­G­e­r­i­ ­d­ö­n­ü­ş­ü­m­­ ­y­a­n­g­ı­n­l­a­r­ı­ ­z­e­h­i­r­ ­s­a­ç­ı­y­o­r­:­ ­U­z­m­a­n­l­a­r­ ­i­t­h­a­l­ ­a­t­ı­k­l­a­r­ı­ ­i­ş­a­r­e­t­ ­e­t­t­i­

­G­e­r­i­ ­d­ö­n­ü­ş­ü­m­­ ­y­a­n­g­ı­n­l­a­r­ı­ ­z­e­h­i­r­ ­s­a­ç­ı­y­o­r­:­ ­U­z­m­a­n­l­a­r­ ­i­t­h­a­l­ ­a­t­ı­k­l­a­r­ı­ ­i­ş­a­r­e­t­ ­e­t­t­i­

Manisa'da bir geri dönüşüm tesisinde çıkan ve 19 saat boyunca söndürülemeyen yangına ilişkin ÇMO İzmir Şubesi açıklama yapıp uyarılarda bulunurken, Doç. Dr. Sedat Gündoğdu da yangının çevre ve insan sağlığına olumsuz etkilerinden bahsetti. Uzmanlar, bu tip yangınların çıkma nedenine ilişkin "ithal atık" artışının etkisi olduğunu söylüyor.

Geçtiğimiz günlerde Manisa’nın Yunusemre ilçesindeki geri dönüşüm tesisinde başlayan yangın ancak 19 saat sonra kontrol altına alınabildi. Yangın sonrası ortaya çıkan koyu siyah duman, Bornova üzerinden İzmir Körfezi ve güneye doğru taşındı.

Geri dönüşüm tesislerinde 2021 ve 2022 yılında bu tesislerde en az 200 yangının yaşandı. Uzmanlar bu artışlarının nedeninin ithal atık artışı olduğunu söylüyor.

Yangın söndürüldükten sonra ortaya çıkan külün içinde de benzer şekilde zehirli tehlikeli maddeler, poliklorlu bifeniller (PCB), toksik, poliaromatik hidrokarbonlar gibi son derece zehirli ve kanserojen etki yaratan bileşikler havaya karıştı.

Evrensel gazetesinin haberine göre; ithal edilen ya da toplanan plastik atıklardan geri dönüşüme uygun olmayanların tesislerin içinde yakılarak imha edildiği ve yangınların artmasının ardındaki nedenin “yakılarak imha” yöntemi olduğu iddia ediliyor. Yangınların nedenleri, sıklıkları ve etkileri tesislerin fiziki şartları ve çalışma koşulları ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirten Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şubesi, atıkların genel özelliklerine göre ilgili mevzuat kapsamında alınması gereken asgari önlemler alındığında ve denetlendiğinde risklerin kontrol altına alınabileceğini söyledi.

Geri dönüşüm tesislerindeki yangın risklerinin değerlendirildiği açıklamada, “İşlenen atıkların türü, atık kabul ve depolama alanları, tesislerin açık ve kapalı alanlarındaki iş akışı ve fiziki koşulları ile birlikte yangın riskini oluşturabilecek pek çok değişkenin varlığı göz önünde bulundurulduğunda tesislerde yangın güvenliğinin sağlanması kritik öneme sahiptir” ifadesine yer verildi.

Tesislerin çevre mevzuatı kapsamında yükümlülüklerini yerine getirerek faaliyet göstermeleri gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, çevre mevzuatında tanımlanan yükümlülüklerle birlikte işçi sağlığı ve güvenliği ile yangın güvenliği ile ilgili mevzuat kapsamında da yükümlülüklerin önemi bir kez daha anımsatıldı.

Tesis içi aktarmada işlenmeyi bekleyen geri dönüştürülmüş ürünler bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Kâğıt, karton ve plastik gibi balyalanmış geri dönüşüm ürünleri, balyalanmış ve paketlenmiş SRF/RDF ve diğer atık yakıtlar, ahşap, sert plastikler, lastikler vb. farklı türlerdeki malzemelerin depolanması ile ilgili uygun koşulların sağlanması ve denetlenmesi son derece önemlidir. Atıkların türleri ve özelliklerine göre güvenli depolama kapasitesi hesaplanmalı, kendiliğinden yanma riskine karşı depolama süreleri kontrol altında tutulmalı ve yangın güvenliği için gerekli önlemler alınmalıdır” denildi.

Bu yangınların çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkilerine de değinen Gündoğdu, “Yanan malzemelerin içeriği çok karışık. Bu yangınlarda çeşitli nitelikte zehirli maddelerin atmosfere salınıyor. Ağır metaller, klor, kurşun ya da cıva gibi maddeler atmosfere karışıyor ve en yakın bölgede yere çöküyor. Buralar tarım arazileri ya da su kaynakları olabiliyor” açıklamasını yaptı.

Yasaklanmış bazı maddelerin de bu yangınlarda atmosfere salınmasının çok olası bir risk olduğunu ifade eden Gündoğdu, “Bazı kalıcı organik kirleticiler ya da parçalanması çok zor olan kirleticiler var. Dioksinler, furanlar gibi maddeler son derece kanserojen ve bulaştığı her yerde birikim yapan kimyasal maddelerdir. Bunun dışında yasaklanmış bazı zehirli kimyasalların da atmosfere yayılmış olması oldukça olası. Bunlar da çevre ve insan sağlığı için son derece zararlı. Bu tür yangınların yaratacağı etkilerin boyutlarını anlayabilmek için etkin bir soruşturma yürütülmeli ve buralardan numune alınmalı” şeklinde konuştu.

Popular Articles

Latest Articles