B­o­ğ­a­z­ ­e­n­f­e­k­s­i­y­o­n­l­a­r­ı­n­d­a­ ­a­n­t­i­b­i­y­o­t­i­k­ ­k­u­l­l­a­n­ı­m­ı­n­a­ ­s­o­n­!­ ­F­a­j­ ­t­e­r­a­p­i­s­i­ ­n­e­d­i­r­?­

B­o­ğ­a­z­ ­e­n­f­e­k­s­i­y­o­n­l­a­r­ı­n­d­a­ ­a­n­t­i­b­i­y­o­t­i­k­ ­k­u­l­l­a­n­ı­m­ı­n­a­ ­s­o­n­!­ ­F­a­j­ ­t­e­r­a­p­i­s­i­ ­n­e­d­i­r­?­

Türkiye’de artık antibiyotiğin kullanılamadığı boğaz enfeksiyonu vakalarında alternatif çözüm olan faj terapisi uygulanacak. İlaç alerjisi ve direnç gelişimi gibi durumlarda faj terapisi antibiyotiğe alternatif olacak.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nde başlatılan “Streptococcus pyogenes bakteriyofajlarının karakterizasyonu ve endolizin proteininin bakteriyolitik aktivitelerinin belirlenmesi” adlı proje ile boğaz enfeksiyonuna neden olan bakterilere karşı faj terapisi geliştirildi.

Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu tarafından yürütülen projeyle antibiyotiklerin kullanılamadığı durumlarda faj terapisi uygulanması mümkün olacak.

petri-kabi.jpg

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından desteklenen çalışmasayesinde antibiyotik yerine sprey veya dezenfektan gibi ürünler geliştirilerek boğaz enfeksiyonu kalıcı olarak tedavi edilebilecek.

Türkiye’deki streptokok enfeksiyonuna özgü fajların ilk kez karakterize edilerek dünya literatürüne kazandırılacağının altını çizen Prof. Dr. Karaoğlu, “Tabii bu çalışmanın burada kalmaması ve daha ileri aşamaya gitmesi için bakteri virüslerini izole edip bir anlamda antibiyotiklere alternatif olabilecek bazı durumlarda faj izolasyonlarını hedefledik ve bu alanda da Türkiye Sağlık bilimleri enstitüsüne bir proje sunduk.

TUSEBE verdiğimiz proje de A grubu beta-hemolitik streptokoklar (GAS) fajlarının izolasyonu ve faj gen homonun enzim aktivitesi ile ilgili çalışmalardı. Bu çalışmamız başarıyla sonuçlandırılabilirse benzer çalışmalarla buradaki hedefimiz Faj kültür koleksiyonu oluşturabilmek. Özellikle yüzeyel enfeksiyonlarda antibiyotiğe faj ile ilgili terapi yöntemini devreye sokmak” dedi.

Özellikle antibiyotik ilaçlara alerjisi olan çocuklar için etkili bir yöntem arayışında olduklarını kaydeden Karaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bununla ilgili aslında dünya antibiyotiklerin keşfinden önceki yıllarda 1940'lar dan 1975-1985 yılları arasında özellikle Rusya’da Faj terapi uygulanıyordu. Ancak hayatımıza antibiyotiklerin girmesiyle bu çalışmalar kısıtlanmıştır.

Antibiyotikler keşfedilmiş olmasına rağmen direnç gelişimiyle karşı karşıyadır. Bizde bütün dünyada olduğu kadar yüzde 5 civarında hastamızı alt solunum yolu enfeksiyonlarla kaybetmekteyiz. Bunlara özellikle alternatif olabilecek yöntemdir Faj terapisi. Bu yöntemle ilgili çalışmaları başlatmak amacıyla bu projeyi dizayn ettik. Ancak streptokoklar hakkında ülkemizde ilk yapılan çalışma olacaktır. Bu çalışma tamamlandıktan sonra evimizde özellikle boğaz enfeksiyonunda ilaca alerjisi olabilen çocuklar için alternatif bir seçeneğimiz olabilecek mi sorusundan yola çıktık. Umarım olumlu sonuçlar alırız.

Tabi ki Faj izolatlarımız var ancak bunun çalışmayla bir an önce kullanılabilir hale dönüştürmek daha sonraki aşamalarda daha büyük projeler de uygulama safhasına geçirmeyi hedefliyoruz. Özellikle antibiyotiğin kullanamadığımız durumlarda antibiyotiğinin yetmediği alanlarda alternatif çözüm faj terapisidir.”

bakteriyofaj.jpg

Bakteriyofaj (veya kısaca faj), Eski Yunancada "bakteri yiyen" anlamına geliyor ve literatürde bakteri virüsleri olarak adlandırılıyorlar.

Fajlar, insan da dâhil olmak üzere memeli hücrelerini enfekte edemiyor, bakterilerin hücre içi zorunlu paraziti olarak yaşayabiliyorlar. Bu yüzden parazit oldukları hücreden ayrıldıkları an yaşamsal faaliyetleri de duruyor. Bakteriyofajların kendine özgü ilginç bir özgüllüğü vardır ve bu özelliği ile sadece kendine has spesifik bakterileri hedef alarak onları enfekte ederler. Bulundukları ortamdaki doğal mikrofloraya (örneğin insan bağırsak mikroflorasına) zarar vermezler.

Bakteriyofajların her 48 saatte, dünyadaki bakterilerin yaklaşık olarak yarısını yok ettikleri öngörülmektedir.

Popular Articles

Latest Articles