İslam dünyasının büyük bir kısmını oluşturan 1.7 milyar Müslümanın yaklaşık %60'ını temsil eden Hanefilik mezhebi, İslam'ın dört büyük mezhebinden biri olarak öne çıkıyor.
Hanefilik, özellikle Türkiye, Pakistan, Hindistan ve Orta Doğu ülkelerinde etkili bir şekilde varlığını sürdürüyor. Bu makalede, Hanefilik mezhebinin ne anlama geldiği, temel özellikleri ve kurucusu Ebu Hanife hakkında daha fazla bilgi bulacaksınız. Peki hanefilik nedir? İşte detaylar.
Hanefi kelimesi, "hanif" kelimesinden türetilmiştir. Hanif, Allah'ın emirlerine itaat eden, yasaklardan kaçınan ve takva sahibi bir kişiyi tanımlar.
Hanefi mezhebinde en temel İslami kaynak Kuran-ı Kerim'dir. Herhangi bir hüküm çıkarılması veya sorunun çözümlenmesi gerektiğinde öncelikle Kuran'a başvurulur. Eğer Kuran'da net bir cevap bulunmuyorsa, hadis kaynaklarına başvurulur. Eğer bu da sonuç vermezse, kişi içtihat yapar. Bu nedenle Hanefi mezhebi "ehl-i rey" olarak tanımlanır. Hanefi mezhebinin diğer mezheplerden en önemli farklarından biri, hadislerin tamamını sahih kabul etmemeleridir.
Hanefi mezhebinin kurucusu, İmam-ı Azam lakabıyla anılan Ebu Hanife'dir. İslam için verdiği mücadele ve fıkıh alanındaki çalışmalarıyla tanınır. Ebu Hanife'ye göre, Kuran-ı Kerim veya hadis kaynaklarında belirli soruların yanıtları bulunmuyorsa, insanlar benzer ayetler ve hadislerden yola çıkarak hüküm verebilirler. Bu yaklaşım, içtihatın temelini oluşturur. Ayrıca, Ebu Hanife'ye göre akıl ve irade de Allah'ın ayetlerindendir ve düşünerek sonuç çıkarmak da önemlidir.
Hanefilik, İslam'ın dört büyük mezhebinden biri olarak, özellikle Türkiye, Pakistan, Hindistan ve Orta Doğu ülkelerinde büyük bir etkiye sahiptir. Temel olarak Kuran-ı Kerim'e dayalı bir yaklaşım benimseyen Hanefi mezhebi, kurucusu Ebu Hanife'nin fıkhi içtihat yöntemini benimseyerek önemli bir rol oynamıştır. Bu mezhebin öğretileri, milyonlarca Müslümanı etkilemeye devam etmektedir.