yapacaklarını da ekledi.

'SİPARİŞ ALDIĞIMIZ BİLE OLUYOR'

Urla'nın Torasan Mahallesi'nde yaşayan üretici kadınlardan Ayhan Kutluay (53), 2 dönümlük tarlada çilek üretimi yapıyor. Evli olan ve 2 çocuğu bulunan Ayhan Kutluay, daha önce biber ve patlıcan gibi ürünler yetiştirdiğini, 2 yıldır da çilek üretimiyle geçimlerini sağladıklarını belirtti. Kutluay, "Cumartesi ve çarşamba günleri çilekleri topluyoruz. Eşim köyün pazarında çileğin bir kilogramını 15 liradan satıyor. Satışlarımız çok iyi. Pazara giden ürün geri gelmiyor. Üstüne sipariş bile aldığımız oluyor. Ürünlerimiz tamamen organik" diye konuştu.

'EVİMİZİN GEÇİMİNİ SATTIĞIMIZ ÇİLEKLERDEN SAĞLIYORUZ'

Evli ve 2 çocuk annesi olan çiftçi Semra Özçelik (56) de daha önce tarlasında domates ve patlıcan gibi ürünleri yetiştirdiklerini söyledi. Belediyenin çilek fidesi verdiğini tesadüfen duyduğunu, sadece küçük bir alana fide dikmek için belediyeye gittiğini ve bunun bir proje olduğunu öğrendiğini anlattı. Özçelik, daha sonra kendisinin de projeye dahil olduğunu belirterek, "Çilek, bizim daha önce hiç ekmediğimiz bir üründü. İlk ektiğimiz zaman, bitkinin nasıl yetiştiğini bilmediğimiz için sorun yaşadık. Fideler tutacak mı, tutmayacak mı diye endişe yaşadık. Meraktan geceleri uyuyamadık" dedi. İlk yıl çilek üretimi yaparken sorun yaşadıklarını daha sonra tecrübe kazandıklarını belirten Özçelik, "Çok zahmetli bir iş ama biz keyif alarak yapıyoruz. Çilek ürettiğimiz için çok memnunuz. Ev ekonomisine katkısı gerçekten yadsınamaz. Şuanda ürettiğimiz ve sattığımız çilekten para kazanıyoruz. Evimizin geçimini çilekten kazandığımız para ile sağlıyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü
-----------------------
-Urla'daki üretici kadınların ektiği çileklerden görüntü
-Çilek tarlasından detay
-Üretici kadınlar ve Urla Belediyesi Tarım Birim Sorumlusu Pelin Şendağ ile röp.
-Genel ve detay görüntü

9)BU TAVUKLAR MAVİ YUMURTLUYOR

MANİSA'nın Şehzadeler ilçesinde yaşayan fabrika işçisi 27 yaşındaki Mustafa Gürer'in evinin bahçesinde beslediği Amerikan ırkı tavukları, mavi kabuklu yumurta yumurtluyor.
Kuşlubahçe Mahallesi'nde yaşayan, beyaz eşya üreten bir fabrikada işçi Mustafa Gürer, kuş merakı nedeniyle bir süre 100 çift muhabbet kuşu besledi. Ancak işi nedeniyle kuşlarla fazla ilgilenemeyen Gürer, daha sonra bunları sattı. Gürer'in internette gördüğü, Kuzey Amerika ırkı olan 'Ameraucana' cinsi, kabuğu açık mavi renkli olan yumurta yumurtlayan tavuklar dikkatini çekti. Düzce'de üretim yapan bir kişiye ulaşıp 10 yumurta satın alan Gürer, evine aldığı kuluçka makinesinden civciv çıkarttı. 10 yumurtadan 7 civciv elde eden Gürer'in şansına, bunlardan 3'ü dişi çıktı. Gürer'in toplamdaki 7 civcivi zamanla 50 oldu. Yumurtaları yiyen, komşularına veren Gürer, ayrıca tavuklarla birlikte satmaya da başladı.
Mavi renk yumurtaların dikkat çektiğini belirten Gürer, "Merak eden komşularım var. Onlara da veriyorum. Biz de yiyoruz. Lezzeti pazarda aldığımız yumurtadan daha iyi. Bu yumurtanın diğer yumurtalardan farkı ise tatlı bir tadının olması" dedi. Türkiye'nin her yerine yumurta ve civciv gönderdiğini de belirten Gürer, "İsteğe göre yumurta ya da civciv gönderiyorum. Tavukların fiyatları 200 lira, yumurtanın fiyatını ise 7 lira" dedi.
Manisa Veterinerler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Veteriner Hekim Bilal Birlik, "Bir tavuktan zararlı bir şey çıkmaz. Özellikleri bakımından daha yoğun olabilir. Bir civciv oluşturabilen bir yumurtadan bahsediyoruz. Cinsi fark etmiyor. Eğer bir yumurtadan civciv çıkabiliyorsa, bu yumurta sağlıklı demektir. Onun için vatandaşlar mavi yumurta yiyebilir. Genel anlamda da yumurta çok sağlıklı bir gıdadır" dedi.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- Tavukların görüntüsü
- Kümes görüntüsü
- Yumurtaların görüntüsü
- Mustafa Gürer rop
- Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Erhan KASIRGA / MANİSA, (DHA)

======================================================

10)POLİS, OYUNCAK AYI İÇİNE GİZLENMİŞ RUHTASIZ SİLAH BULDU

ADANA'da polis, kent genelinde yaptığı asayiş uygulamasında durdurduğu bir otomobilde oyuncak ayı içine gizlenmiş ruhsatsız tabanca ele geçirdi.İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Asayiş Şube ekipleri, kent genelinde asayiş uygulaması yaptı. Yapılan aramalarda polis, şüphelendiği bir aracı durdurdu. Otomobilin arkasında bulunan oyuncak ayıyı kontrol eden polis, ayı içine gizlenmiş ruhsatsız tabanca buldu. Araç sürücü gözaltına alındı. Yapılan kontrollerde ayrıca, 13 bin 196 kişinin kimlik sorgusu yapıldı, 5 bin 682 araç kontrol edildi. 183 sürücüye ise 126 bin 187 lira ceza kesildi. Yabancı uyruklu kişileri izinsiz taşıyan 8 araç sürücüsüne 89 bin 990 lira idari para cezası uygulandı. Polis ayrıca ruhsatsız 19 tabanca, 13 av tüfeği, 13.8 gram eroin, 70 gram esrar, 13 gram skunk esrar, 80 uyuşturucu hap ele geçirdi. Çeşitli suçlardan aranan 51 kişi ise yakalandı.

Görüntü Dökümü
--------------------
- Polisin otomobili araması
- Arka bölümdeki oyuncak ayı
- Oyuncak ayının kontrol edilmesi
- Ayının içinden çıkan tabanca

Haber-Kamer:Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,(DHA)

====================================================

11)BUCALILAR'DAN 450 EVE GIDA YARDIMI

İZMİR'in Buca ilçesinde yaşayan bir grup gönüllü, ramazan ayı öncesi ihtiyaç sahibi ailelere gıda ve erzak yardımı başlattı. Sosyal medyada bir araya gelerek farklı yardım faaliyetlerine öncülük eden Bucalılar, alan elin veren eli görmediği kampanya ile 450 dezavantajlı aileye destek oldu.
Sosyal medyada bir araya gelerek farklı yardım kampanyalarına öncülük eden 'Bucalılar' grubu, kış aylarında 'askıda ekmek' uygulamasından esinlenerek başlattıkları 'askıda kömür' modeline bir yenisini ekledi. Yeni bir yardımlaşma örneği ortaya koyan grup, ihtiyacı olan dar gelirli insanlara ramazan öncesi gıda desteği yaptı.
Nüfusun yoğun olduğu Buca ilçesinde, atalarından öğrendikleri dostluk, barış ve paylaşma kültürünü sürdürdüklerini söyleyen Bucalılar grubunun sözcüsü Baki Kanıcı, sosyal medyadaki sayfalarında 1 ay öncesinden bir duyuru yaptıklarını belirterek, "Dar gelirli ailelere Ramazan öncesi erzak yardımı için bir çağrı yaptık. Kimse bütçesini zorlamadan gönlünden kopan miktarı bağışladı. 1 ayda toplanan parayla 450 koli hazırladık. Kolilerin her birinde ayçiçek yağı, un, şeker, pirinç, makarna, bulgur, çay, salça, nohut, mercimek, şehriye, zeytin ve sofra tuzundan oluşan 13 kalem gıda malzemesi var" dedi. Bucalılar sayfasının 8 bin 600 üyesi bulunduğunu anlatan Kanıcı, Hollanda, İsveç, Almanya gibi ülkelerde kampanyayı duyanların da kendilerine destek verdiğini belirtti. Kış boyunca kömür yardımı yaptıklarını belirten Kanıcı, Bucalılar olarak 150 eve ateş, 450 eve aş olduklarını söyleyerek şöyle konuştu:
"Dünyanın her yerindeki Bucalılar bize katkı verdi. 450 aileye ulaştık. Biz Bucalılar atalarımızdan öğrendiğimiz dostluk barış ve paylaşmayı hayata geçirdik. Mahalle muhtarları bize isimler verdi. Tüm gönüllülerimize teşekkür ederiz. İnsanlara iyiliği, dostluğu, kardeşliği anlatabilmemize yardımcı oldular. Dağıtıma hazırız. İlk teslimatı Yaylacık Mahallesi'ne yapacağız."
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ DE VAR
Buca'da 46 yıllık esnaf olduğunu belirten kömür satıcısı Eşref Dinçtürk, "30 yıldır yaptığımız erzak yardımını Bucalılar grubu ile birlikte devam ettiriyoruz. Bucalılar olarak çoğu aileyi yakından tanıyoruz. Ama bazı aileler değişiyor. Mahalle muhtarları bize yardımcı oldu. Bu yardımlar Ramazan'da daha makbul olduğu için bu aydan itibaren daha fazla yapıyoruz" dedi. Askıda kömür kampanyasının çok ses getirdiğini anlatan Ayhan Ergüç de "Yurdun çeşitli illerinden bize dönüşler oldu. Kampanyamız ses getirdi. Bucalılar tüm insanlığı birliğe, beraberliğe ve iyiliğe davet ediyor. İşallah bu yardımlar da askıda kömür gibi ses getirir" diye konuştu. Buca'da 20 binden fazla kişinin yaşadığı Yaylacık Mahallesi'nin muhtarı Hasan Gırız da şunları söyledi:
"Ben doğma büyüme Bucalı olarak çok mutluyum. Selanik'ten geldik, dedelerimden beri Buca'nın sahipleriyiz. Ben mahallemde, bu yardıma ihtiyacı olan yaklaşık 45 ev tespit ettim. Yaylacık'ta da çok sayıda üniversite öğrencisi var. Eminim bizleri gördüklerinde hem çok şaşıracak hem de sevinecekler."

Görüntü Dökümü
--------------------
-Kolilerden görüntü,
-Kolinin açılmasından ve içindeki gıda malzemelerinden görüntü,
-Kolilerin kamyonete yüklenmesinden görüntü,
-Röpler.

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Melis KARAKUZULU / İZMİR, (DHA)

======================================================

12)ULUSLARARASI FESTİVAL İÇİN MOZAİK VE SERAMİK SANATÇILARINDAN ORTAK ÇALIŞMA

MUĞLA'nın Datça ilçesinde yer alan Uluslararası Knidos Kültür ve Sanat Akademisi'nde (UKKSA), bu yıl 'Göç ve Kimlikler' temasıyla '9. Knidos'un Sır'ı Sanat Festivali' gerçekleşecek. 31 Ekim'e kadar 40'a yakın etkinliğin yapılacağı festival için kente gelen mozaik ve seramik sanatçıları ise çalışmalarına başladı.
UKKSA'da bu yıl resim, heykel, seramik, mozaik, edebiyat, tiyatro, şiir ve müzik dinletileri, söyleşi ve konserler olmak üzere 40'a yakın etkinlik yapılacak. 100'ü aşkın sanatçı ile binlerce sanatsever, 9. Knidos'un Sır'ı Sanat Festivali kapsamında misafir edilecek. Festival etkinlikleri çerçevesinde çalışmalar, 20 Nisan ila 31 Ekim arasında gerçekleştirilecek. 12 Ağustos'ta yapılan programda ise etkinliklerde ortaya çıkan eserler, halka sunulacak. Bu yıl ayrıca sanat ve edebiyat alanında önemli hizmetleri bulunan isimlere, 'Yaşam Boyu Onur' ödülleri verilecek. Onur ödülü verilecekler arasında Prof. Korkut Boratav, yazar Ayşe Kulin, Türk keman virtüözü Suna Kan, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, ünlü spor spikeri Halit Kıvanç, ressam Özdemir Altan, sanayici Yunus Büyükkuşoğlu, sinema yazarı Atilla Dorsay, şair ve yazar Hilmi Yavuz gibi isimler yer alıyor.
Festival için çalışma yapacak sanatçılardan ilk grup, Datça'ya geldi. Türkiye'nin farklı illerinden 7 mozaik sanatçısı ile Bodrum ART Kültür ve Sanat Derneği üyesi 15 seramik sanatçısı, 10 gün süreyle UKKSA'da üretecekleri eserler için ortak çalıştayda çalışmaya başladı. Çalıştayın proje koordinatörlerinden mozaik sanatçısı Süha Semerci, "Bu çalıştay, aynı zamanda Datça'da yapmayı planladığımız, uluslararası mozaik festivalinin bir anlamda ön çalışması oluyor. Aramızda usta mozaik sanatçılarının yanı sıra bu sanatı hobi amaçlı yapan arkadaşlarımızda bulunuyor. Mesleğin ustaları olarak onlara, sanatın püf noktalarını ve inceliklerini uygulamalı olarak gösterebilmek bizleri ayrıca mutlu ediyor. Datça'da 9 yıldır sanata ve sanatçılara kapılarını açan UKKSA'yı çok önemsiyoruz. Bu tür örneklerin ülke çapında yaygınlaşmasını umut ediyoruz" dedi.
Bodrum ART Kültür ve Sanat Derneği Başkanı İnci Başağa Yörükoğlu ise, UKKSA'daki etkinlikle bu yıl 3'ncü kez katıldıklarını belirterek, "Bu yıl aynı anda mozaik sanatçıları ile bir arada çalışıyor olmak bize ayrı bir mutluluk verdi" dedi.

Görüntü Dökümü
---------------------------
- UKKSA'da mozaik ve seramik sanatçılarının çalışmalarından görüntüler…
- Mozaik sanatçısı Süha Semerci ile röp.
- Seramik sanatçısı İnci Başağa Yörükoğlu ile röp.
Haber- Kamera: Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla), (DHA)


Popular Articles

Latest Articles