K­ö­y­l­ü­l­e­r­ ­y­e­r­d­e­ ­d­ü­n­y­a­n­ı­n­ ­e­n­ ­d­e­ğ­e­r­l­i­ ­h­a­z­i­n­e­s­i­n­i­ ­b­u­l­d­u­!­ ­D­ü­n­y­a­ ­A­ğ­r­ı­­d­a­k­i­ ­b­u­ ­t­a­ş­ı­ ­k­o­n­u­ş­u­y­o­r­.­.­.­ ­İ­ç­i­n­d­e­n­ ­ö­y­l­e­ ­b­i­r­ ­ş­e­y­ ­ç­ı­k­t­ı­ ­k­i­.­.­.­

K­ö­y­l­ü­l­e­r­ ­y­e­r­d­e­ ­d­ü­n­y­a­n­ı­n­ ­e­n­ ­d­e­ğ­e­r­l­i­ ­h­a­z­i­n­e­s­i­n­i­ ­b­u­l­d­u­!­ ­D­ü­n­y­a­ ­A­ğ­r­ı­­d­a­k­i­ ­b­u­ ­t­a­ş­ı­ ­k­o­n­u­ş­u­y­o­r­.­.­.­ ­İ­ç­i­n­d­e­n­ ­ö­y­l­e­ ­b­i­r­ ­ş­e­y­ ­ç­ı­k­t­ı­ ­k­i­.­.­.­

Dünyanın gözü bu taşta. Köylülerin yerde bulduğu o taş meğerse dünyanın en değerli hazinesiymiş. 42 yıllık gizemin sır perdesi aralandı. İçinden çıkan ise herkesi şaşkına çevirdi. İşte tüm detaylar…

42 sene önce Ağrı’nın Eleşkirt ilçesine düşen o taş tüm dünyanın dilinde. Fırat Üniversitesi'ne gönderilen göktaşının detaylı incelemesi tamamlanırken dünyada çok ender bir taş olduğu ortaya çıktı. İçerisinde yer alan metal elementler bakımından oldukça değerli olduğu tespit edilen bu taş Akyumak Köyü kırsalında bulundu. 2 Ağustos 1981 tarihinde düşen göktaşının köylüler tarafından bildirilmesi üzerine Elazığ'a gönderilen bir ekip tarafından inceleme başlatıldı. İşte tüm detaylar…


Bulunan taşa ait küçük bir parça Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğüne verilirken göktaşının 18 kilogram ağırlığında olan en büyük parçası ise FÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümünde muhafaza altına alındı. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Şaşmaz, 2 Eylül akşamında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bazı şehirlerden görülen parlak ışığın meteordan kaynaklandığını belirlerken modern metotlarla güncel veriler elde edilerek Akyumak kırsalına getirilen göktaşının incelenmeye alındığını söyledi.

agri-meteor-tasi.jpg


42 yıl önce gerçekleştirilen ilk araştırma kapsamında meteoroidin gelişmiş indüktif eşleşmiş plazma kütlesi spektrometresi (ICP-MS) cihazıyla incelendiği belirtildi. Yapılan incelemede meteoroidin içerisinde element ve izotopların yer aldığı ortaya çıktı.


42 yıl önce düşen göktaşının bilimsel açıdan oldukça değerli olduğunu belirten Şaşmaz, taşın mineralojik ve jeokimyasal özelliklerinin ortaya koyulması amacıyla uluslararası dergilerde yayımlanarak çalışmaların devam ettiğinin altını çizdi. Demir ve nikel alaşımlı bir meteoroid olduğunu belirten Şaşmaz, asteroit kuşağı içerisinde özellikle ağır ve kıymetli metallerin bol olabileceği bir bölgeden geldiğini söyledi. Taşın içerisinde %69 civarında Demir %5 ile 7 arasında nikel, krom ve kobalt içeriğinin bulunduğunu belirten Şaşmaz, kıymetli bir meteoroit diyerek açıklamalarına devam etti. Dünyanın iç çekirdeği ile ilgili bilgiler sunduğunu ifade eden Şaşmaz, “Bunun bir parçası Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün doğa tarihi müzesinde saklanıyor. Yine bir benzerini Viyana Müzesi`nde görmüştüm. Dünyada ender görülen meteoritlerden biri ve oldukça kıymetli." sözlerine dile getirdi.

en-degerli-tas.jpg

Mars ve Jüpiter arasındaki çember şeklindeki bir yörüngede bulunan asteroid kuşağında çapları 10 metreden 950 kilometreye kadar ulaşan kaya kütlesi bulunduğunu dile getiren Şaşmaz, Çarpma veya başka bir çekim kuvvetinin etkisiyle kopan Kaya parçalarının saniyede 12 ila 72 kilometre gibi büyük bir hızda dünya atmosferine girebileceğinin altını çizdi.

Ağrı'da bulunan göktaşının Madencilik açısından oldukça değerli olduğunun altını çizen Şaşmaz, demir ve nikel açısından önemli bir cevher olduğunu vurguladı. Asteroid kuşağının "uzay madenciliği" diye bir olguyu ortaya çıkarttığını vurgulayan Şaşmaz, şu sözleri dile getirdi:

agri-meteor.jpg


"Akyumak köyü kırsalında gördüğümüz örnek demir ve nikel açısından önemli bir cevher. Nikelin madencilikte işletme tenörü yüzde 1`in altındayken bu gök taşında yüzde 5-7 oranında nikel var. Ekonomik açıdan işletilebilecek özelliklere sahip. Gelecekte asteroit kuşağı sadece demir ya da nikel açısından değil, diğer kıymetli metaller altın, gümüş, platinyum, iridyum gibi pek çok metal açısından önemli bir kuşak haline gelecek. Uzay teknolojisinin geliştirilmesi ülkemiz adına çok önemli, bu gibi fırsatlardan uzaklaşmamak adına."


2 Eylül'de yaşanan olayın ardından vatandaşların doğada buldukları taşları göktaşı gibi getirdiğini belirten Prof. Dr. Şaşmaz, çektikleri görselleri kendisiyle paylaştıklarının altını çizdi. Meteor tanımlanmasının çok kolay bir işlem olmadığını dile getiren Şaşmaz, atmosfere girdiğinde dış kısmının yandığına dair bir işaret olmaması durumunda taşın dünyadan mı yoksa uzaydan mı geldiğinin tespit edilmesinin zor olduğunu söyledi.

meteor-tasi-agri.jpg


Meteor örneklerini tanımlama yolluğu ile ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Şaşmaz, en kolay tanıma yönteminin dış kısmında meydana gelen erime olduğunu işaret etti. İç yapılarına bakarak taşın meteor olup olmadığını anlayabildiklerine vurgulayan uzman isim, tüm meteoroidlerin mıknatıs tarafından çekilmediğinin altını çizdi. Demir oksit içeriğinin yüksek olduğu durumlarda meteoroit olup olmadığını anlayabildiklerini ifade eden Prof. Dr. Şaşmaz, “Yine demir oksit içeriği yüksek olduğu zaman meteorit olabileceği söyleniyor, bu da doğru değil. Bu durumda meteoridin kimyasal bileşimine bakılarak meteor olup olmadığıyla ilgili bilgiler söylenebilir. Vatandaşlar tarafından çok sayıda fotoğraflarla ya da elden gök taşı örnekleri getiriliyor. Ancak bunların meteor olmadığı, şehrimizdeki bir tesise ait ferrokrom cürufu olduğu gözlemlenmiştir." sözleri ile açıklamalarını sonlandırdı.

Popular Articles

Latest Articles