Son yıllarda Türkiye’de tatilcileri bezdiren paralı beach’lere karşı komşu halkı da mücadele etmeye başladı. Durumu ‘kıyılardaki kanunsuzluğa karşı savaş’ olarak değerlendiren protestocular, kumsalların herkes için ücretsiz olması gerektiğini söylüyor.
Yaz turizminin ana destinasyonlarından biri olan Yunanistan’da halk, paralı beach’lere karşı savaş açtı. Türkiye’deki plajlarda da yıllardır şikayet edilen belli kişiler veya oteller tarafından çevrelenmiş kumsallar, fahiş fiyatlı şezlonglar ve şemsiyelere tepki gösteren insanlar, yasa dışı olarak değerlendirdikleri durumun sonlandırılmasını istiyor.
Save Paros Beaches hareketinin kurucu üyelerinden 78 yaşındaki Christos Georgousis, "Bizimki, kanunsuzluğa, kıyılarımızdaki kanunsuzluğa karşı bir savaş. Polisi ve sahil güvenliğiyle devletin bu sorunu çözmesi gerekir çünkü bizim denizlerimiz halkındır ama şezlonglarla uğraşmada bile etkisiz olduğu kanıtlandığından, kendimiz hallediyoruz" ifadelerini kullandı.
Paros adasındaki şezlonglar için 120 euroya kadar para istendiği belirtilirken, protesto hareketine göre durum, doğal ve kültürel çevrenin korunmasının yasalarda "devletin görevi ve her insanın hakkı" olarak yer aldığı için anayasaya aykırı.
The Guardian’da yer alan habere göre sorun, yerel makamların tahsis edilen alanın teorik olarak yalnızca yüzde 50'sini kullanmaları koşuluyla otelcilere, bar ve restoran sahiplerine kıyı şeridi kiralamasına izin veren belirsiz imtiyaz sözleşmelerinde yatıyor. Harekete göre, yer sahipleri, yer olmadığı gerekçesiyle para vermeyen insanları çıkartıyor.
Öte yandan, sosyal medyanın da etkisiyle “plaj havlusu hareketi” denilen hareket hızla yayıldı. Son haftalarda, kiralama şirketlerinin plajlara ücretsiz erişimi engellediği yönündeki raporların artmasıyla birlikte kuzeyde Halkidiki'de ve batıda İyon adalarında protestolar düzenlendi.
Kampanyanın Yunanistan'ın on yılının sonundan bu yana gördüğü ilk "gerçek isyan" olarak nitelendiren eski devlet yetkilisi Elisavet Papazoi, “Plajların ele geçirilmesi bildiğimiz şekliyle yaz mevsimine sınırlamalar getirmekle kalmıyor. İnsanlar kanunsuzluktan bıktı. Kalkınma istiyorlar ama sınırsız ve kontrolsüz bir gelişme istemiyorlar ve devletin yapması gerekeni, yani hukukun üstünlüğünü sağlamak için harekete geçmeye hazırlar” dedi.