C­a­n­ ­S­e­l­ç­u­k­i­ ­s­o­n­ ­a­n­k­e­t­ ­s­o­n­u­ç­l­a­r­ı­n­ı­ ­d­e­ğ­e­r­l­e­n­d­i­r­d­i­:­ ­M­u­h­a­r­r­e­m­ ­İ­n­c­e­­n­i­n­ ­o­y­l­a­r­ı­n­ı­n­ ­a­r­t­ı­ş­ı­n­ı­n­ ­i­k­i­ ­s­e­b­e­b­i­ ­v­a­r­

C­a­n­ ­S­e­l­ç­u­k­i­ ­s­o­n­ ­a­n­k­e­t­ ­s­o­n­u­ç­l­a­r­ı­n­ı­ ­d­e­ğ­e­r­l­e­n­d­i­r­d­i­:­ ­M­u­h­a­r­r­e­m­ ­İ­n­c­e­­n­i­n­ ­o­y­l­a­r­ı­n­ı­n­ ­a­r­t­ı­ş­ı­n­ı­n­ ­i­k­i­ ­s­e­b­e­b­i­ ­v­a­r­

Memleket Partisi lideri İnce'nin anketlerdeki yükselişine ilişkin konuşan Can Selçuki ''Bunun iki sebebi var'' diyerek, anket sonuçlarına ilişkin konuştu. Selçuki 6 Şubat'ta yaşanan depremleri işaret ederek ''Depremden sonra oluşan oluşan öfkeyi yakalamayı başardı'' dedi.

Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki, Türkiye Raporu’nun son anketini değerlendirdi ve gündeme dair açıklamalar yaptı. Selçuki, Kılıçdaroğlu'nun yarışa önde başladığını, İnce'nin oylarını depremle artırdığını aktardı.

Gazete Duvar'ın Youtube kanalında Didem Mercan'ın konuğu olan Can Selçuki Türkiye Raporu’nun son anket çalışmalarını değerlendirdi ve gündeme dair açıklamalarda bulundu.

İttifaklar arasındaki oy farkına ilişkin konuşan Selçuki, ‘’Anketlerde en fazla oynaklığı gördüğümüz dönemdeyiz. Daha anketler dengeye oturmuş değil, Mart 15’te yayınladığımız anket sonuçları 3-6 Mart tarihinden sonra sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığının ve Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın adaylığının açıklandığı dönemden sonra yapılmış saha çalışmasıdır. Oraya göre bakınca 2 tane sonuç var. Birincisi, Millet İttifakı Cumhur İttifakı’nın gerisinde kalmış görünüyor.

Çünkü mart ayı başında yaptığımız bu ankette Memleket Partisi’nin ilk defa bu kadar yüksek bir oy oranına ulaştığını gördük. Yani aslında toplamda muhalefetin oyu değişmedi. Muhalefetinin oy kompozisyonu değişti. Normalde Millet İttifakı içinde yer alan oyların Memleket Partisi’ne kaydığını gördük. Bu nedenle Millet İttifakı Cumhur İttifakı’nın altına düşmüş oldu.

İkincisi ise Memleket Partisi’ndeki artış. İki sebebi var bu artışın, biri depremden sonra oluşan oluşan öfkeyi Sayın İnce’nin partisi almayı başardı. İkincisi de bu süreçte oluşan öfkeyi yakalamayı başardı. Oylarını 5.6’ya kadar çıkardı. Geçen hafta yaptığımız çalışmada da 5.6'nın altında kaldığını gördük’’ değerlendirmesini yaptı.

‘’Yarışa kim önde başlıyor?’’ sorusuna yanıt veren Selçuki, ‘’Mart başı itibariyle Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ın önünde olduğunu görüyoruz. Martın ikinci haftasının sonunda yaptığımız araştırmada da benzer bir sonuç bulmuştuk’’ dedi ve sözlerine şu şekilde devam etti:

‘’Kemal Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan’ın önünde olması şu açıdan farklı bir dinamiği ortaya koyuyor: Geçtiğimiz 20 yıl içerisinde Erdoğan girdiği bütün seçimlere muhalefetin önünde başladı. Sayın Erdoğan’ın oylarını muhafazaya etmeye çalıştığı, muhalefetin de ilave oy almaya çalıştığı bir dinamik vardı. Sayın Erdoğan oyları muhafaza ediyordu, muhalefet oylarını arttıramıyordu. Dolayısıyla 20 yıldır AKP tarafından yönetiliyorduk. Bu sefer farklı bir dinamik var: Muhalefet önde başlıyor, muhalefet oylarını muhafaza etmeye çalışırken, Erdoğan ve ittifakı oylarını arttırarak yüzde 50’ye ulamaya çalışıyor.’’

Selçuki, ‘’2023‘te, 2018’de sandık kurulmayan dış temsilciklerde sandık kurulacağını anlıyoruz. Buralarda katılımların ne şekilde olacağını anlamak zor. Öte yandan Avrupa veya Amerika’da katılımın artmasının kimin yararına olduğuna cevap vermek zor. Katılanların hangi partileri destekleyeceğini, seçmen grubundan olacağını bilemiyoruz’’ dedi.

AK Parti'nin 2018'de aldığı 42.6 oy oranını azalttığını ve AK Parti seçmeninin kararında hangi gerekçelerin etkili olduğunu anlatan Selçuki, ‘’Türkiye’deki seçmende 2019 sonunda başlayan 2020’de yerleşen yüzde 60’a 40’lık bir ayrım olduğunu düşünüyorum. Yüzde 60, HDP dahil geniş muhalefet, yüzde 40 da iktidar bloku, cumhur ittifakı. Bunun olmasındaki en büyük sebeplerden biri tabii ki ekonomi. Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin getirdiği sıkıntılar... Covid-19 dönemindeki memnuniyetsizler.

Cumhur İttifakı’ndan ayrılan oy ayrıldı zaten. O nedenle bu saatten sonra Millet İttifakı’nın Cumhur İttifakı’ndan alacağı bir oy yok, geleni muhafaza etme gayreti içerisinde olmalı. Millet İttifakı'nın asıl meselesi bu. Cumhur İttifakı ise gideni geri getirme üzerine yoğunlaşmalı. Dolayısıyla bu saatten sonra bloklar arası büyük geçişler olacağı kanaatinde değilim. O yüzden muhalefete daha avantajlı durumda gözüküyor.

‘’Gençler ne istiyor?’’ sorusuna yanıt veren Selçuki, ‘’Gençlerle anket yaptığımızda şunu görüyoruz: Dertleriniz nedir diyoruz? Babalarının derdi ile aynı. Geçim sıkıntısı yaşıyorlar, barınma sıkıntısı yaşıyorlar, geleceklerinden kaygılılar. Genç kuşağı böyle topyekun ayrı bir heybeye koymak çok makul gelmiyor. Z kuşağının tutarlı olduğu alanlar var. Yeni bir anket yayınladık. Genç seçmenin yüzde 87’si mutlaka oy kullanacağını söylüyor. Genç seçmen hiçte apolitik değil, son derece politik şekilde bu seçimin ne kadar önemli olduğunu farkında oy kullanacaklarını söylüyorlar’’ dedi.

18-30 yaş aralığına bakıldığında CHP’nin önde olduğunu söyleyen Selçuki hemen arkadan AK Parti’nin geldiğini belirtiyor. Selçuki, ilk defa oy kullanacaklarda ise Memleket Partisi ve CHP’nin öne çıktığını söylüyor.

Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) metropollerdeki durumunu değerlendiren Selçuki, ‘’Ben sürpriz olacağı kanaatinde değilim fakat TİP gerçekten adım adım partisini inşa eden, söylemini toplumun farklı kesimleriyle buluşturmayı başaran bir parti…Yeşil Sol Parti ile TİP arasında ortak liste-ayrı liste tartışması var. Çok anlaşamadılar gibi gözüküyor. TİP aslında makul bir şey söylüyor. Burada herkesin bir adım geri atarak düşünmesi lazım. TİP 'Bazı seçim bölgelerinde HDP’ye oy vermekten imtina eden ama buna rağmen TİP’e oy verebilecek seçmen olduğunu görüyoruz' diyor.

Dolayısıyla burada muhalefet adına milletvekili sayısı çıkartabilmek için 'ne her yerde ortak liste ne her yerde ayrı liste yapalım. Bölge bölge çalışalım. Uygun olan yerler bizim listemiz, uygun olan yerde HDP listesi olsun' diyor. 'Güneydoğu Anadolu’da bizim varlığımız yok, güçlü parti HDP’dir. TİP, 'biz aday göstermiyoruz' diyor. Bu işlerin çözümü 0-1 değil. Ya ortak liste ya her yerde ayrı liste değil. Hibrit çözümler bulmak lazım’’ ifadelerini kullandı.

Deprem ve deprem sonrası yaşananların sandığa nasıl yansıyacağını değerlendiren Selçuki, ‘’Deprem açıkçası genel oy tercihinde çok büyük bir değişime yol açmadı ama genç seçmende çok büyük etki yarattı. 2023 depremlerindeki kapasite yoksunluğu, depreme hazırlıktaki eksiklikler seçmende hayal kırıklığı yarattı. Özellikle genç seçmende ciddi bir güvensizlik, kurumlara, yapılara siyasete zaten güvensizlik vardı bunu pekiştirdi’’ şeklinde konuştu.

Selçuki seçim güvenliğine ilişkin, ‘’Parmak boyasının geri gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizim nisan veya mayıs 2022’de yaptığımız Türkiye Raporu anketinde toplumun yüzde 63 parmak boyası geri gelsin diyordu. Türkiye’deki seçim sisteminin en iyi tarafı dijital kısmının az olması. En son artık çuvallar gitti, tutanaklar birleştirildi, birisi Excel’e girecek orada dijitalleşiyor. Oraya kadar oyların fiziki kanıtı var. Analog kalmalı, dijital hileye acıktır. Sadece Türkiye için değil ABD de benzer sorunlar yaşıyor’’ dedi.

Seçimin 2'nci tura kalıp kalmayacağını değerlendiren Selçuki, ‘’Muharrem İnce'ye bağlı. İnce’nin mevcut oy potansiyelini Cumhurbaşkanlığı seçiminde ne kadar koruyup koruyamayacağı ile ilgili bir mesele. 9 Nisan'a kadar büyük bir toz bulutu var havada. 9 Nisan'da listeler YSK’ya verilecek. Nerede ortaklık yapılmış netleşecek. Ondan sonra kampanyalar ciddi anlamda başlayacak. Orada Sayın İnce’nin potansiyelini ne kadar koruyup koruyamayacağını göreceğiz" dedi.

Türkiye'de genel olarak katılım oranına ilişkin tahminde bulunan Selçuki, ‘’2 yönde çeken kuvvet var. Gençlerde yüksek katılım görüyoruz. Katılım oranını arttıracak. Memnuniyetsiz Cumhur İttifakı seçmeninde seçime katılmama eğilimi olabilir diye değerlendiriyoruz. Ben yine de yüksek bir katılım oranı bekliyorum. Rekor olur mu? Rekor yüzde 92 katılım olursa rekordur. Yüzde 92 beklemiyorum. Yüzde 85-87 arasında katılım olabileceğini değerlendiriyorum’’ dedi.

Popular Articles

Latest Articles