Ormanın derinliklerinde bulunan o küçük yaratıkları sabırla takip ettikten sonra resmen servete konuyor! Ormandan sepet sepet topladıktan sonra işi ticarete döküyor… Üstelik hem çok lezzetli hem çok pahalı hem de en doğalı. İşte konuya ilişkin detaylar…
Onları teker teker takip ederek ormanın derinliklerinde gizli hazinelerini buluyor. Bulduğu o hazineyi özenle yerinden çıkarttıktan sonra satışını yapıyor. Bir yandan sevdiği işi yaparken bir yandan da para kazanıyor. Üstelik en doğalını buluğ halka ulaştırıyor. İşte “bal avcısı Hüseyin’in” hikayesi
Kahramanmaraş’ın Güldağı köyünde yaşayan ve “bal avcısı” olarak bilinen Hüseyin Demirci arılarla beş yıl önce tanışarak bu işe başladığını anlattı. Arılarla alakalı beş yıl öncesine kadar hiçbir bilgileri olmadığını anlatan Demirci, arıları tanıdıkça, arıların bütün davranışlarını neredeyse ezberlediklerini dile getirdi.
Demirci, “Su kaynaklarında gördüğümüz arıları dikkatle bazen dakikalarca bazen saatlerce gözlemleriz. Doğada, ormanda arıların izini bulmak çok zor. Doğa çok geniş çok büyük arılar çok küçük. Bu aslında bir hastalık gibi” dedi.
Arıların izini sürerek 3 saatlik oldukça meşakkatli bir yol sürerek ormanın derinliklerine kadar inen Demirci ve arkadaşları arıların bal yaptığı yuvayı bularak o yuvayı açıyor. Bunun için özel kıyafetlerini giyerek işe koyuluyorlar.
Demirci, “Bu arılar daha önce buraya konulmuş ya da kovandaki gibi sürekli insan müdahalesi ile karşılaşan arılar değil. Bu arılar bizi ilk ce son kez görüyor. Arıların yuvasını bulduğumuz zaman arıların kapılarını çalıyoruz. Bizlere adeta ikram eder ballarından veriyorlar. Bazısı hiç sokmuyor bazısı da kızgın oluyor ve bizi sokuyor. Balın bir kısmını alıyoruz kendi yaşamımızı sağlamak adına” diye konuştu.
