MHP Genel Başkanı Bahçeli AYM'nin HDP'nin Hazine yardımı blokesinin kaldırılmasına ilişkin sert eleştirilerde bulunarak 'AYM'nin statüsü tasfiye edilmelidir' dedi. Bahçeli AYM Başkanı Zühtü Arslan'ı da hedef alarak "Şayet HDP zillet ittifakında yer almayıp, kendi cumhurbaşkanı adayını çıkarmayı planlıyorsa AYM Başkanı arayıp da bulamayacakları özelliklere sahiptir" ifadelerini kaydetti.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin MYK ve MDK Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP'nin Hazine yardımı hesabına tedbiren bloke konulması kararını kaldıran ve hakkındaki kapatma davasında sözlü savunma tarihini 11 Nisan’a erteleyen Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) sert eleştirilerde bulundu. "Bu yürek burkan hukuk skandalı olarak anılacak bir karardır. Bu karara oy veren mahkeme üyeleri ihanetin sözünü dinlemiş ve buna kulak vermişlerdir" diyen Bahçeli, "Anayasa Mahkemesi, HDP’nin seçimlere girmesini kolaylaştırmış açıktan tarafını belli etmiş güvenilirliğine de bir kez daha kendi eliyle darbe vurmuştur. Önümüzdeki seçimden sonra Cumhur İttifakı’nın yegane hedeflerinden birisi yeni Anayasa’dır. Bu kapsamda AYM’nin statüsü, kuruluş ve yargılama esasları kökten değiştirilmeli, bu mahkemenin millete ters düşen, hainlere zeytin dalı uzatan kahredici mevcut yapısı bütünüyle tasfiye edilmelidir" diye konuştu.
Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
Bir defa şunu ifade etmeliyim ki; MHP ve Cumhur İttifakı 14 Mayıs seçimlerine tam olarak hazırdır. Başarmaya da kararlıdır. Bizim başarmamız demek mazlumların umudu demektir. Ülkemizin yükselişi demektir.
Felaketin gölgesinde yapılacak bir seçim için geri sayım başlamıştır. Bir an evvel seçimleri yapıp ülkemizin ana sorunlarının çözülmesine eğilmek, inşa edilmeyi bekleyen deprem bölgesine kilitlenmek asıl gayemizdir. Türkiye’nin kaybedecek bir saniyesi bile yoktur. Ağırdan almaya hakkımız yoktur. Bizim derdimiz Türkiyemizin kısa sürede derlenip toparlanmasıdır. 14 Mayıs seçimlerinin milletimize ve demokrasimize hayırlı olmasını, yaşadığımız acılar sebebiyle seçim kampanya dönemini sakin sabırlı anlayışlı sağduyulu kutuplaşmalardan uzak, demokratik nezaketle ve projelerin nezaketiyle geçmesi başlıca dileğimizdir. MHP, buna hazırdır. Siyasi muhataplarımız çağrımız da bu yöndedir.
14 Mayıs 2023'te yapılacak seçimleri için siyasi partilere ödenen 3 kat fazla ödeneğin doğrudan depremden etkilenen 11 ilimize ve depremzede vatandaşlarımıza aktarılması mutlak suretle düşünülmelidir. MHP böyle bir feragat gönüllüdür ve Hazine yardımı alan diğer siyasi partilerden de aynı hassasiyeti ümit etmektedir.
(HDP çıkışı) Adı yüksek aidiyeti ve ahlakı küçük olan bu mahkeme söz konusu bloku kaldırmış, HDP’ye Hazine’nin kasasını açmıştır. Bu yürek burkan hukuk skandalı olarak anılacak bir karardır. Bu karara oy veren mahkeme üyeleri ihanetin sözünü dinlemiş ve buna kulak vermişlerdir.
Anayasa Mahkemesi, HDP’nin seçimlere girmesini kolaylaştırmış açıktan tarafını belli etmiş güvenilirliğine de bir kez daha kendi eliyle darbe vurmuştur. Önümüzdeki seçimden sonra Cumhur İttifakı’nın yegane hedeflerinden birisi yeni Anayasa’dır. Bu kapsamda AYM’nin statüsü, kuruluş ve yargılama esasları kökten değiştirilmeli, bu mahkemenin millete ters düşen, hainlere zeytin dalı uzatan kahredici mevcut yapısı bütünüyle tasfiye edilmelidir. Şu anki Anayasa Mahkemesi Türk milletinin mahkemesi değildir.
Teröristlere hazine yardımını kapaklarını açan bir kararı rezalet ve melanet olarak tanımlıyoruz. Şayet HDP zillet ittifakında yer almayıp kendi cumhurbaşkanı adayını çıkarmayı planlıyorsa tavsiyem odur ki Anayasa Mahkemesi Başkanı arayıp da bulamayacakları özelliklere sahiptir. HDP’nin cumhurbaşkanı adayı AYM başkanı olursa biz bunu son derece doğal ve tutarlı bir tercih olarak kabul ederiz.
Anayasa Mahkemesi’nin bölücü terör örgütünün arka bahçesi olması, beka ve güvenlik sorunu olduğu kadar adalet ve hukuk katlidir, buna göz yumamayız.
Suçlunun masum kabul edilip masumların suçlandığı bir Türkiye olamaz, olamayacaktır. Cumhur İttifakı böylesi bir kepazeliğe müsaade etmeyecektir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne tek adam yönetimi diyenler yalancıdır, yıkım failleridir, yozlaşmış zihniyetlerdir.
Zillet İttifakı Türkiye’nin hedeflerini kırmak için son kozlarını oynamaktadır. Zillet ittifakı krizdir, kaostur karamsarlık siyasetidir. İttifakın ortak paydasında buluşan her bir parti koltuk ve makam derdindedir. 2 marttan marta kadar geçen olmayan rantın paylaşım kavgası bunun işaretidir.
Zillet İttifakının bütün bölücü girişimlerine yataklık yaptıkları bu ortamda kirli çabalarının maksadının türk milletini kendinden kuşku duyan milli kimliği ve kişiliği zayıflatılmış bölünmeye karşı duyarsız bekasını savunma refleksi zayıflamış, kimin dost kimin düşman neyin ihanet neyin cesaret olduğu konusunda tereddüt yaşanılan, kendisiyle eve inançlarıyla problemli bir topluluk haline getirilmek olduğu ortaya çıkmıştır.
Kılıçdaroğlu'nun çabası ve çırpınışı beyhudedir. Kılıçdaroğlu şahsıyla birlikte diğer parti başkanlarının alayını birden uçurumun dibine çekecek siyaseten silip atacaktır