B­a­ş­k­e­n­t­ ­A­n­k­a­r­a­’­n­ı­n­ ­e­ş­s­i­z­ ­h­a­z­i­n­e­s­i­!­ ­Y­e­r­l­i­ ­y­a­b­a­n­c­ı­ ­h­e­r­k­e­s­ ­o­n­u­ ­g­ö­r­m­e­k­ ­i­ç­i­n­ ­a­k­ı­n­ ­e­d­i­y­o­r­:­ ­D­ü­n­y­a­d­a­ ­b­i­r­ ­b­e­n­z­e­r­i­ ­d­a­h­a­ ­y­o­k­

B­a­ş­k­e­n­t­ ­A­n­k­a­r­a­’­n­ı­n­ ­e­ş­s­i­z­ ­h­a­z­i­n­e­s­i­!­ ­Y­e­r­l­i­ ­y­a­b­a­n­c­ı­ ­h­e­r­k­e­s­ ­o­n­u­ ­g­ö­r­m­e­k­ ­i­ç­i­n­ ­a­k­ı­n­ ­e­d­i­y­o­r­:­ ­D­ü­n­y­a­d­a­ ­b­i­r­ ­b­e­n­z­e­r­i­ ­d­a­h­a­ ­y­o­k­

Roma İmparatorluğu’ndan kalma bu yer Başkent Ankara’nın eşsiz hazinesi. Özellikle tarih merakı olan yerli ve yabancı turistlerin akın ettiği bu yerin dünyada bir benzeri daha yok. İşte, başkentin o eşsiz yeri…

Ankara’nın Altındağ ilçesinde olan ve Hacı Bayram Camisi sınırlarının içinde yer alan Augustus Tapınağı eşsiz bir hazine. Ankara Kalesi’nin karşısında bulunan tepe, tarih boyunca her zaman kutsal bir yer olarak kabul gördü. Geçmişti Frigler zamanında Kibele için yapılan tapınağın olduğu noktaya M.Ö 25-20 yıllarında son Galat hükümdarı Amintas’ın kızı Plimanes tarafından, Roma İmparatoru Augustus adına tapınak yaptırıldı. Bu tapınak, Hıristiyanlığın Roma İmparatorluğu’na yayılması sonrasında Bizans zamanında kilise olarak kullanıldı. Ardından Selçuklu ile Osmanlı zamanlarında da korunan yapı, bu dönemlerde imamların kaldığı yer olarak geçmiş yüzyıllarda hizmet vermişti.

Augustus Tapınağı’nın Cella Duvarı (kutsal bölüm), 2000’li yılların başlarında %10’luk bir eğim ile yıkılma tehlikesi yaşadı. Anadolu Kültür Akademisi Derneği tarafından gösterilen çabalar, ODTÜ ile İtalya’dan gelen heyetlerin incelemesi ve belediye tarafından sağlanan finansmanla çelik konstrüksiyonla yıkılması engellendi. Türkiye’yi ziyaret eden turistlerin Anadolu Medeniyetler Müzesi ile beraber en çok ziyaret ettikleri mekanlardan olan bu anıt, sağlamlaştırma çalışması sonrasında çevresi kapatılarak koruma altına alındı.

ankara-augustus-tapinagi-1.jpg

Anıtın bu kadar fazla ilgi görmesindeki en önemli neden dünyadaki tek örnek yazıt olması. İmparator Augustus’un kendi ağzından faaliyetlerini anlattığı yazıttan, yaşadığı dönemde 4 örnek vardı. Bunların ikisi yıkılıp kaybolurken, Roma’daki 3’üncü örnek ise Ortaçağ’da bronz ihtiyacı için eritilip kullanılınca, Ankara’daki örnek tek olarak kaldı.

Prof. Dr. Musa Kadıoğlu, bu yazıtın önemini şöyle anlatıyor:

Augustus Tapınağı içinde bulunan yazıt, tam olarak korunabilmiş tek örnektir. Roma’da, Tiber Nehri kenarındaki Augustus’a ait mozolede, bronzla kazınmış olan diğer örnek, Ortaçağ’da eritilerek kaybedilmiş. Isparta Uluborlu Apollonia Antik Kenti'ndeki Yunanca ve Yalvaç’taki Antiocheia’da bulunan Latince örneklerinin ise ancak taşları bulunabildi. Tam olarak, bu uzunlukta, imparatorun kendi ağzından ve iki dilde sağlam kalabilmiş tek örnek, Augustus Tapınağı içinde yer alanıdır. Bu nedenle çok kıymetlidir.

ankara-augustus-tapinagi-2.jpg

İmparator Augustus, Sezar’ın yeğeniydi. Ağustos ayı da onun adından gelir. Sezar’ın suikastla senatoda öldürülmesinin ardından önce üçlü yönetimde (triumvir) yer aldı, sonra tek başına imparator olarak 46 yıl boyunca devleti yönetti. azıtta, Augustus kendi ağzından Roma İmparatorluğu’nda yaptığı işleri anlatıyor. Prof. Dr. Kadıoğlu bu konuda şunları söylüyor. Mesela imparatorluğun tamamında nüfus sayımı gerçekleştirmiş ve ‘4 milyon kişi sayıldı’ diyor. Kendi cebinden imparatorluk ordusu kurduğunu anlatıyor. 45 yılın tek tek özeti yapılmış durumda. Bu anlamda ve iki dilde tek örnek. Bu kadar uzun yazıt nadiren ele geçer. Bu nedenle Alman Tarihçi Theodor Mommsen, ‘yazıtların kraliçesi’ ifadesini kullanır. Bu kadar önemlidir.

ankara-augustus-tapinagi-3.jpg

Bin yıldır ayakta olan Augustus Tapınağı, üç farklı inancın buluştuğu nokta olarak dünyada da ender örneklerden birini oluşturuyor. Anıtta, Doğu Duvarı’nda kilise olarak kullanıldığı döneme ait izler ile Osmanlı döneminden kalma figürler de var. Anıtın 2 bin yıl daha ayakta kalabilmesi için ise çalışmalar sürüyor. Duvarın yıkılması çelik konstrüksiyonla önlendi. Daha önce bu bölgeye konulan fıskiyeler ise anıta ve camiye zarar verdiği için kapatıldı. Anıtın erozyon, hava kirliğinden kaynaklı yağmurdaki asit oranı gibi etkilerden de korunması gerekiyor. Bu nedenle Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na bazı projeler sunuldu. Bunların hayata geçmesiyle, anıtın üzerinin kapatılması ve hava koşullarından korunması hedefleniyor.”

Popular Articles

Latest Articles