Osmanlı’dan günümüze kadar ulaşan Fulya çiçeğini atalarımız boşuna sarayların baş köşesinde koymamış. Hem görsel olarak şölen yaratan hem mis kokusuyla mest eden bu çiçek aynı zamanda kaynatıp içince de şifa dağıtıyor…
Fulya çiçeği, estetik güzelliği ve anlamlı sembolizmiyle dikkat çeken bir çiçek türüdür. Kökeni oldukça eskiye dayanan çiçek aynı zamanda birçok kültür için de önemli bir yere sahip.
Latince ismi ile Fritillaria olarak bilinen fulya çiçeği, nergisgiller familyasının bir türüdür. Genelde büyük ve gösterişli çiçeklere sahip olan bu çiçek, zarif yapısı ile göz kamaştırıcı bir güzellikte.
Fulya çiçeği güzellik, zarafet ve saflık anlamları taşıyor. Ayrıca aşkın sembolü olarak da kabul edilen bu çiçek romantik duyguları ifade etmek için tercih ediliyor. Çiçeğin kokusu ile de dinginlik ve huzur hissi verdiğine inanılıyor.
Fulya çiçeğinin hikayesi, eski dönemlere dayanıyor ve farklı kültürlerde farklı mitolojik ve efsanevi anlatılar ile süsleniyor. Antik dönemlerden bu yana çeşitli medeniyetlerde önemli bir yeri olan çiçek, aşk, güzellik ve doğanın gücü kavramları ile ilişkilidir.
Genelde Akdeniz ikliminde yetişen çiçek; İran, Irak, Afganistan gibi Orta Doğu ülkeleri ve Güney Avrupa’nın bazı bölgelerinde doğal olarak görülür. Aynı zamanda park ve bahçelerde süs bitkisi olarak da yetiştiriliyor.
