A­f­r­i­k­a­ ­b­e­l­a­s­ı­ ­E­d­i­r­n­e­’­y­i­ ­b­ı­r­a­k­m­ı­y­o­r­!­ ­Ç­e­v­r­e­ ­i­l­l­e­r­ ­d­i­k­e­n­ ­ü­s­t­ü­n­d­e­:­ ­H­a­z­ı­r­l­ı­k­l­ı­ ­o­l­u­n­

A­f­r­i­k­a­ ­b­e­l­a­s­ı­ ­E­d­i­r­n­e­’­y­i­ ­b­ı­r­a­k­m­ı­y­o­r­!­ ­Ç­e­v­r­e­ ­i­l­l­e­r­ ­d­i­k­e­n­ ­ü­s­t­ü­n­d­e­:­ ­H­a­z­ı­r­l­ı­k­l­ı­ ­o­l­u­n­

Türkiye'de, ayçiçeği üretiminin yarısını sağlayan Trakya bölgesinde yaşanan kuraklık, çiftçileri büyük bir zorluk içerisine soktu. Ayçiçeği tarlalarında görülen verim kaybı ise hat safhaya ulaştı! Bu durumun ülke genelini olumsuz etkileyeceği konusunda uyarılar yapıldı.

Türkiye'nin ayçiçeği üretiminin merkezi olarak kabul edilen Trakya bölgesinde kuraklık sebebiyle ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illerinde, geniş arazi alanlarına ekilen ayçiçeği tarlalarında, verim kaybı büyük endişe kaynağı haline geldi. Uzmanlar, bu bölgelerde gerçekleştirilecek hasatta, ekili alanlardaki kaybın yüzde 70 oranında olabileceği uyarısında bulunuyor. Bu durum, Trakyalı çiftçiler arasında mali zorlukların artmasına neden olurken, nasıl bir çözüm bulunabileceği konusunda ciddi çaba harcanıyor.

gfdgfd.jpg

Bölgede ortaya çıkan bu sorunun temel nedeni kuraklık olmakla birlikte, yeni geliştirilen dayanıksız bir tohum türünün de olumsuz etkileri söz konusu. Bazı iddialara göre, kullanılan tohum türü de verim düşüklüğüne katkıda bulunuyor. Bölge genelinde oluşan maliyet tablosu, çiftçilerin gelecekte nasıl bir adım atması gerektiği konusunda ciddi düşüncelere sebep oluyor. Kayıpların milyarlarca lirayı bulabileceği belirtiliyor.

Bu durum sadece Trakya'yı değil, tüm Türkiye'yi etkileyebilir. Ülke genelindeki yaklaşık 1 milyon 550 bin tonluk ayçiçeği üretiminin yarısı Trakya'dan sağlanmaktadır. Bölgedeki çoğu çiftçi, geçimini ayçiçeği tarımıyla sağlamaktadır. Bu nedenle, Trakya'daki sorunlar tüm ülkeyi olumsuz etkileyebilir.

Ayçiçek hasadının öncesinde oluşan tablo hakkında "yaşadığımız resmen afet" sözlerini yorumlayarak, "Türkiye'deki üretimin yarısı Trakya'da gerçekleşiyor. Çorlu, Hayrabolu, Malkara, Saray, Çerkezköy'de yetiştirilen ürünlerin çekirdek kısmı dediğimiz tablaları büyümezken, bitkilerin içi dolmadı. Bir dönüm arazinden 150 kilogram ayçiçek alırken bu oran yarı yarıya düşmüş durumda Türkiye mecburen ayçiçek ithalatına yönelecektir. Çiftçilerimiz, kara kara borçlarını nasıl ödeyeceğini düşünüyor" ifadelerini kullandı.

Tekirdağ Ziraat Odası Başkanı İmdat Saygı, kış aylarının yetersizliğinden verimin düşük olduğunu belirterek, "250 kilogram ürün alınması gereken bir dönüm tarladan 100 kilogram bile alınamaz durumda. Özellikle Kayı, Karaevli, Gazioğlu, Husunlu ve Çorlu'da verim kaybı çok daha yüksek. Toprağın altı kuru kalınca ürünler yandı. Tekirdağ'daki çiftçilerin neredeyse tamamı ayçiçek ve buğday ekimi ile uğraşır. 6 bin üyemiz var ama ne yapacağımızı inanın bilmiyoruz" dedi.

Hasat döneminde yüzde 70'lik bir verim kaybından söz eden Babaeski Ziraat Odası Başkanı Şahin Arslan ise "Trakyalı çiftçilerin büyük kısmı 145 kodlu ABD menşeili firmanın yeni tanıttığı tohumu ekti. Hibrit tohum adaptasyon ve yağ oranı açısından daha verimli ancak 145 kodlu tohum bu yıl ki kuraklığa uyum gösteremedi. Belki diğer tohumlardan ekmiş olsak bu sorun yaşanmayacaktı. Mağdur arkadaşlarımız arasında hasar tespit davası açanlar olacaktır. Bizim bölgemizde 7 bin 500 dekarlık alanda ekim yapılırken, hasat dönemde yüzde 70'lik verim kaybı bekliyoruz" diye konuştu.

Uzunköprü Ziraat Odası Başkanı Özcan Kayalı ise ektikleri 133 numaralı ayçiçek tohumunun, ciddi bir verime sebep olmayacağını söyleyerek, "Bizim bölgemizde tohumla ilgili sıkıntımız yok. 145 numaralı tohum bizim ilçemizde tanıtılmadığından rağbet görmedi. Aynı firmanın 133 numaralı tohumundan kullandık ve sıkıntı söz konusu değil. Çorlu, Muratlı, Lüleburgaz en büyük verim kaybı olan yerler. Bizim odamıza bağlı 5 bin 500 çiftçinin tamamı ayçiçek ekimi yapıyor" diye konuştu.

Yabancı menşeili tohum üreticisi firmasının internet sayfasında bulunan tohumlar için dayanıksız ifadesini kullanan çiftçiler ise, "Verem otunun ve köse (Mildiyö) hastalığının Türkiye'de görülen mevcut ırklarına karşı yüksek seviyede toleranslıdır. Yüksek verim ve yüksek yağ oranına sahiptir. Türkiye'de ıslah edilmiş, orta boylu bir çeşittir. Farklı bölgelerde farklı iklim şartlarına ve değişik toprak tiplerine adaptasyonu mükemmeldir. Stres koşullarına ve kuraklık şartlana toleransı son derece yüksektir" ifadesine yer veriyor.

Popular Articles

Latest Articles