E­v­ ­s­a­h­i­b­i­ ­o­l­m­a­y­ı­ ­u­n­u­t­u­n­!­ ­Z­i­r­a­a­t­ ­B­a­n­k­a­s­ı­ ­e­s­k­i­ ­G­e­n­e­l­ ­M­ü­d­ü­r­ ­Y­a­r­d­ı­m­c­ı­s­ı­ ­t­a­n­e­ ­t­a­n­e­ ­a­n­l­a­t­t­ı­

E­v­ ­s­a­h­i­b­i­ ­o­l­m­a­y­ı­ ­u­n­u­t­u­n­!­ ­Z­i­r­a­a­t­ ­B­a­n­k­a­s­ı­ ­e­s­k­i­ ­G­e­n­e­l­ ­M­ü­d­ü­r­ ­Y­a­r­d­ı­m­c­ı­s­ı­ ­t­a­n­e­ ­t­a­n­e­ ­a­n­l­a­t­t­ı­

Birçok insan çalışıp kazandığı parayla, birikimiyle ev alma hayali kurar. Lakin artık ev sahibi olma hayalleri suya düşüyor. Ziraat Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı konuya ilişkin detayları tek tek anlattı. Uzman isim konut sahipliğinin Türkiye’de giderek büyüyen bir sorun haline geldiğini açıkladı.

Ziraat Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Şenol Babuşcu, türkiye'de konut sahibi olmanın giderek sorunlu bir hale geldiğini ve her geçen gün bu sorunun büyüdüğünü açıkladı. Dolayısıyla ev almak isteyen insanların bu düşüncelerinin artık çok daha zorlaştığı söylenebilir. Babuşcu, 2000 yıllarda sonra konut kredisi kullandırmanın hızlandığını bununla beraber ise konut sahibi olamama sorununun ortadan kalkıyor gibi gözüktüğünü açıkladı. Lakin 2015 senesinden sonra ekonomik dengelerin bozulmasıyla konut sıkıntısı da tekrar kendini göstermeye başladığını söylüyor.

yeni-proje-11.jpg

“NEREDEYSE KULLANILAMAZ HALE GELDİ”

Şenol Babuşcu, konut kredisi kullanımındaki problemlere ilişkin şunları söyledi:

“Zaman zaman iktidarın baskısıyla özellikle kamu bankaları tarafından düşük faizlerle kullandırılan konut kredisi günümüze geldiğimizde, yüksek faiz oranlarının yanı sıra getirilen ciddi kısıtlamalar nedeniyle neredeyse kullanılamaz hale geldi. Daha önce kullandırılan düşük faizli konut kredilerini çoğunlukla gerçekten ihtiyacı olanların mı yoksa konut kredi kredisi kullanmasa bile ev alabilecek güçte olanların mı kullandığı ise belirsiz.”

Babuşcu, TÜİK tarafından yayınlanan 2023 yılının ekim ayında konut satış istatistiklerini yayınladığını açıklayarak Türkiye genelindeki konut satış rakamlarını açıkladı. Buna göre Babuşcu, şu verileri paylaştı:

“* Konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %8,7 azalarak 93.761 oldu.

* Konut satışları Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %14,3 azalışla 993.835 olarak gerçekleşti.

* Türkiye genelinde ipotekli konut satışları ise Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %58,0 azalış göstererek 5.577 oldu.

yeni-proje-10-001.jpg* Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %5,9.

* Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %31,2 azalışla 166.461 adet.

Yabancılara yapılan konut satışları;

* Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %52,9 azalarak 2.535 adet oldu.

* Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %44,4 azalarak 30.599 adet gerçekleşti.”

Bu verileri yorumlayan uzman isim, ekim ayında ülke genelinde satılan konutların yüzde 94’ünün; yılın ilk 10 ayında satılan konutların ise yüzde 83’ünün konut kredisi çekilmeden satıldığını ifade etti. Buna ilişkin olarak konut fiyatlarındaki inanılmaz artışın ve konut kredilerinin düşmesinin sonucunda konutların nasıl satıldığı sorusuna istinaden bazı yorumlarda bulundu.

yeni-proje-9-002.jpg

KONUTLAR NASIL SATILDI?

Babuşcu, bu konuya ilişkin olarak, “Verilerden çıkan sonuca göre yüksek olduğu söylenen konut fiyatlarından peşin ödeme yaparak ev alabilen bir kesim hala mevcut. Ancak burada temel soru, konutları alanların çoğunluğunun ihtiyacı olduğundan ilk kez ev alanlar mı yoksa daha önceden konuta sahip olup, yatırım amaçlı olarak ikinci, üçüncü konutunu alanlar mı olduğu?” açıklamasını yaptı.

Kendi yönelttiği bu soruyu yanıtlayan uzman isim, paylaşımına şöyle devam etti:

“Bu sorunun büyük olasılıkla cevabı daha önceden konutu olup üzerine yeni ev alanlardır şeklinde. Çünkü son yıllarda yaşadığımız enflasyonist süreç ve bozuk diğer makroekonomik dengeler Ülkemizdeki gelir dağılımını iyice bozdu. Azınlıktaki belirli bir kesim zenginliğini daha da artırırken halkın çoğunluğu fakirleşme süreci yaşıyor. Bu fakirleşen kesimin peşin almayı bir kenara bırakalım kredili bile konut alımı için gereken kredi taksitini geri ödemesi de mümkün değil. Dolayısıyla konut alan kesim büyük çoğunlukla azınlıktaki zenginleşen gruptan. Bunlar da zaten giderek zenginleştiklerinden hem daha önceden evleri olan hem de kredi kullanma olanakları (ihtiyacı) olmasa bile peşin olarak konut bedellerini ödeyebilecek olan kesimdir.”

yeni-proje-8-002.jpg

“GELECEK AÇISINDAN KAYGI YATAMASI GEREKEN BİR DURUM”

Söz konusu bu durumun insanlar için gelecek açısından kaygı yaratması gerektiğini vurgulayan Babuşcu, konut sahiplik oranlarının son yıllardaki gelişmelerini görmenin mümkün olduğunu ifade ederek, 2010 sonrası döneme baktığımızda Türkiye’de 2010 yılında yüzde 60 olan konut sahipliği oranı 2014 yılında yüzde 61,1 ile zirve yaptıktan sonra düşmeye başladı. En son 2022 yılında yüzde 56,7’ye indi. Lojmanda oturanlar ya da başkasının evinde ücretsiz oturanlar hariç tutulduğunda, kiracı olanların oranı ise 2010’da yüzde 22,1 iken 2022 yılında yüzde 27,2’ye yükseldi. Bu ortamda önümüzdeki dönemde bu tablonun daha da kötüleşmesi kaçınılmaz görünmekte” açıklamasını yaptı.

Konut alımlarındaki sorunun, konut kredilerindeki zorlayıcı etkilerin sonucunda ortaya çıkan tablonun Türkiye için çıkarttığı dersler olduğunu ifade eden Babuşcu, dikkat edilmesi gereken noktalara da değindi. Türkiye'ye ilişkin öz olarak çıkarılacak dersleri sıralayan uzman isim, şunları söyledi:

“İpotekli konut satışları hızla düşerken toplamda konut satışları aynı hızla düşmemekte. Bu durum çoğunlukla zenginlerin ellerindeki konut sayısını artırdıklarını göstermekte.

Konut sahipliği oranı giderek düşmekte. Düşüş sürecinin 2014 yılından buyana kesintisiz olduğu düşünülürse, bu durum büyük ölçüde konut kredilerinin kullanımının dışındaki nedenlerden kaynaklanıyor. Temel neden ise ülkede konut fiyatlarının artış hızının hane halkı gelirleri artış hızından daha fazla olması. Özellikle de son yıllarda konut fiyatlarının sabit gelirlilerin ödeme gücünün çok ötesine geçmesi.”

yeni-proje-7-002.jpg

Bunların yanı sıra son yıllarda ülke genelinde derinden etkileyen ve önümüzdeki yıllarda da devam edeceği düşünülen enflasyonist ortamı da işin içine katan uzman isim yüksek faiz oranları ile konut kredilerinin kullanımının imkansız hale geldiğini açıkladı. Babuşcu, “İlk kez konut alacakların konut kredisi kullanımında herhangi bir düzenlemeye bağlı engel yok, ancak ihtiyaç duyulacak kredi miktarı ve faiz oranları, kredi taksitlerinin çok yüksek olmasına yol açtığından kullanımı mümkün olmamakta” paylaşımını yaptı.

2020 yılında ve sonrasında ülkede üretilen yıllık konut sayısının, yeni konut ihtiyacının gerisinde kaldığını ifade eden uzman isim, önümüzdeki yıl bu açığın daha da artacağını düşündüğünü söyledi. Söz konusu bu durumun ev sahipliği oranının düşmesine de etki edeceğini, kiralık konut bulmada da sıkıntıları ortaya çıkaracağını ifade etti.

Babuşcu, Açıklamasına şöyle devam etti:

“Ülkede yaşanan dışarıdan göç hareketleri konut piyasasındaki dengeyi bozan bir unsur oldu.

Yabancılara vatandaşlık verilmesinde çok düşük sayılabilecek meblağlarla konut alınmasının yeterli olması dengeyi bozan bir başka durum.

Ayrıca 6 Şubat depremi sonrası yaşanan göç hareketleri bölgesel düzeyde konut piyasasındaki dengeleri etkiledi.

Sonuç olarak süreç bu şekilde devam ederse, ülkemizde konut piyasasındaki sıkıntılar daha da büyüyerek krize dönüşme olasılığı bulunmakta. Konut üretimi ihtiyacın gerisinde seyretmekte. Her yıl ortaya çıkan konut talebini karşılayacak konut üretimi olmadıkça sorunun çözümü de mümkün değil. İktidar konut üretimi konusunda tamamen deprem bölgesine yoğunlaşmış görünmekte. Önceliğin deprem bölgesi olması doğru bir tavır olmakla birlikte, diğer bölgeler de ihmal edilmemeli. Özellikle büyük şehirlerde sorun giderek büyümekte ve işin içinden çıkılmaz hale gelmekte.”

Popular Articles

Latest Articles