K­o­c­a­e­l­i­,­ ­Y­a­l­o­v­a­,­ ­B­a­l­ı­k­e­s­i­r­,­ ­Ç­a­n­a­k­k­a­l­e­ ­v­e­ ­İ­s­t­a­n­b­u­l­.­.­.­ ­A­l­t­ı­n­ı­z­ ­f­o­k­u­r­ ­f­o­k­u­r­ ­k­a­y­n­ı­y­o­r­:­ ­F­e­l­a­k­e­t­ ­r­e­s­m­e­n­ ­g­e­l­d­i­

K­o­c­a­e­l­i­,­ ­Y­a­l­o­v­a­,­ ­B­a­l­ı­k­e­s­i­r­,­ ­Ç­a­n­a­k­k­a­l­e­ ­v­e­ ­İ­s­t­a­n­b­u­l­.­.­.­ ­A­l­t­ı­n­ı­z­ ­f­o­k­u­r­ ­f­o­k­u­r­ ­k­a­y­n­ı­y­o­r­:­ ­F­e­l­a­k­e­t­ ­r­e­s­m­e­n­ ­g­e­l­d­i­

Uzmanlardan Marmara Bölgesi için korkutan bir uyarı daha geldi! Marmara denizinin oksijen seviyesi azalırken, su sıcaklığı ise tam tersine katlanarak artıyor. İşte, uzmanların Marmara Denizi uyarısı...

Geçtiğimiz yıllarda müsilaj ile mücadele eden Marmara denizi şimdi de yeni bir felaketle karşı karşıya. Öyle ki bu sorunun müsilaj gibi hızlı çözülemeyeceği ve uzun bir süre devam edeceği düşünülüyor...

Marmara denizinde oksijen seviyesi hızla azalırken, su sıcaklığı ise gün geçtikçe artmaya devam ediyor. İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü bilim insanları tarafından yapılan yaz dönemi ölçümlerindeki bulgulara göre, Marmara Denizi'nin sıcaklığı artarken oksijeni ise düşüyor.

Enstitüye bağlı bilim insanları, Alemdar 2 gemisiyle Marmara Denizi'nde oksijen, sıcaklık, mevsim etkileri ve denizin güncel durumunu incelemeye aldıkları yaz seferlerinin sonuna geldi. Sefer boyunca denizin yaklaşık 100 noktasında örnekler alınarak analiz yapıldı.

c-h-10-1.jpg

Elde edilen ilk bulgularla ilgili bilgi veren İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu, fiziksel, kimyasal ve biyolojik örneklemeler için bazı özel bölgeler seçtiklerini söyleyerek, "Buralardan daha fazla veri sağlamak için özel şamandıra sistemleri de kurmayı düşünüyoruz. Böylece sürekli bu noktalardan örnek alarak ofis ortamında değerlendirebileceğiz.

Üst tabakadaki prosesleri anlamamızı sağlayacak uygulamalar gerçekleştirdik. Marmara Denizi oksijen sıkıntısı olan bir deniz, üst tabakalarında oksijen tüketimi yüksek ve oksijen miktarı gittikçe düşüyor. Arzu etmediğimiz seviyelere kadar indiğini gördük. Alt tabakadaki Akdeniz suyunu temsil eden suda da oksijen değerlerinde istemediğimiz ama beklediğimiz sonuçlar var." dedi.

Denizin üst katmanın biyolojik faaliyetlerin yükseliş gösterdiğini aktaran Gazioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Beklentimiz, bunun oksijeni yükseltmesi yönündeydi ama ortamda bulunan kimyasallar bu canlılığı çok besleyemiyor. Bu kendi içinde iyi bir şey olabilir ya da biyolojik olarak bazı organizmaların oradaki kimyasalları aşırı tükettiği sonucu da çıkabilir. Gördüğümüz oksijeni ilk tabakada tüketen bir proses var. Bu tüketim ilk kısımdan diplere doğru giderek Akdeniz suyuna yaklaştıkça çok kritik seviyelere kadar iniyor. Bu beklediğimiz ve arzu ettiğimiz bir şey değildi. Aşağıdaki düşük seviyedeki oksijen ise beklediğimiz ama arzu etmediğimiz bir şeydi."

c-h-10-2.jpg

Gazioğlu, bu yıl hava sıcaklığındaki artışın geç başlasa da şiddetli devam ettiğine ve Marmara Denizi'nin Karadeniz gibi soğumadığına vurgu yaparak, "İlk 25 metrelik katmanda bunu görebiliyoruz, yani Marmara Denizi'nin çok soğuyamadığını sıcak kaldığını görüyoruz. Artan sıcaklığın sonraki seneye de bir transferi söz konusu. Bunu besleyen Karadeniz, ısı transferini buraya aktarıyor. Oksijen sıkıntısı vardı, ısınma da sıkıntı haline geldi. Yüzeyde 24-25 dereceleri ölçtük, beklentimiz 22-23 dereceydi. Sıcaklık ağustos ayının sonuna doğru artış trendini sonlandırdı." diye konuştu. Marmara'da alınan tedbirlerin bir anda karşılık vermesinin çok kolay olmayacağı görüşünü paylaşan Gazioğlu, tedbirlerin artırılarak devam etmesi gerektiğini vurguladı.

c-h-10-3.jpg

İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fuat Dursun ise ölçüm yaptıkları istasyonlarda benzer verilere ulaştıklarını söyledi. Dursun, "Özellikle 28 metre civarında oksijenin minimum seviyede, litrede 1 ila 1,5 miligram olduğunu gördük. Bu ilk verilerle tek başına değerlendirebileceğimiz bir şey değil. Aldığımız klorofil, besin ağı ve fitoplanktonla bu oksijen seviyesine hangi faktörler neden olabiliyor, bunun yanıtını analizler sonrası vermemiz mümkün. Bizim denizlerde en düşük oksijen seviyesi olarak litrede 5 miligram bir seviyemiz var, bizim ölçtüğümüz değerler ise litrede 1,5 miligram. Bunları karşılaştıracak olursak bir riskin varlığından söz etmemiz mümkün.

Denizlerdeki oksijenin temel üreticileri fitoplankton dediğimiz mikroskobik canlılar. Seferimizde bunların üzerine araştırmalar yapıyor, oldukları maksimum derinliklerde örneklemeler yapıp bunların hangi türler olduğunu belirlemeye çalışıyoruz. Oksijen düşüklüğü fitoplanktonla beslenen canlılar, diğer balıklar ve memelilere kadar bir zincir oluşturduğu için tüm ekolojik seviyede olumsuz sonuçları olacaktır." sözlerini kullandı.

Popular Articles

Latest Articles