K­i­l­o­s­u­ ­5­ ­b­i­n­ ­l­i­r­a­!­ ­Y­ı­l­l­a­r­ ­s­o­n­r­a­ ­ü­r­e­t­i­m­i­ ­y­e­n­i­d­e­n­ ­b­a­ş­l­a­d­ı­,­ ­g­ö­z­l­e­r­ ­ş­i­m­d­i­ ­b­u­ ­ü­r­ü­n­d­e­!­

K­i­l­o­s­u­ ­5­ ­b­i­n­ ­l­i­r­a­!­ ­Y­ı­l­l­a­r­ ­s­o­n­r­a­ ­ü­r­e­t­i­m­i­ ­y­e­n­i­d­e­n­ ­b­a­ş­l­a­d­ı­,­ ­g­ö­z­l­e­r­ ­ş­i­m­d­i­ ­b­u­ ­ü­r­ü­n­d­e­!­

Sadece Güney Amerika, Honduras ve Muğla'da büyüyen, Mısır medeniyetinde firavunların öncülüğünde mumyalama materyali olarak görev yapan, buzul çağından bugüne kadar ilaç ve kozmetik sektöründe kullanımı sürekli olan 'sığla yağı' üretimi, 6 yılın ardından yeniden canlandı.

Muğla Orman Bölge Müdürlüğü tarafından ihaleyle satışa sunulan ve Köyceğiz Orman İşletme Müdürlüğü Beyobası İşletme Şefliği gözetiminde üretimi sürdürülen sığla yağı, 100 gramının 500 TL değer biçiliyor.

Sığla yağının en büyük tüketicisi kozmetik sektörünün global çapta en önemli merkezi olan Fransa'dır. Fransa’da hazırlanan dünyanın en değerli parfümlerinin kritik bir bileşeni olan sığla yağı, ülkemizde mide ülseri başta olmak üzere güneş yanıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.

2017 yılından bu yana üretimi durdurulan sığla yağının üretimi, Köyceğiz ilçesindeki binlerce dönüm alanda bulunan sığla ağaçlarından, yıllardır devam ettirilen geleneksel tekniklerle üretilen sığla yağı, uzman ekiplerin denetimi altında gerçekleştiriliyor.

Zaman ve emek isteyen bir üretim sürecine sahip olan sığla yağının Türkiye'deki tek üretim merkezi Köyceğiz'deki Orman Bölge Müdürlüğü tesisidir. Orman İşletme Şefi ve orman koruma memurlarının onayını alan ağaçlardan üretim yapılıyor.

2-006.jpg

Türkiye’de yalnızca Muğla’nın Köyceğiz ilçesi Kavakarası Mahallesi'nde sığla yağı üretimi gerçekleştiriliyor. Bu yıl 1 ton sığla yağı ve 3 ton sığla buhuru üretimi hedefleniyor. Sığla buhuru genellikle mevlidlerde başta olmak üzere kırsal alanlarda evlerin odalarında hoş koku yayması için yağı alınan ağaç kabuklarının yakılması ile elde ediliyor.

Sığla yağı üretimini uzmanlar gerçekleştiriyor. Ağaç kabukları ‘Kızıllatma’ adı verilen işlem esnasında ne çok aşırı kazınıyor, ne de çok az. Ağacın kabuklarının çok fazla soyulması ağaç ömrünü kısaltıyor. Kızıllatma işleminden 15 gün sonrasında ağaç gövdelerindeki reçine ve kabuklar soyuluyor.

Kabuklar çuvallar ile sığla üretim merkezine getiriliyor. Burada kabuklar bir dizi odun ateşinde kaynatılıyor ve ardından pres makinesine atılıyor, böylece sığla yağı çıkarılıyor. Yağı alınan sığla kabukları atılmıyor, kurumaya bırakılıyor ve kuruyan kabuklar buhur olarak kullanılıyor.

Köyceğiz Beyobası Orman İşletme Şefi Tuğran Erik, “2023 yılı programımızda yer alan 1 ton sığla yağı ve 3 ton sığla buhuru üretme çalışmaları, işletmemizde Nisan ayında başladı. Ekim ayı sonuna kadar süreceği tahmin edilen çalışmalarımız, yüklenici tarafından Kavakarası bölgesi Eski Köyceğiz Mahallemizde işçiler tarafından yürütülüyor” ifadelerini kullandı.

1-005.jpg

Sığla yağı üretim işini yürüten işletmeci Cüneyt Taşdemir, “Şu an kilogramı 5-5.500 lira arası fiyatlandırma yaparak çalışmaya başladık. Çünkü çok kıymetli. Türkiye’de sadece burada üretiliyor. Dünyada ise bir ya da iki yerde üretimi gerçekleştirilen bir yağ. Genellikle gıda ve ilaç endüstrisine satıyoruz. Fransa, Kanada ve Amerika daha çok ilgi gösteriyor. Aslında yıllardır Fransa'ya gönderiyoruz. Faydaları saymakla bitmeyecek bir yağ. Mideden, diş etinden, parfüme kadar.

Dünyanın en değerli parfümlerinin içeriğinde yer alıyor. Mide ve diş eti ilaçlarının içinde bulunuyor. Vücutta bir yara varsa, hızlı bir iyileştirme sağlıyor. Mısır Kraliçesi Kleopatra zamanından beri kullanılan ve o dönemde özellikle buradan alınan bir ürün. Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale Savaşı'nda yaralanan askerlerimizin tedavisinde de kullanılmış ve buradan sevk edilmiş” şeklinde konuştu.

İşin ustası Oktay Aydemir, sığla yağı oluşturma prosedürünü aktarırken, "Herşeyden önce ağacın kabuğunu soyuyoruz. 15-20 gün sonunda ağaç yine soyuluyor. Bu ikinci soymanın sonucunda, yani ikinci fazda, ağaç kemiği meydana çıkıyor. Bir sonraki 15-20 günlük periyotta ağaç kendi onarım sürecine giriyor ve yağ salmaya başlıyor. Biz bu noktada kabuğu bir kez daha soyuyoruz ve yağ akışını başlatıyoruz. Bu evreler elbette hızlı bir şekilde gerçekleşmiyor.

Yaklaşık haftada bir veya on günde bir gerçekleştiriliyor. Kabukla birlikte toplanan yağları Orman İşletmede işliyoruz. Yani yağları önceden kaynamış su içinde 10 dakika bekletip sonra presle sıkıyoruz. Sıkılan yağ suyla birlikte akıp yağ kazanlarında toplanıyor. Kazanlarda yağın ağırlığı suya kıyasla fazla olduğu için yağ altta kalıyor, su üstte birikiyor. Yağı ihale ile kazanan iş ortakları yağı teslim alıyorlar" ifadelerini kullanıyor.

Bu ağacın kökenleri Buzul Çağı'na dayanıyor ve neslini devam ettiriyor. Sığla yağı, mide ülseri başta olmak üzere ilaç ve kozmetik endüstrisinde kullanılan bir ürün, ayrıca güneş yanığına karşı da etkili olarak biliniyor. Mısır medeniyetinde sığla yağının önemli bir konumu vardır, özellikle firavunlar için mumyalama sürecinde vücudun iç ve dış kısımlarına uygulanıyor. Sığla yağının vücudu tamamen kaplaması ve hava almasını engellemesi nedeniyle, vücutlarını yıllar boyunca koruma amacıyla kullanılmıştır.

Mumyalama işlemine ek olarak, sığla yağı, Mısır Kraliçesi Kleopatra ve Roma hamamları için bir aşk iksiri ve güzellik aracı olarak kullanılmış, ayrıca Hipokrat tarafından ilaç olarak kullanılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Kanuni Sultan Süleyman, Marmaris-Fethiye arasındaki bölgeyi kardeşi Mihrişah Sultan'a vermiş, Mihrişah Sultan da bu toprakları, eşi Mısır Hidivi Ali Paşa ile birlikte vakıf olarak işletmiş ve bu bölgedeki sığla ağaçlarından elde edilen yağı Mısır'a ihraç etmiştir. Ayrıca, Evliya Çelebi de Seyahatname'sinde Menteşe toprağında kavak gibi küçük bir ağaçtan sığla yağı elde edildiğini, bu yağın Mısır'a ve oradan Hindistan'a gönderildiğini, cüzzam hastaları tarafından kullanıldığına dair bilgiler vermiştir.

Popular Articles

Latest Articles