A­b­d­u­l­l­a­h­ ­G­ü­l­­d­e­n­ ­F­i­l­i­s­t­i­n­ ­y­a­z­ı­s­ı­:­ ­F­i­d­a­n­­ı­n­ ­k­a­t­k­ı­s­ı­ ­h­a­y­a­t­i­ ­ö­n­e­m­ ­t­a­ş­ı­y­a­c­a­k­

A­b­d­u­l­l­a­h­ ­G­ü­l­­d­e­n­ ­F­i­l­i­s­t­i­n­ ­y­a­z­ı­s­ı­:­ ­F­i­d­a­n­­ı­n­ ­k­a­t­k­ı­s­ı­ ­h­a­y­a­t­i­ ­ö­n­e­m­ ­t­a­ş­ı­y­a­c­a­k­

Eski Cumhurbaşkanı Gül, 39. güne girilen İsrail-Filistin Savaşı'yla ilgili bir yazı kaleme aldı. 'Gazze'de Kurallara Bağlı Uluslararası Düzen Çöküyor' isimli yazısında Gül, her iki tarafında yapmış olduğu sivillere yönelik saldırıları kınadığını belirtti. Gül, "Kanı durdurmalı, derhal ve koşulsuz ateşkes talep etmeliyiz. Orta Doğu dinamiklerini derinlemesine bilen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın katkısı da barışçıl bir çözüme ulaşılmasında hayati önem taşıyacaktır" dedi.

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Project Syndicate'te yayımlanan yazısında Filistin-İsrail arasında 7 Ekim'de başlayan savaşı ele aldı.

Gül, görevde olduğu 2007 yılında Abbas ve Peres bir araya geldiğini söylerken, "2007 yılında kendimi Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne giderken bir arabanın içinde buldum. Bu, Türkiye'nin Gazze'deki Erez sanayi parkını rehabilite etmeyi amaçlayan Barış için Sanayi projesini başlatmasından sadece iki yıl sonraydı . Filistinli ve İsrailli meslektaşlarım ve ben bu girişimi desteklediğimizde hepimiz Filistin ekonomisini geliştirmenin bölgede sürdürülebilir barışa giden yolu açacağı konusunda iyimserdik” ifadelerini kullandı.

Gül, ele aldığı 'Gazze'de Kurallara Bağlı Uluslararası Düzen Çöküyor' isimli yazısında Hamas’ın İsrail’e saldırısı sonrasında bir kez daha üzüntüye kapıldığını anlatırken şu ifadeleri kullandı:

cvzxc.jpgDönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Abdullah Gül, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas

Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e yönelik saldırısı ve ardından İsrail'in buna verdiği karşılık, uluslararası hukuka bağlılığımız açısından önemli bir sınav niteliğindedir. Ortak değerlere bağlı bir küresel düzeni sürdürmeye gerçekten kararlı mıyız, yoksa bu değerlerin pratikte hiçbir anlam ifade etmediği parçalanmış ve kutuplaşmış bir dünyaya mı hazırlanıyoruz?

2007 yılında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gidiyorduk. Ankara'ya yaptıkları ve benim de onları bizzat ağırlama ayrıcalığına sahip olduğum tarihi ziyaret sırasında her iki lider de Türk parlamentosuna hitap ederek barışı ve iki devletli çözümü savunmuşlardı. Bu buluşma, Türkiye'nin Gazze'deki Erez sanayi bölgesini rehabilite etmeyi amaçlayan Barış için Sanayi projesini başlatmasından sadece iki yıl sonra gerçekleşmişti. Filistinli ve İsrailli mevkidaşlarımla birlikte bu teşebbüsü desteklerken, Filistin ekonomisinin kalkınmasının bölgede sürdürülebilir barışa giden yolu açacağı konusunda hepimiz iyimserdik.

Ne yazık ki bu hayal, İsrail'in o yıl Gazze'ye kara, deniz ve hava ablukası uygulama kararıyla suya düşmüştü. 16 yıl sonra, 7 Ekim ve sonrasında yaşanan olaylara tanıklık etmiş biri olarak, kalıcı barış için kaçırılan bu fırsatın yarattığı hayal kırıklığı ve üzüntüyü bir kez daha yaşıyorum.

7 Ekim olayları, İsrail-Filistin ilişkilerinde geniş çaplı yerel, bölgesel ve küresel etkileri olan önemli bir dönüm noktasına damgasını vurdu. Bu kritik aşamada kendimize şu soruyu sormalıyız: Ortak değerlere bağlı, kurallara dayalı bir uluslararası düzeni sürdürmeye gerçekten kararlı mıyız, yoksa bu değerlerin geçerliliğini yitirdiği parçalanmış ve kutuplaşmış bir dünya düzenine mi hazırlanıyoruz?

Hiç şüpheniz olmasın ki, her iki tarafın da sivil can kayıplarını kesin bir dille kınıyorum. Hamas'ın İsrailli sivilleri öldürmesi ve kaçırması hiçbir koşulda tasvip edilmemelidir. Aynı zamanda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin verdiği orantısız karşılık sadece bölgede daha fazla şiddet ve acıya yol açmakla kalmayacak, dünya çapında nefret ve bölünmenin yayılmasını da körükleyecektir. Nihayetinde bunun sonuçlarına katlananlar siviller olacaktır.

Gazze'de yaşanan trajik olaylar şaşkınlık yaratmamalıdır. Özellikle de Filistinlilerin durumu her geçen gün daha da kötüleşirken, İsrail-Filistin çatışmasını görmezden gelmek hiçbir zaman sürdürülebilir olmamıştır. İsrail'in Filistin topraklarında devam eden işgali, Batı Şeria'daki yerleşimlerin yasa dışı ve yıkıcı bir şekilde genişletilmesiyle daha da ağırlaşmakta, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı düşmekte, uluslararası hukukun temel ilkelerini baltalamakta ve insan hakları normlarını ihlal etmektedir.

Ayrıca, Gazze'de devam etmekte olan abluka, bölgenin 2.3 milyon sakinini temel ihtiyaçlardan mahrum bırakarak ayrıştırmış ve travmatize etmiştir. Daha da kötüsü, Batı ve hatta Arap dünyası bu acımasız statükoya alıştı. Bu tarihi hata Filistinlilerin öfkesini körükleyerek mevcut çatışmanın zeminini hazırladı.

1999 yılında, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi tarafından Gazze Şeridi'ne gönderilen inceleme heyetinde yer alan bir üye olarak, Filistinli çocukların ve kadınların gözlerindeki çaresizliği gördüm. Raporumuz, Filistin halkının dayanılmaz yaşam koşullarına ve artan hayal kırıklığına vurgu yapıyordu. Türkiye'nin Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı olarak yaptığım müteakip ziyaretlerde durumun daha da kötüye gittiği ve bu süregelen çatışmayı tetikleyen siyasi ayrılıkların daha da derinleştiği açıkça görülüyordu.

Geçtiğimiz elli yıl boyunca uluslararası toplum tek uygulanabilir çözümü, İsrail ve Filistin'in barış içinde yan yana yaşayabilecekleri iki devletin kurulması fikrini desteklemekte başarısız oldu. Fırsatlar elden kaçtıkça, bölgedeki koşullar da hızla kötüleşti. Bugün Filistinli çocukların, İsrail bombardımanında hayatlarını kaybetme ihtimaline karşı ailelerine veda mektupları yazdıkları bildiriliyor. Böyle bir durumun daha da fazla çaresizlik ve düşmanlık doğurması kaçınılmazdır.

İsrail'in Gazze'de uyguladığı saldırı yöntemleri savaş hukukunu açıkça ihlal etmektedir. Gazzelileri elektrik, su ve gıdadan mahrum bırakmanın yanı sıra yerleşim bölgelerini, hastaneleri, camileri, kiliseleri, okulları ve mülteci kamplarını hedef almak Cenevre Sözleşmeleri ve ek protokolleriyle bağdaşmamaktadır. Bu saldırılar savaş suçundan başka bir şey değildir ve tarih hiç şüphesiz sorumlulardan hesap soracaktır.

İsrail'in bu tutumu göz önünde bulundurulduğunda, başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin daimi desteğini korumayı başarmış olması hayret vericidir. İsrail'in eylemlerini körü körüne destekleyenler kendilerine sormalıdır: Eğer Filistin'in toprak bütünlüğünü savunmazsak, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunurken nasıl inandırıcı olacağız? Uluslararası hukuka saygı göstermezseniz, nasıl güvenilir olabilirsiniz? Bu çifte standart, kurallara dayalı küresel düzenin altını oymakta ve bu tür tutarsızlıkları istismar ederek büyüyen otoriter liderlerin ve aşırılık yanlısı hareketlerin ekmeğine yağ sürmektedir.

Bu senaryodan kaçınmak, uluslararası hukuka ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına bağlı kalmayı gerektirecektir. İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından onaylanan ve özellikle İran tarafından da sahiplenilen 2002 Arap Barış Girişimi, ileriye dönük uygulanabilir bir yolu ortaya koymakta ve Filistinlilerin hak ve itibarlarını korumak için gerçekçi bir çerçeve sunmaktadır.

Ancak öncelikle akan kanı durdurmalı, derhal ve koşulsuz ateşkes talep etmeliyiz. BM Genel Sekreteri António Guterres'in, Güvenlik Konseyi'ndeki "veto savaşlarının" ortasında bile Gazze'de devam eden insani krize dikkat çekme çabaları takdire şayandır. Ayrıca, Orta Doğu dinamiklerini derinlemesine bilen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın katkısı da barışçıl bir çözüme ulaşılmasında hayati önem taşıyacaktır.

Şiddet ve acıların daha da artmasını önlemek için İsrail-Filistin ihtilafına dürüst ve yapıcı bir yaklaşım şarttır. Güçlü bir bölgesel sorumluluk anlayışıyla desteklenen etkili diplomasi, ileriye dönük en iyi yolu ortaya koymaktadır. Gazze'deki mevcut savaş, kurallara dayalı bir uluslararası düzene olan bağlılığımızın sınandığı bir sınavdır. Eylemlerimize rehberlik etmesi için uluslararası hukukun ahlaki pusulasına her zamankinden daha fazla güvenmeliyiz.

Popular Articles

Latest Articles