Bilim insanları, uzun yıllardır dünya üzerinde yaşlanmayı engelleyebilen, hatta gençleşebilen canlılar olduğunu ortaya koyarken, bu canlıların biyolojik olarak ölümsüz olduğu tahmin ediliyor. İşte ölüme meydan okuyan o canlılardan bazıları…
İnsanlık tarihinin en büyük soru işaretlerinden biri olan ‘ölümsüzlük’, bazı canlıların başlıca özelliği olduğu bilim insanları tarafından uzun yıllardır araştırılıyor. BBC’de yer alan bir araştırmada, ölümsüz olduğu üç canlı inceleniyor.
Bu üç canlının biyolojik olarak ölümsüz olduğu düşünülürken, yırtıcı bir hayvan tarafından öldürülmedikçe, bir hastalık veya ortamlarında değişiklik olmadıkça bu canlıların süresiz olarak yaşayabildiği söyleniyor.
Planarya solucanlarının ikiye bölündüklerinde kendilerini yenileme kabiliyeti olduğu 19. yüzyılın sonundan bu yana bilim insanları tarafından söyleniyor. Ancak bu canlılar, Nottingham Üniversitesi'nin 2012 yılında yaptığı bir çalışmada ölümsüz oldukları ihtimalinin öne sürülmesinden sonra dikkatleri üzerine çekti.
Bir tür yassı kurt olan ve kök hücrelerini sınırsız şekilde yeniden oluşturabilen planarya solucanları, dünyanın her yerinde olabiliyor. İki tür planarya solucanı olduğu söylenirken, eşeyli ve eşeysiz olarak ikiye bölünerek çoğalıyor. Her iki türü de inceleyen bilim insanları, eşeysiz üreyenlerin DNA'larını 'gençleştirebildiğini' ortaya koydu.
Bu canlı, boru şeklinde bir gövdeye ve ağzının etrafında dokunaçlara sahip bir tatlı su omurgasızı olarak biliniyor. Hidralar, bu dokunaçlarını solucan, küçük kabuklular ve diğer omurgasızlar gibi avlarını sokmak için kullanıyor. Planarya solucanlarına benzer şekilde hidralar da vücutlarının bazı kısımlarını yeniden üretebiliyor.
Hidraların olası ölümsüzlükleri, kendilerini süresiz olarak yenileyebilen kök hücrelerinde yatıyor. Yıllarca hidraları gözlemleyen bilim insanları, hiçbirinde yaşlanma belirtisi tespit edemedi.
İlk olarak 1880'lerde Akdeniz'de keşfedilen Turritopsis dohrnii, diğer bir deyişle ölümsüz denizanaları yaşam döngüsünü sıfırlayabiliyor. Çok küçük olan bu plankton, balık yumurtası ve küçük yumuşakçalarla besleniyor. Bu canlı, strese girdiğinde önceki bir yaşam evresine dönebiliyor. Transdiferansiyasyon adı verilen bu süreç, bazen bir kurbağanın yeniden iribaşa veya bir kelebeğin tırtıla dönüşmesine benzetiliyor.
