A­r­k­e­o­l­o­g­ ­t­a­m­ ­y­o­r­u­l­d­u­ğ­u­ ­a­n­d­a­ ­k­a­z­m­a­y­a­ ­ç­a­r­p­t­ı­,­ ­t­e­r­i­n­i­ ­s­i­l­i­p­ ­t­o­p­r­a­ğ­a­ ­b­a­k­t­ı­ğ­ı­n­d­a­ ­g­ö­z­l­e­r­i­ ­b­ü­y­ü­d­ü­,­ ­e­ğ­i­l­i­p­ ­k­a­z­m­a­y­a­ ­b­a­ş­l­a­d­ı­,­ ­4­0­0­0­ ­y­ı­l­.­.­.­

Haftalardır araştırma yapan arkeologlar sonunda aradıklarını buldular! Yeni keşifle şaşkına döndüler! Arkeolog tam yorulduğu anda kazmaya çarptı, terini silip toprağa baktıklarında gözleri büyüdü! Tam 4000 yıllık...

Haftalar boyu süren araştırmanın ardından arkeologlar, tam vazgeçmişken ummadıkları bir anda kazma darbesini sert bir cisme denk getirdi. Terini silip toprağa bakan arkeologlar gördükleri karşısında şaşkına döndü.

Yılan şeklinde eser bulan arkeologlar, buldukları şeyin 4.000 yıllık bir yılan figürüne ait olduğunu ve bunun ortaya çıkarılmasıyla eski ritüellerin ve bilişsel çerçevelerin izlerini gün yüzüne çıkardığından habersizlerdi.

Tayvan'da gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan 4.000 yıllık yılan şeklindeki eser, antik dönemlere ait mistik uygulamaların ve inançların izlerini taşıyor.

Taştan oyulmuş olan ve 58,42 cm uzunluğundaki bu figür, kobra benzeri bir yapıya sahip olup, başı görkemli bir şekilde kaldırılmış görüntüsüyle sembolü andırıyordu.

Yılan figürleri, antik uygarlıklarda yaygın olarak bulunan ve yaratılışı, geçişi ve yaşamın döngüsel doğasını sembolize eden bir motif olarak kabul edilir. Bu keşif, yılan ikonografisinin eski Doğu Asya toplumlarında nasıl kullanıldığına dair nadir bir bakış sunarken, aynı zamanda antik dönemlerin sanatsal ve manevi çabalarının bir kanıtı olarak da değerlendirilebilir.

Tayvan'da yapılan bu arkeolojik keşif, eski Doğu Asya toplumlarının düşünsel ve kültürel manzaralarına nadir bir bakış açısı sunuyor.