Türkiye'de kadın ve erkeklerde en sık görülen ve ölüme en çok neden olan kanser türü akciğer kanseri. Yılda 40 bin akciğer kanseri tanısı konan 37 bin hastanın hayatını kaybettiğini belirten uzmanlar, geçmeyen nefes darlığı ve öksürük varsa akciğer kanserinden şüphe edilmeli diyerek vatandaşları uyardı.
Günümüz dünyasında ve Türkiye'de en sık rastlanan kanser türlerinin başında gelen akciğer kanseri Yılda 1,69 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor.
Kanser İmmünotetapisi Derneği Başkanı ve Adana Şehir Hastanesi İç Hastalıkları ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Timuçin Çil, Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle yaptığı açıklamada Türkiye'de yılda 37 bin kişinin akciğer kanseri nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirtti.
Akciğer kanserlerinin temelde iki ana gruba ayrıldığını söyleyen Prof. Dr. Timuçin Çil, ilk grupta değiştirilemeyen nedenler olarak sınıflandırılan genetik faktörlerin yer aldığını, ikinci grupta ise değiştirilebilir nedenler arasında sigara, alkol, aşırı kilo gibi faktörlerin bulunduğunu ifade etti.
Akciğer kanserinin öksürük, nefes darlığı gibi diğer akciğer hastalıklarında görülebilen şikayetlerle benzer yakınmaları olduğunu belirten Prof. Dr. Çil, "Bu nedenle akciğer kanseri dışındaki nedenlerle tedavi edilen hastalarda geçmeyen bu şikayetler var ise mutlaka kanserden şüphe edilmeli. Akciğer kanserinin temel bulgularından biri geçmeyen şikayetlerdir." şeklinde konuştu.
Akciğer kanserinden ve genel olarak tüm kanserlerden korunmada temel unsuru kansere neden olabilecek faktörlerden uzak durulması olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çil, "Sigara ve alkol kullanımı gibi değiştirilebilen faktörler için bunların kullanımının önlenmesi gibi yöntemler ile kanser riski azaltılabilir.” dedi.
Akciğer kanserinin sigara içmeyen kişilerde de görülebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Çil, Özellikle küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde genetik bozukluklar mutasyon, delesyon ve bunun gibi genetik bozukluklar daha sık görülebiliyor.” dedi.
Son yıllarda geliştirilen yeni tedavileri anlatan Prof. Dr. Çil, "Akıllı ilaçlar ve immünoterapi ile ana tedaviye yardımcı tedaviler başarılı şekilde kullanılıyor, Bazı olgularda radyoterapi de kullanılabiliyor. İlerlemiş hastalığın temel tedavisi ise sistemik tedaviler; kemoterapi, akıllı ilaçlar ve immünoterapidir." şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Çil, hedefe yönelik ilaçların etkisinin hızlı başlaması, etkinliğinin kemoterapiden çok daha fazla olması ve yan etkilerinin klasik kemoterapilerde görülen bulantı kusma, kan değerlerinin düşmesi, saç dökülmesi ve bunun gibi şikayetlerin olmaması gibi özelliklerİnin olduğunu belirtti.