H­o­u­s­e­ ­o­f­ ­t­h­e­ ­D­r­a­g­o­n­ ­9­.­ ­b­ö­l­ü­m­ ­b­i­r­ ­h­a­y­a­l­ ­k­ı­r­ı­k­l­ı­ğ­ı­ ­v­e­ ­f­i­n­a­l­ ­i­ç­i­n­ ­e­n­d­i­ş­e­l­e­n­i­y­o­r­u­m­

H­o­u­s­e­ ­o­f­ ­t­h­e­ ­D­r­a­g­o­n­ ­9­.­ ­b­ö­l­ü­m­ ­b­i­r­ ­h­a­y­a­l­ ­k­ı­r­ı­k­l­ı­ğ­ı­ ­v­e­ ­f­i­n­a­l­ ­i­ç­i­n­ ­e­n­d­i­ş­e­l­e­n­i­y­o­r­u­m­


Tasarım gereği, House of the Dragon, selefi Game of Thrones’a çok benzer bir gösteri gibi geliyor. Açılış tema şarkısı, King’s Landing’in yeri, ağartılmış Targaryen perukları, orta çağ kostümleri, “vaad edilen prens” kehaneti ve bunların hepsinin cinsiyeti, kanlılığı ve siyaseti – hepsi Game of Thrones’un ayırt edici özellikleri. Prequel’in konusu, kelimenin tam anlamıyla, sadece birkaç yüzyıl önce, Demir Taht’ın bir oyunudur.

Game of Thrones’un büyük bir hit olduğunu ve muhtemelen monokültürün son örneği olduğunu düşünürsek, bu şaşırtıcı değil. Bu durumda, aşinalık iddialı izleyicileri doğurur.

Popular Articles

Latest Articles