Reuters, 14-28 Mayıs seçimlerinin ardından ekonomi yönetiminde yapılan değişiklileri ele alan bir analiz yayınladı. Ekonomi yönetiminde yapılan üst düzey atamaları değerlendiren ajansa konuşan üst düzey AK Partili yetkililer "Yeni kabinenin, yargı sistemindeki 'algılanan hasarı' onarmak için yakında adımlar atılacağını" söyledi. Yetkili "Kısmen yabancı yatırımcıları rahatlatmak için yargı reformlarını hayata geçirmenin kritik önem taşıdığını" söyledi.
İngiliz haber ajansı Reuters, 14-28 Mayıs seçimlerinin ardından ekonomi yönetiminde yapılan değişiklileri ele alan bir analiz yayınladı. Analizde, Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan'ın ekonomi yönetiminin başına geçmesinin uluslararası yatırımları çekmek için yeterli olmayabileceği vurgulandı. Analizde, İstanbul Sözleşmesi, tutuklu milletvekili Can Atalay ve Osman Kavala davası örnekleri üzerinden hukukun üstünlüğünün ve öngörülebilirliğin yeniden sağlanması gerektiği hatırlatıldı.
Ajansa konuşan, ABD'nin New York kentindeki St. Lawrence Üniversitesi'nde Ortadoğu Tarihi ve Siyaset uzmanı olan Prof. Howard Eisenstaat "Türkiye köklü adımlar atmadığı sürece önemli bir doğrudan yabancı sermaye yatırımında (DYY) artış olası değil" dedi.
Makalede, "Merkez Bankası'ndan beklenen faiz artışları bazı yabancı yatırımcıları Türk varlıklarına geri çekmeyi başardığı" ancak analistlerin, "Yatırımcı güveninin yeniden tesisi için gerekli olan istikrarı, hesap verebilirliği ve şeffaflığı yasal mevzuattaki değişikliklerin getireceği vurgusu" hatırlatıldı.
Ajans "Yıllarca öngörülemeyen kanun yapma süreçleri ve özgürlüklerin erozyona uğramasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın köklü reformlar yapması beklenmediğinden Türkiye'nin yatırımcı portföyünde büyük bir değişiklik görmesinin pek olası olmadığı" yorumu yapıldı.
Ajansa konuşan Daha İyi Yargı Derneği Başkanı Mehmet Gün, DYY'nin kalıcı olması için "kişilere değil hukuka saygılı bir sistemin gerekli olduğunu" vurguladı. Avukat Gün, "Şimşek'in yerine (gelecekte) gelecek yeni kişinin doğru kararlar vermesi için hukuki altyapıyı güçlendirmemiz gerekiyor. Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini sınırlamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin 2021'de toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele eden uluslararası bir anlaşma olan İstanbul Sözleşmesi'ni terk etme kararını örnek olarak gösteren Dernek Başkanı, "Bu, uluslararası piyasalara herhangi bir uluslararası anlaşmanın cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile keyfi olarak geçersiz kılınabileceği mesajını verdi" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, oyların yüzde 52'sinden fazlasını aldığı seçim sonrası yaptığı konuşmada, "Uluslararası itibara sahip, yatırım ve istihdam odaklı üretim ekonomisini temel alan bir finans yönetimi tasarlıyoruz" dediği hatırlatılan analizde, AKP'li üst düzey isimlerin görüşlerine de yer verildi.
Ajansa konuşan iki yetkili, "Kısmen yabancı yatırımcıları rahatlatmak için yargı reformlarını hayata geçirmenin kritik önem taşıdığını" söyledi. Yetkililer, "Yeni kabinenin, yargı sistemindeki 'algılanan hasarı' onarmak için yakında adımlar atılacağına yönelik açıklama yapacağını" da ekledi. Üst düzey yetkililerden biriyse, "Ekonomik güveni sağlamak için yasal tutarlılığın şart olduğu açıktır" dedi.
Analizde, Osman Kavala'nın 'Gezi protestolarını finanse etmek' gibi bir suçtan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldığı, 14 Mayıs'ta Türkiye İşçi Partisi'nden milletvekili seçilen Can Atalay'ın da benzer suçlarla hâlâ cezaevinde tutulduğu hatırlatıldı. Ajansa konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Türkiye direktörü Emma Sinclair-Webb, "Gözden düşmüş bir adalet sisteminin özellikle Avrupalı yatırımcılar için bir endişe kaynağı olduğunu" söyledi. Sinclair-Webb, "Özgür basın olmadan, bağımsız mahkemeler olmadan, yatırım ortamı genellikle olumsuzdur" ifadelerini kullandı.
Ajans, Merkez Bankası'ndaki döviz rezervlerinin rekor derecede düştüğünü ve Türk Lirası'nın dolar karşısında tarihinin en düşük seviyeleri gördüğünü hatırlattı. İngiliz basın kuruluşu, "Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanmasının döviz, kredi ve borç piyasaları üzerindeki kontrollerin gevşeyeceği yönündeki beklentileri artırdığını" yazdı. Reuters, analistlerin "Uzun vadede Erdoğan'ın Merkez Bankası gibi özerk olması gereken kuruluşlar üzerindeki etkisinin DYY'yi uzak tutacağı" yorumunu aktardı.