B­a­d­i­o­u­:­ ­T­ü­r­k­l­e­r­i­n­ ­y­a­s­ı­ ­b­i­z­i­m­ ­y­a­s­ı­m­ı­z­d­ı­r­

B­a­d­i­o­u­:­ ­T­ü­r­k­l­e­r­i­n­ ­y­a­s­ı­ ­b­i­z­i­m­ ­y­a­s­ı­m­ı­z­d­ı­r­

Türkçede ‘Aşka Övgü’, ‘Sonsuz Düşünce’, ‘Gerçek Mutluluğun Metafiziği’ gibi kitaplarıyla tanınan, çağımızın büyük filozoflarından Alain Badiou, depremlerin ardından Türkiye’ye destek mesajı gönderdi. Fransız filozof mesajında “Türklerin yası bizim yasımızdır. Biz orada insanlığımızın, hiçbir kötülük yapmadığı halde bir haksızlıkla, kötülükle sarsılmış kederli bir parçasını kaybettik” dedi.

Çağımızın büyük filozoflarından Fransız filozof Alain Badiou, depremlerin ardından Türkiye’ye destek mesajı gönderdi. Badiou’nun Kocaeli Üniversitesi Araştırma Görevlisi Adnan Akan’a hitaben yazdığı mesaj, hakemli felsefe dergisi Felsefelogos’un sosyal medya hesabından yayımlandı. Badiou’nun “Size ve sizin aracılığınızla Türk halkının benzeri görülmemiş bir doğal felaket karşısında kelimenin tam anlamıyla ezilmiş, yok edilmiş kesimine seslenmek istiyorum” ifadeleriyle başlayan 25 Şubat 2023 tarihli mesajının tamamı şöyle:

“«Kırk bin ölü», «<Enkaz altında geçen günler, «<Ailem öldü», «Evim tamamen yıkıldı», «Çocuklarım kayboldu» gibi cümlelerin ne anlama geldiğini bu felaketten uzak olan bizlerin hayal bile edebilmesi mümkün değil elbette. Yapabileceğimiz tek şey, asla tam anlamıyla ifade etmeye yetmeyecek bir dille hatta neredeyse umutsuzca bu öldürücü eziyeti başkalarına aktarmak, onu duyurmak olabilir, ki böylece bütün insanlık sizi sarsan bu afet karşısında hiç değilse sizin yanınızda durabilsin ve sizi kuşatan bu ölümcül yıkım hakkında, hep biraz eksik kalacak olsa da bir fikir edinebilsin.

‘ACIMASIZ YIKIMIN GÜÇLÜ SİMGELERİ’

Bir filozof ve aynı zamanda Türkiye dostu biri olarak (Türkiye’de pek çok kez konuşma yaptım ve karşımda her zaman çok dikkatli ve entelektüel açıdan çok canlı bir dinleyici kitlesi buldum) katlanmak zorunda olduğunuz bu acımasız yıkımın güçlü simgelerini en azından zihnime kazımam gerekir. Hayal edilemeyeni hayal etmeye, kendimde, kendi düşüncelerimde, sizin korkunç hikayelerinizi, sonsuz acılarınızı, kayıplarınızı ve yasınızı kucaklayacak bir tür boşluk yaratmaya çabalamalıyım. İnsan türüne ait olmak demek, sosyal eşitsizlikten savaşların doğurduğu acılara, amansız hastalıklardan doğal afetlere, bu türü derinden etkileyen şeyler hakkında doğru bir fikre sahip olmak demektir aynı zamanda. Bundan başka, neredeyse katlanılamaz bile olsa bu fikirlerin -bunlar ister radikal, ulusal, sınıfsal ya da ister doğal afetlerle ilgili olsun- egoizmin ve adil olmayan farklılıkların ötesinde gerçekten yer alan bir insan topluluğunun inşasını beslediğini bilmek, anlamına gelir insan türüne ait olmak.

Bu anlamda, Türklerin yası bizim yasımızdır. Biz orada insanlığımızın, hiçbir kötülük yapmadığı halde bir haksızlıkla, kötülükle sarsılmış kederli bir parçasını kaybettik, sanki devletlerin tepesinde oturup, şiddetle, haksızlıkla, yalanla yöneten küçük egoist grupların dünyanın dört bir yanındaki kurbanları yetmezmiş gibi! Gelin bugün yüzümüzü Türk halkına dönelim, bu beklenmedik felaket ne kadar büyükse biz de o kadar büyük bir hakikat, adalet ve merhametle uluslararası dayanışma kaynağımızı buraya yöneltelim!

Popular Articles

Latest Articles