CIA ajanlarınca kaçırıldığını iddia eden İranlı nükleer bilimci Şahram Emiri, Washington'dan ayrılarak İran'a doğru yola çıktı.
Amerika Birleşik Devletleri ajanlarınca kaçırıldığını iddia eden İranlı bir nükleer bilimci, ülkeden ayrılarak İran'a doğru yola çıktı.
İran dışişleri bakanlığı geçen yıldan bu yana kayıp olan Şahram Emiri'nin, ülkeye döndüğünde yaşadıklarını ayrıntıları ile anlatacağını söylüyor.
İranlı yetkililer Emiri'nin geçen yıl Suudi Arabistan'da hac ziyareti yaparken, CIA ajanlarınca kaçırılıp ABD'ye götürüldüğünü öne sürüyor.
ABD dışişleri ise, Emiri'nin ülkeye özgür iradesi ile gittiği konusunda ısrarlı.
Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Emiri'nin ülkeyi terk etmekte de özgür olduğunu açıkladı.
Pazartesi akşamı Washington'daki Pakistan elçiliğinin İran çıkarları dairesine sığınan Emiri ülkesine dönmek istediğini söylemişti.
İran'ın ISNA haber ajansı, Emiri'nin üçüncü bir ülke üzerinden İran'a gideceğini söyledi.
ABD kendi 'kayıp'larına dikkat çekti Hillary Clinton, Emiri'nin ülkeden ayrılmakta serbest olduğunu belirtirken, durumunu İran'da dağ yürüyüşü yaparken, ülkeye yasadışı giriş yapmaktan gözaltına alındıklarını söyleyen dağcıların durumuyla karşılaştırdı.
Bu kişiler bir yıldır İran'da tutuklu.
Clinton ayrıca 2007'de İran'da kayıplara karışan Robert Levinson adlı eski bir FBI ajanı hakkında da bilgi istediklerini söyledi.
Geçen ay, pei peşe Emiri'ye ait olduğu öne sürülen üç ayrı video mesajı ortaya çıkmıştı.
Bunlar Emiri'nin nerede olduğu ve nasıl koşullarda yaşadığı konusunda birbiriyle taban tabana zıt bilgiler içeriyordu.
Emiri birinci kayıtta, kaçırılıp ABD'ye getirildiğinden beri işkenceye uğradığını ve Amerikan istihbaratı tarafından baskı altına alındığını söylüyor.
İkinci kayıtta ise ülkede eğitim gördüğünü anlatıyor, "Burada özgürüm ve herkesi iyi olduğum konusunda temin ederim" diyor.
Üçüncü kayıtta ise, Virginia'da kendisini alıkoyan ajanların elinden kaçtığı, ama yeniden yakalanmasının an meselesi olduğu öne sürülüyor.
Emiri İsrail'i de suçladı Danimarka merkezli Atlantic News televizyon kanalına röportaj veren Emiri ise, kaçırıldığı iddialarını yineledi ve kandırılarak bir araca bindirildiğini söyledi.
Emiri, Hac için Suudi Arabistan'da olduğu sırada beyaz bir kapalı kamyonetteki resmi giyimli kişilerin kendilerini İranlı hacılar olarak tanıttıklarını ve bu yolla arabaya binmesini sağladıklarını söylüyordu.
Emiri röportajında ayrıca, kendisini kaçıranların, işbirliği yapmaması halinde İsrail'e teslim etmekle tehdit ettiklerini de ifade etti.
Emiri'nin iddiasına göre, İsrail, kaçırılma olayının sorumluluğunu alıp, kendisini gizli cezaevlerinde konuşmaya zorlamaya da hazır olduğunu belirtmiş.
Spekülasyonlar İran basınında yer alan haberlerde Emiri'nin, Devrim Muhafızları ile yakın bağlantıları olan Tahran'daki Melik İştar Üniversitesi'nde araştırmacı olarak çalıştığı belirtilirken, kimi haberlerde ise ülkenin atom enerjisi kurumunda çalıştığı ve nükleer program konusunda geniş bilgi sahibi olduğu öne sürülüyor.
Amerikan basınında ise Emiri'nin başta saf değiştirdiği, ancak İran'da kalan ailesine baskılar dolayısıyla fikrini değiştirerek ülkesine dönmeye karar verdiği spekülasyonları yapılıyor.
Amerikan ABC televizyonu, bu yılın mart ayında Emiri'nin saf değiştirdiğini ve ABD istihbaratına, İran'ın nükleer programı ile ilgili önemli bilgiler verdiğini duyurmuştu.
TV kanalı, bu bilgiler arasında, varlığı yakın zaman önce açıklanan, Kum kentindeki uranyum zenginleştirme tesisine ilişkin bilgilerin de olduğunu yayınlamıştı.
İran ve ABD arasındaki ilişkilerin 1979'da kesilmesinden bu yana iki ülkenin birbirlerinin topraklarında elçilikleri bulunmuyor; iletişim için başka ülkelerin elçilikleri kullanılıyor.
İran olayla ilgili olarak, ABD ile iletişimi sağlayan İsviçre büyükelçisini en az iki kez dışişleri bakanlığına çağırmış, Emiri ile, ABD'de 'yasadışı olarak alıkonduğu' iddia edilen 10 İranlının derhal iadesini istemişti.