İ­z­n­i­k­l­i­l­e­r­ ­d­i­k­e­n­ ­ü­s­t­ü­n­d­e­!­ ­Ö­n­l­e­m­ ­a­l­ı­n­m­a­z­s­a­ ­h­e­r­ ­ş­e­y­ ­ç­ö­k­e­c­e­k­…­ ­U­z­m­a­n­ ­i­s­i­m­ ­d­u­y­u­r­d­u­

İ­z­n­i­k­l­i­l­e­r­ ­d­i­k­e­n­ ­ü­s­t­ü­n­d­e­!­ ­Ö­n­l­e­m­ ­a­l­ı­n­m­a­z­s­a­ ­h­e­r­ ­ş­e­y­ ­ç­ö­k­e­c­e­k­…­ ­U­z­m­a­n­ ­i­s­i­m­ ­d­u­y­u­r­d­u­

İznik Gölü'nün rengi turkuaza büründü. Bursa Uludağ Üniversitesi'nden Prof. Dr. Taner Yonar, insan faktörünün etkili olduğunu söyleyerek, "Bu kaynakları korumamız; olmazsa olmazımız. Eğer korunmazsak, her şey çöker" ifadelerini kullandı

Bursa'nın önemli tatlı su kaynaklarından biri olan İznik Gölü, çevresindeki tarım arazileriyle çevrili durumda. Ancak son zamanlarda gölde, 'siyanobakteri artışı' adı verilen bir alg patlaması yaşandı. Mavi-yeşil algler olarak bilinen siyanobakteriler, göl yüzeyini kaplayarak ciddi bir sorun oluşturdu. Bu durum, sıcaklığa bağlı su seviyesinin azalması, tarım alanlarında kontrolsüz gübre kullanımı ve atıklar nedeniyle fosfor ve azot oranının artması sonucu göl dibindeki alg tabakasının yüzeye çıkmasından kaynaklandı. Siyanobakteriler, yüzeye çıktıktan sonra yeterli oksijen olmaması nedeniyle göldeki diğer canlılar için de risk oluşturuyor.

iznik-golu-turkuaza-burundu-9f2a697-740x420-1200x675.jpg

Bu konuda Bursa Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Taner Yonar, fotosentez yoluyla beslenen siyanobakterilerin göl dibindeki oksijen eksikliği nedeniyle yüzeye çıktığını açıkladı.

Yonar, "Teknik terimi ile ötrofikasyon dediğimiz kavram. Ötrofikasyon doğal bir süreç. Bizim bahsettiğimiz Alg Patlamasıkavramı; özellikle insani kaynaklardan dolayı aşırı miktarda besin maddesi dediğimiz karbon, azot ve fosforun fazla girişi sonucu, bu canlıların yaşam koşullarının güzel olduğu anda, güneşin sıcaklığının iyi olduğu anda, diğer canlılara göre domine olup, aşırı derecede büyümesinden kaynaklı bir sorun. İlk önce görsel bir şekilde bunu hissediyoruz. Bu denizlerde de oluyor; orada kırmızı alglerimiz var. Özellikle İzmit Körfezi'nde sıklıkla karşılaşıyoruz. Ötrofikasyon kavramı, durağan suların genel derdidir. Özellikle kirlilik girişi varsa; burada bu çok hızlı bir şekilde cereyan ediyor ve bunun sebeplerini konuşmak gerekiyor. İnsani kaynaklar burada ana etken" dedi.

rwerwe-001.jpg

Prof. Dr. Yonar, Manyas, İznik ve Uluabat gibi sulak alanların muhafazası gerekliliğine işaret ederek, "İznik bölgesi; kıymetli bir tarım bölgesi, tarımsal kaynaklardan gelen bir kirlilik yükü söz konusu. Mesela burada tarımda ciddi bir gübre kullanımı söz konusu olabiliyor. Burada iki önemli büyük ilçemiz var. Orhangazi ve İznik ilçesi. Bunların köyleri ve yerleşim bölgeleri var. Burada yerel idareler, gerekli tedbirleri alsa da arıtma tesisleri sıfıra indirmiyor. Değeri belli bir deşarj limiti ile deşarj ediyorlar. Sıfır deşarj kavramını konuşmaksak, bu sorunları yaşarız. Çünkü bu sulak alanlar dünyanın genel problemi. Türkiye Cumhuriyeti'nin en üst makamından bir açıklama geldi. Cumhurbaşkanımız, Türkiye'nin su fakiri olduğunu söyledi. Bu alanlar, bizim potansiyel su kaynaklarımız; Manyas Gölü, İznik Gölü, Uluabat Gölü. Bu alanları korumamız gerekiyor. Evsel sular için gri-siyah su ayrımı, bunların geri kullanımı, sanayi için sıfır atık su, tarım için sulamadan dönen suların geri kullanılması gibi kavramları konuşmamız gerekiyor. Bu kaynakları korumamız; olmazsa olmazımız. Eğer korunmazsak, her şey çöker. Bursa'da çevre mühendisleri odası bir rapor yayınladı. Yüzde 72'sini tarım kullanıyor. Özetle su yoksa açız" diye konuştu.

Popular Articles

Latest Articles