Günlük hayatta birçok farklı besin tüketilirken bazı besinlerin etkisine inanamayacaksınız. Bunu tüketen adeta 10 yaş gençleşiyor. İşte mucizevi gençlik iksiri…
Günümüzde gençlik ve güzellik önemli bir yere sahipken tüketilen bazı besinler ile daha genç kalmayı sağlayabilirsiniz. Özellikle Karadeniz Bölgesi'nde çok sık tüketilen balığın hem ilaç hem de bir besin olduğunu belirten Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevim Köse, derisinde bulunan jelatinin içerisinde kolajen olduğuna değindi. Kıkırdağının Hatta kılçığının bile sağlığa yararlı olduğunun altını çizen Köse, balığın bütün faydalarını tek tek sıraladı. Dünya Sağlık Örgütü ve diğer kurumların da haftada 4,5 gram EPA ve DHA yağ asidi tüketilmesi gerektiğinin altını çizdiğini belirten Köse, bu yağların kolay sindirilebilir ve besin değeri yüksek balık etinden temin edilebileceğini vurguladı.
Balıkların hem besin hem de ilaç olduğunu dile getiren Köse yemek yerken aynı zamanda ilaç da alındığının altını çizdi. Balık tüketiminin sadece yağ asitleri açısından düşünülmemesi gerektiğini vurgulayan Köse, derisinde bulunan jelatinin de kolajen içerdiğini aktardı. Kıkırdağının Hatta kılçığının bile sağlık açısından yararlı olduğuna değinen Köse, vücudun ihtiyacı olan hayvansal gıdalarda benzer ölçüde protein değeri ,aminoasit değeri ve mineral olduğunu belirtti.
Balıktan temin edilen kolejenin diğer hayvansal gıdalardan elde edilen kolajenlere göre daha kolay bir şekilde emildiğini sözlerine ekleyen Köse,"Balık kolajeni, tip 1 kolajeni olup insanda en bol bulunan kolajendir. Bu kolajen insanlarda güzel bir cilt sağlar ve yaşlanmayı geciktirir. Güçlü bağ doku ve sağlam kemikler sağlar. Ayrıca bu kolajen, derinin, bağların, eklemlerin, kemiklerin, kasların, tendonların, kan damarlarının, diş etlerinin, gözlerin, tırnakların ve saçın gücünü ve esnekliğini korumaya yardımcı olan karmaşık bir yapısal proteindir.” dedi. Yapılan araştırmalar hakkında açıklamalarda bulunan Köse, balığın yaşlanmayla savaştığını, kemikleri iyileştirdiğini ve yenilediğini, eklem ağrılarını ve yaraları iyileştirdiğini, protein alımını arttırdığını ve antibakteriyel yetenekler sağladığını söyledi.
Balık kemiklerinin içerisinde bulunan mineral kalsiyum ve fosfor gibi maddelerin insan sağlığı açısından çok yararlı olduğunu vurgulayan Köse, balıkları ayıkladıktan sonra kalan kafa kılçık ve derilerinden çorba yapılmasını tavsiye etti. Hatta balıksuyu oluşturup içerisinde balık atarak da tüketilebileceğini dile getiren Köse, çok yararlı bir besin olacağının altını çizdi.
Hastalara kemik iliği çorbası yapıldığını söyleyen Köse, balıkların da bu atıklarının çorba olarak hazırlanarak tüketilmesini çok sağlıklı olduğuna değindi. Küçük balıkların kılçıkları ile tüketilmesinin bu maddeler açısından çok yararlı olduğunu vurgulayan Köse, yapılan araştırmalar kapsamında balığın bağışıklık sistemini güçlendirdiğini söyledi. Balığın beyin sağlığına iyi geldiğini işaret eden Köse, kalp damar hastalıkları ile birlikte bazı kanser türlerine karşı yakalanma riskini düşürdüğünü de vurguladı.
Kasım ayında tüketilmesi gereken en önemli balık türünün hamsi olduğuna değinen Köse, en lezzetli ve en bol olduğu dönem olduğunun altını çizdi. Palamutun da önemli olduğuna değinen Köse, uskumru, istavrit, izmarit gibi balıkların da tüketilebileceğini söyledi. Konu hakkında açıklamalarda bulunan Köse aylara göre balıkları şu şekilde sıraladı:
