K­a­t­l­i­a­m­a­ ­­m­u­a­z­z­a­m­­ ­d­e­s­t­e­k­

K­a­t­l­i­a­m­a­ ­­m­u­a­z­z­a­m­­ ­d­e­s­t­e­k­

‘Aksa Tufanı’na orantısız yanıtını etnik temizlik boyutuna taşıyan İsrail, Gazze’yi ölüm ablukasına aldı. İki bini aşkın sivil katledildi, kalanlar canlarını kurtarmak için topraklarını terk etmeye çağrıldı. Batılı başkentler ise Filistin ile dayanışma eylemlerini dahi yasaklamaya başladı. Netanyahu “Muazzam uluslararası destek topladık, yardımlarla savaşın devam etmesini sağlayacağız” dedi.

Tel Aviv’in sekiz gündür süren katliamı ‘kendini savunma hakkı’ kılıfı altında Batılı başkentlerce desteklenirken ABD’nin ardından İngiltere de bölgeye iki gemi ve bir gözetleme uçağı gönderiyor. İsrail’in ‘muazzam uluslararası destek topladığını’ belirten Netanyahu “Düşmanlarımız bedel ödemeye başladı. Sırada ne var detay vermeyeceğim. Ama bu sadece başlangıç” dedi. “İsrail’e gelecek daha fazla mühimmat ve silahla savaşın devam etmesini sağlayacağız” ifadelerini kullandı.

Müslüman başkentlerin adımları yetersiz bulunurken İslam İşbirliği Teşkilatı 18 Ekim’de olağanüstü toplanma kararı aldı. Meydanlarda Filistinlilerle dayanışmak isteyenler ise engellendi. Fransa’nın ardından Macaristan da yasak kararı aldı. Avustralya’da polise olağanüstü yetki verildi. Harvard Üniversitesi’nde ise öğrenci dernekleri ‘şiddetten İsrail sorumlu’ bildirisi yayımladı. Eski mezunlar gençlere iş verilmemesi tehdidi savurdu. Listede adı bulunanlardan bazıları imzasını çekti.

1510krt01a-tum.jpg

Hamas’ın ‘Aksa Tufanı’ karşı 2 milyon sivile karşı etnik soykırıma girişen İsrail, Gazze’yi ölüm ablukasına aldı. Suyun tükendiği Gazze’de yaralılara tıbbi müdahale çıkmaza girdi. Sivilleri hedef alıp bölgede sürgün politikası uygulayan Tel Aviv’i her konuda destekleyen batılı başkentler ise Filistin ile dayanışma eylemlerini bile yasaklamaya başladı. Batı’nın desteğini arkasına alan Netanyahu’nun “Muazzam uluslararası destek topladık, yardımlarla savaşın devam etmesini sağlayacağız. Bu daha başlangıç” açıklaması ise katliamların daha da artacağı endişesini artırdı.

Hamas’ın askeri kandı İzzeddin el Kassam Tugayları’nın 7 Ekim’de başlattığı ‘Aksa Tufanı’na karşı İsrail’in başlattığı katliamlar sekizinci gününde de devam etti. Tel Aviv’in sekiz gündür süren katliamı ‘kendini savunma hakkı’ kılıfı altında Batılı başkentlerce desteklenirken ABD’nin ardından İngiltere de bölgeye iki gemi ve bir gözetleme uçağı gönderiyor. ‘Arkanızdayız’ diyerek İsrail’in katliamlarını dünyaya meşru göstermek isteyen ABD’nin ise Tel Aviv yönetimine silah ve mühimmat tardımlarını artıracağı belirtiliyor. Müslüman başkentlerin adımları yetersiz bulunurken İslam İşbirliği Teşkilatı 18 Ekim’de olağanüstü toplanma kararı aldı. Dünyanın gözü önünde gerçekleşen etnik soykırımda Batı’nın ‘sonına kadar desteği’ ise İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun açıklamalarına yansıdı.

Netanyahu, ülkesine gelen askeri yardımla abluka altındaki Filistin’in Gazze Şeridi’ndeki saldırılarının devam edeceğini belirterek ‘bunun sadece başlangıç olduğunu’ söyledi. Yahudi inancında kutsal sayılan Şabat gecesinde açıklama yapan Netanyahu, İsrail’in bu dönemde ‘muazzam uluslararası destek topladığını’ belirtti. Netanyahu “Düşmanlarımız bedel ödemeye başladı. Sırada ne var detay vermeyeceğim. Ama şunu söyleyeyim bu sadece başlangıç” dedi. “Hamas’ı yok edeceklerini ve kazanacaklarını” savunan ancak bunun zaman alacağını dile getiren İsrail Başbakanı “İsrail’e gelecek daha fazla mühimmat ve silahla savaşın devam etmesini sağlayacağız” ifadelerini kullandı.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile ortak basın toplantısında konuşan İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise “Canını kurtarmak isteyenler lütfen güneye gitsin. Hamas’ın altyapılarını, karargahlarını, askeri kurumlarını yok edeceğiz ve onları Gazze’den çıkaracağız. Medeni insanlar arasında yaşayamazlar” dedi. Gallant İran ve Hamas ilişkisine dair soruya ise şu yanıtı verdi: “İran, Hizbullah ve Hamas bir eksen, bir şer ekseni. Her şey genel olarak İran’dan yönetiliyor. İzin İran tarafından veriliyor. Para İran tarafından sağlanıyor. Fikirler İran’da şekilleniyor. Bu nedenle izin verip vermemeleri önemli değil çünkü fikir bir İran fikri.”

İsrail’e her mesajda ‘arkandayız’ diyen AB Başkentleri Filistine destek gösterilerine bile tahümmül edemiyor. Fransa’nın geçtiğimiz günlerde Filistin’e destek eylemlerini yasaklamasına neden olarak gösterdiği ‘kamu düzenini bozma riski taşıdığı’ gerekçesinin ardından benzer yasak da Macaristan’dan geldi. Macaristan ise bu tür eylemlerde ‘terörün desteklendiğini’ öne sürdü. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu belirterek desteğini açıkladı. Almanya’nın başkenti Berlin’de de Filistin’e destek gösterisi yapmak isteyenlere polis izin vermedi. Neukölln’de “Filistin’e özgürlük” sloganı atan çok sayıda gösterici gözaltına alındı. Avustralya polisi, pazar günü düzenlenmesi planlanan Filistin’e destek eylemi öncesinde mitinge katılanlar için neredeyse yirmi yıldır ilk kez özel durdurma ve arama yetkileri uygulamayı düşünüyor.

İsrail’in dünya genelinde tepki çeken saldırılar Harvard Üniversitesi’ni de karıştırdı. Okuldaki öğrenci dernekleri ‘ortaya çıkan tüm şiddet olaylarından tamamen İsrail rejimini sorumlu tuttukları’ yönünde mektup yayınlarken, okulun önde gelen mezunları tepki gösterdi. Harvard Üniversitesi’nin eski rektörlerinden ve Bill Clinton döneminde Maliye ve Ekonomi Bakanlığı yapan Lawrence Summers başta olmak üzere şu önemli mevkilerde bulunan bir grup eski mezun, üniversite yönetimini, öğrencilerin Filistin yanlısı açıklamasına sessiz kalmakla suçladı. Eski mezunlardan New York eyaletinin Kongre’deki Cumhuriyetçi temsilcisi Elise Stefanik, ‘Masum kadın ve çocukların katledilmesini’ mazur gördüğü gerekçesiyle açıklamayı ‘iğrenç’ olarak nitelendirdi.

Kara harekatına hazırlanan İsrail, Gazze Vadisi’nin kuzeyinde yaşayan yaklaşık 1 milyon 300 bin sivilin 24 saat içinde Gazze’nin güneyine geçmesini istedi. Bunun ‘yıkıcı insani sonuçlar doğurmadan gerçekleşmesinin imkansız olduğunu’ düşünen BM, iptalini istedi. İsrail ordusu, 7 Ekim sonrası kayıp olarak kaydedilen kişilerden bazılarının ölü olarak bulunduğunu aktardı. Evlerini terkeden Filistinliler ise okullara hastanelere sığındı. Tam 35 bin kişinin Şifa Hastanesi’ne sığındığını belirten hastanenin genel müdürü, ilk yardım ekiplerine de saldırı düzenlendiğini söyledi. Gazze’deki Sağlık Bakanlığının Facebook sayfasında ayrıca, evlerini terk ederek güvenli bölgelere sığınmaya çalışan Filistinlilerin yollarda hedef alındığı görüntüler paylaşıldı. Filistinlileri kurtarmaya çalışan ilk yardım ekiplerinin saldırıya uğradığı anlar da görüntülere yansıdı. Gazze İçişleri Bakanlığı ise İsrail ordusunun yerinden edilmiş insanlardan oluşan bir konvoyu bombalaması sonucu 70 kişi öldüğünü, 200’den fazla kişinin de yaralandığını duyurdu.

Popular Articles

Latest Articles