HEDEP'li Sırrı Süreyya Önder, Ulucanlar Cezaevi müzesindeki adının silinmesini Meclis'e taşıdı. Önder'in “Hem cezaevine atmak hem de cezaevi müzesinden adını silmek AK Parti'ye nasip oldu. Az buz bir keramet değil” ifadelerini kullandı. Önder'in bu sözleri vekilleri güldürdü.
TBMM Başkanvekili ve HEDEP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 12 Eylül Darbesi’nin ardından tutuklu olarak kaldığı ve sonradan müzeye dönüştürülen Ulucanlar Cezaevi'nden biyografisinin Kobanê davasından tutuklandığı dönemde kaldırılmasını Meclis gündemine taşıdı.
Önder'in “Ulucanlar Cezaevi müzeye dönüştüğünde 12 Eylül döneminde yattığım ranzaya benim adımı gösteren bir plaket çakılmıştı. Sayın Selçuk Bey (Özdağ) de burada; ne hikmetse ben cezaevine girince bu son girdiğimde oradan benim adımı söktüler. Şaka yapmıyorum. Peki kimi yazdılar? Selçuk bey o zaman AK Parti'deydi, onun adını yazdılar. Hem cezaevine atmak hem de cezaevi müzesinden adını silmek AK Parti'ye nasip oldu. Az buz bir keramet değil” sözleri vekilleri güldürdü.
Sırrı Süreyya Önder'in 1985 yılında 11 ay tutuklu kaldığı Ulucanlar Cezaevi’nin kapatılıp müzeye dönüşmesinin ardından yayınlanmaya başlayan biyografisi, 2019 yılında kaldırılmıştı. O sırada Önder, Kandıra cezaevinde tutuklu bulunuyordu. Müze yönetimi tarafından Sırrı Süreyya Önder’in kaldırılan biyografisinin yerine o dönem AKP'li olan milletvekili Selçuk Özdağ’ın biyografisi konulmuştu. Özdağ, 1980-1986 yılları arasında “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar” davası nedeniyle Ulucanlar Cezaevi’nde tutuklu bulunmuştu.