Avrupa Birliği, karışıma yüz tanıma verilerini ekleyerek DNA, parmak izleri ve suçlularla ilgili diğer verileri paylaşmak için kullanılan bir veritabanını genişletmeyi planlıyor.
Planlar, 27 üyeli blokta polis teşkilatını “modernleştirmeye” yönelik daha geniş bir girişimin parçası ve Prüm II veri paylaşımı önerileri kapsamında yer alıyor. AB, ilk olarak Aralık ayında bu hamleyi duyurdu.
Avrupa Dijital Hakları (EDRi) için çalışan Ella Jakubowska, “Yarattığınız şey, dünyada görebileceğimizi düşündüğüm en kapsamlı biyometrik gözetim altyapısıdır” dedi.
Çoğu mahremiyet savunucusu olan, rıza dışı yüz tanıma sistemlerini reddeden herkes için endişe verici bir gelişme. Bu kadar yaygın ve endemik bir sistemin kötüye kullanılma potansiyeli çok büyük.
AB’nin genel olarak gizlilik yanlısı duruşuna ve teknoloji devlerini ve yapay zekayı düzenleme çabalarına rağmen, Prüm II CCTV, sosyal medya ve sabıka fotoğraflarından alınan görüntülere dayalı olarak geriye dönük yüz tanıma kullanımına izin veriyor.
Korkunç bir gelecek
AB’nin önerileri, AB içindeki herhangi bir polis gücünün bir fotoğrafı veritabanındakilerle karşılaştırabileceği anlamına geliyor; bu, istendiğinde insanları bulmak için çok güçlü bir sistem. EDRi tarafından elde edilen bir belge, belirli bir arama için 10 ile 100 arasında yüz eşleşmesi olabileceğini gösteriyor.
Nisan 2021 tarihli belgeler, mevcut görsellerin çokluğu hakkında fikir veriyor. Örneğin Macaristan’ın 30 milyon fotoğraf içeren bir veri tabanı var; İtalya 17 milyon, Fransa 6 milyon ve Almanya 5.5 milyon.
Modern gözetim o kadar yaygın ve güçlü ki, bu sistem için mevcut kötüye kullanım vektörleri çok büyük. AB bunu söylerken “[o]Yalnızca şüphelilerin veya hüküm giymiş suçluların yüz görüntüleri değiş tokuş edilebilir,” bunun nasıl kötüye kullanılabileceğini görmek kolaydır.
Örneğin, “Şüpheliler” çok geniş bir şekilde yorumlanabilecek bir terimdir ve bir suistimal meydana geldiğinde gözetim için çok az başvuru vardır.